4. BÖLÜM: Uyku

2.4K 147 47
                                    

MOKİTA'ya sezon finali verdiğim için burda aktif olabilir belki biraz. İkiside zor ve düşündüren tarzda kitap.

Yinede sizin için elimden gelen en iyisini yapmaya çalışacağım. Sizden bol yorumlu bir okuma istiyorum.

Şimdiden vakit ayırdığınız için teşekkürler. Seviliyorsunuzz 🫀

____________________________________________________________________________


"Baba benim için bıraktın değilmi?" Küçük kız hevesle sordu. Kendisini bir bağımlılığı bırakacak kadar önemli hissetmişti. "Yok be babam. Sedat abin uyuşturucudan öldü. Geçenlerde onu ben buldum. Ondan sonra sürmem saha ağzıma." Küçük kızın gülüşü soldu. Kızı için bırakmamıştı. Ölüm korkusu yüzünden bırakmıştı. Cemre içinden keşke babası yalan söylese diye geçirdi.

Yalandanda olsa 'senin için bıraktım kızım' lafını duymak isterdi. Ama asla duymadı. Hiç bir zaman ne annesinin nede babasının hayatında önemli biri olmadı. "Anladım. Nereye gidiyoruz peki?" Dedi sesi kısılırken. "Benim imza atmam lazım. Ondan sonra baba kız takılırız." Babası son olaydan sonra cezaevine girmişti bir sene. Şimdi şartlı tahliye ile serbest kalmıştı.

"Ya ne yapıcazki?" Dedi tekrar hevesi yerine gelerek. Heves etmekten asla vazgeçmiyordu. Hep bir ümidi vardı. "Dükkana geçeriz, sana pişti öğretirim." Dedi babası. Dükkan dediği yer şuanlık kaldığı yerdi. Kendisine sürekli yatacak başka bir yer buluyordu. "Piştimi?" Dedi Cemre anlamayarak.

Oda bi çeşit kumar oyunuydu. Zaten babasıda farklı bir şey bilmezdi. "Evet, oynarız beraber." İlk kart oyununu öğreniyordu Cemre. Kumara dair bildiği ne varsa babasından öğrenmişti. Kurnazlığı tamamen babasından öğrenmişti. İstemeyerekte olsa bir insan çevresinde gördüğü şeylerden mutlaka bir şeyler öğrenirdi.

§

"Lan! Olum didikleme demedim mi ben sana!" Abbas elindeki maşayla Fethi'nin kafasına vuracağı sırada Fethi son anda kurtuldu. Abbas mangalın başındayken Fethi arada etlerden ufak parça yiyordu. "Abbas vurmasana." Karısı Leyla ona kızınca Abbas durdu. "Ama etleri didikliyor şerefsiz." İsyan ederek Fethi'yi gösterdi.

"Didiklesin canım. Etmi yok sanki. Bir orduya yetecek kadar var." Dedi Leyla bir eli karnının üstündeyken. Abbas "Peki, sen nasıl istersen." Diyip mangalı yellemeye devam etti. "Saol canım yengem benim." Diyerek Fethi araya girdi. Abbas'ın yelleyen eli durdu ve çatık kaşlarıyla Fethi'ye baktı.

"Sabır yarabbim, sabır." Yellemeye devam ederken diğerlerine baktım. Akşam vaktiydi hafif çayır çimenlik bir yerde mangal yapıyorduk. Fethi koşa koşa diğerlerine salça olmak için gitti. Onlar hamak kurmaya çalışıyordu. İki tane hamak getirmişlerdi. Ekin çoktan kurmuş, kendi hamağına uzanmış sallanıyordu. Diğerleri bunu fark ettiğinde ilk Baran konuştu.

"Hacı gel şuna bi el at be. Orda yayılmışın hiç umrunda değil." Ekin kapattığı gözlerden birini açtı. "Banane oğlum. 3 kişi bir hamak kuramıyormusunuz?" Gözünü geri kapattı. "Paşam biz senin gibi uzman değiliz hamak konusunda, affet." Dedi Alper alayla. Ekin hiç umursamadan "Affettim hadi, gene iyisiniz." Dedi.

Fethi hamağın bir ucundaki ip aldı. "Bence şu düğümü açarsak. Bağlaması kolay olur." Diyip elindeki iple uğraştı. Can ise diğer ipi tutuyordu. "Onu çözmek pek sağlıklı olmaz gibi." Dedi Can şüpheyle. Fethi gülerek "Sen bana bırak çömez. İzle nasıl hamak kuruluyor." Elindeki çözdüğü düğümü bıraktı ve ipi ağaca geçirip bağlamaya başladı.

MEFTUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin