Baba
Kolumu tutan kişiye bakacak cesaretim yoktu. Hangi tecavüzcü hangi mahalle kekosuysa gitmesi için dua etmeye başladım. Bu ara sokağın havasıysa durumu daha korkunç hale getiriyordu.
"Suzuki."
Duyduğum sesle yerimde irkildim. Sesin sahibi beni hem korkutmayı hem de rahatlamamı sağlamıştı. Yavaşça yüzümü arkamdaki gölgeye dönerken aldığım nefes sayısını saymaya başladım.
"Mitsuya."
Mitsuya rahatlamış bir şekilde bana bakarken dün gördüğüm sahnelerle Mitsuya'yı bağdaştırmaya çalışıyordum. Doğrulduğum an cüssesiyle bana sarılması bir oldu. "Gece evde değildin. Bütün gün seni aradım." Sarılmasına karşılık vermeden kollarımı havada tutuyordum. Büyüyen göz bebeklerimle bu anın bitmesini beklemekten başka çaremiz yoktu.
'Neden bana yalan söyledin?' Hayır: 'Neden kardeşlerine yalan söyledin?' İçimdeki tüm soruları ve güvensizliği püskürtmek istiyordum. 'Babamın beni bıraktığındaki kalp kırıklığından mı faydalandın Mitsuya?'
Mitsuya acaba o kızla benim dalgamı nasıl geçiyordu?
Sarılmasına karşılık vermediğime şaşırmış olacak ki benden ayrılan Mitsuya bir adım geriledi. "Bir şey mi oldu?"
Mitsuya.
"Ayrılalım."
Ara sokağın pis çöp kokusu, hararetli havasından başka hissettiğim bir şey yoktu. Tek duyduğum şey vücudumun nasıl parçalara ayrılarak oraya yığıldığı. Psikolojik olarak yığılmıştım, fiziksel olarak ayaklarım yere tam basıyordu.
Bunun sebebi bendim; onu gerçekten tanıyamadım, kendi dertlerimle boğdum. Eminim o kız Mitsuya'yı daha iyi tanıyan ve seven birisidir. Ben sadece iğrenç bir duruma ve vücuda sahip bir kızım. Bildiğim tek şey, onu parçaladığım. O bensiz daha mutlu olacaktır.
"Ne?"
Gözlerim onun gözlerine bakmamaya yemin etmişti. Yere sabitlediğim gözlerimle yumruğumu sıktım. "Peki, neden, neden birden?" Gözyaşlarımın dökülmemesi için kendimi sıkmaktan yapabileceğim başka bir şey yoktu. "Seni hiçbir zaman sevmedim."
Gözleri açılabileceği kadar açılmış hayretle bana bakıyordu. "En düşük dönemimde yardım ettin, aşk zannettim." Gururum onu başka bir kızla gördüğümü söylememe el vermemişti. Ben bencil bir insandım. Hemde en bencil insan.
"Ah,anladım."Yine o iç ısıtan gülümsemesini yaptı. "Kendine iyi bak Suzuki." Arkasını dönüp giderken yapabileceğim tek şey ona bakmaktı. Mitsuya ara sokaktan çıkar çıkmaz yere çökmüştüm.
Kalbim çok acıyordu. Hemde çok. Neden acıyordu? Bu onu mutlu etmeyecek miydi? Kendimi düşündüğüm için mi üzülmüştüm? Hiçbir şeyi anlayamıyorum. Elimle kalbimi sıkıp çığlık atmaktan başka ne yapabilirdim ki.
Annemden sonra beni sarıp sırmalayan birini elimin tersiyle itmiştim. Ama o beni aldatmıştı değil mi? Evet, o beni aldattı nedensiz değilim. Peki açıklaması neydi? Arkasından koşup 'Şakaydı Mitsuya, o kız kimdi?' desem daha kırıcı olur değil mi?
Yanımda duran kıyafetimin bir parçası ayağına sarılı olan kedinin çoktan ölmüş cesetine baktım. Kucağıma alarak ayağa kalkmaya çalıştım. Ayağa kalktığım an sendelemem bir oldu. Ara sokağın boyanmış, kamyon arka sözü yazılmış duvarından destek alarak dik durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mitsuya Takashi x Reader
Teen Fiction"Sen... 30 Nisan'da hayatını sonlandırmayı mı düşünüyorsun?" ! [sh, intihara meyillilik, şiddet, argo, küfür, smut] !