Model? Müzisyen?
"Demek okulumuzdan ayrılıp mahalledeki diğer okula geçmek istiyorsun Suzuki-san." elindeki evrakları karıştıran adam aşağıdan bana bakarak söyledi. "Evet efendim."
"Bunun sebebi nedir? Babanız mı söyledi?" elindeki evrakları masanın üstüne koyup bana bakmaya başladı. "Hayır efendim. Kendi kararım." bana anladığını belirten kafa sallamasını göstererek gülümsedi. "Eski öğrencimiz olman ihtiyacın olduğunda buraya uğramana engel değil bunu bil isterim." ellerimi önümde birleştirerek müdürüme gülümsedim. "Teşekkürler efendim."
Müdürün odasından çıktıktan sonra dolabımdan eşyalarımı almak için sınıfa gittim. Kimsenin gözüne batmadan eşyalarımı almak istiyordum. Zaten herkes birbirinin derdindeydi. Tabi benim arkadaşlarım dışında. Son kitabımı da çantama koyup sınıftan çıkacağım sırada kapının önündeki bir kol geçmemi engelledi.
"Hey Suzuki... Birden bu transfer fikri de ne sikimden çıktı?" bana piç gülüşü atarak bakan Kazuki'nin arkasındaki Mai ve Kei'nin kollarını birleştirerek bana hesap sorma havalarına girdiğini gördüm. "Sıkıldım buradan. Hem diğer okul evime daha yakındı."
"Öyle mi? İnsan arkadaşlarına haber vermez mi hm?" cırtlak sesiyle öne atılan Mai ağzımın içine girdi. Tanrım hangi bokumla uğraşıyordum da bunlarla arkadaş oldum. "İşiniz gücünüz vardı. Rahatsız etmek istemedim." Uzatmadan gitmek istiyordum çünkü birazdan Mitsuya buraya beni yeni okuluma götürmek için gelecekti. Beni bu dangalaklarla uğraşırken görmesini istemiyorum.
"Çok düşünüyorsun o zaman bizi." dedi Kei. "Utanma da söyle. Bizi hayatında istemiyorsun değil mi sürtük? Bizi evinden 'ders çalışacağım' mıymıntısıyla uzaklaştırmandan anlamalıydım zaten." Kazuki'ye sinirle bakmaya başladığımda koridorun başında beliren Mitsuya'yı gördüm.
"Evet. Açıkcası evime gelip sikişmeniz ve bütün okulun dedikodusunun geçtiği sohbetiniz baymaya başlamıştı." Anlık gelen özgüvenle ağzımdan hepsi teker teker çıktı. Bana bakarken gözleri irice açılan Mai bana bağırarak küfürler etmeye başladı. Arkama bakmadan aralarından çekip Mitsuya'ya doğru yürüdüm. O sırada Kazuki sinirle bağıran Mai'yi tutmaya çalışıyordu.
Sanki bütün yükümü geride bırakmışım gibi koridorda yürürken Mitsuya'ya el salladım. Beni görünce gülümseyen Mitsuya kolunu omzuma attı. Merdivenlere doğru gitmek için yürürken arkama hafif göz ucuyla baktım. Kendi kendine bağıran, laflar sayan Mai'yi sakinleştirmeye çalışan Kei ve onun yanında bana şaşkınca bakan Kazuki'yi gördüm.
Kararımı vermiştim. Şu andan itibaren hayatımda sadece Mitsuya olacaktı. Beni denizde boğulurken daha da denizin dibine çeken kişilere değil, beni kurtaran kişilere ihtiyacım vardı. "Motora binmeyi unutmadın değil mi?" kaskı bana fırlatırken Mitsuya konuştu. "Hayır şoför." dedim kaskı kafama takarken. Kıkırdamasıyla motora bindik ve sonunda bu okulun dışına çıktık.
Mitsuya motoru durdurduktan sonra motordan indim. Sağıma dönünce gördüğüm okulla içimdeki bir şeyler kıpır kıpır olmaya başlamıştı. "Beğendin mi? Sizin okuldan daha büyük." Ağzım mutlulukla kıvrıldı. "Beğendim." Kafamdan Mitsuya ile aynı okulda okuyacağımızın anılarını hayal etmeye başladım.
"Okula daha adımımı atar atmaz bir kulübe yazılmak zorunda mıyım?" sınıfların önünden geçerken sordum. "Sana hayatın tadını çıkarabilmeyi öğretecek hobilere ihtiyacın var." dedi bana dönerek. Omzumu silktim. Haklı olabilirdi ama şu anıma kadar ne müzik ne de sanat alanında bir ilgilenmem olmuştu. Spor desen... daha toptan korkarım ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mitsuya Takashi x Reader
Teen Fiction"Sen... 30 Nisan'da hayatını sonlandırmayı mı düşünüyorsun?" ! [sh, intihara meyillilik, şiddet, argo, küfür, smut] !