PAYİDAR

31 2 0
                                    

Bazen hayat zorlu kararlar vermeni ister, seni sınar ne yapacağını merak eder. Bunlardan en zoru sevdiklerinle sınanmaktır.

Onların kırılmasını üzülmesini istemezsin ama yapmak da zorundasındır, hayat işte insanın başına her şey gelebiliyorken senin başına neden gelmesin ki.

Askeriyeden arıyorlardı, açtı hemen telefonu. Güzeli uyanmasın diye sessiz konuşmaya çalıştı.

"Lan daha kargalar ötmedi" dedi.

"Bizim işimiz de o zaman olmuyor mu komutanım?" Haklıydı ses çıkarmadı Serdar.

"30 dakika içerisinde askeriyede olmanız gerekiyor time haber verdim komutanım" diyerek telefonu kapattı adam. Serdar sabır çekti görev görevdi de şimdi mi olmalıydı yani? Bu güzelliği nasıl bırakıp gidecekti, arkasından ağlamaz mıydı?

Boynuna gömdü kafasını, kokusu çekti içine. Huysuzlandı Ravza ama aynı anda da tebessüm ediyordu. Serdar gülerek baktı bu yüze, hafifçe dudaklarını öptü uyanmasın diye.

Öpünce, Ravza dağa çok sarıldı sırnaştı, "Serdar" dedi fısıltılı bir sesle. "Güzelim hiç yardımcı olmuyorsun" diyerek saçını sevdi alnından öptü.

Zorla da olsa yataktan kalktı, üzerini örttü tekrar öperek üzerini giyindi.

Görev geliyorum demezdi sonuçta, mutfağa geçti kahve makinesinin üzerine not bıraktı.

Günaydın güzelim, şu an yanında olmayı ne çok isterdim bir bilsen. O yeni uyanınca olan huysuzluğunu, bakışlarını hayal ederek gidiyorum birtanem. Görev geliyorum demiyor bildiğin gibi, ben kendime dikkat edeceğim sende dikkatli ol.Seni seviyorum Karadenizin hırçın dalgası..

Ardından dolabı açtı birkaç kahvaltılık hazırlayıp tepsiye koydu. Onu da makinenin yanına bıraktı. Anahtarı da aldı ne olur ne olmaz diye, aslında anahtarı kendi çıkartırmıştı. Ravza'nın haberi bile yoktu.

Sessiz adımlarla çıktı evden..

Arabasını akşam Albay için orada bırakmıştı, sanırım getittirmişlerdi.

Porscheye doğru ilerledi, arabasını yeni almıştı simsiyahtı. Bu araba Ravza ona geldiğinde, karşısına çıkmış ve şans getireceğini umarak almıştı.

Farklı fantezileri vardı ve bu arabada ona çok uygundu.

Arabasına bindi Serdar. Askeriyeye doğru gitti. Kapıdan geçtikten sonra arabayı park edip içeri girdi. Saate baktı bu saatte timi kahvaltı için yemekhanede olur diye düşünerek oraya girdi. Tam da tahmin ettiği gibiydi.

Onu görünce hepsi ayağa kalktı ve hazır ola geçti, "Rahat,afiyet olsun" diyerek oturdu o da. Timin keyfi yerindeydi.

Mustafa ve Bedir yanyana onların yanında Yadigar ve Hakan karşı tarafta ise Arda, Kenan ve Fırat oturuyordu.
Aralarındaki tek kız Yadigardı. Kız olmasına rağmen bir çok askere bedeldi harika bıçak ve hançer kullanırdı sahada mükemmel biriydi, 1.70 boylarında, sarıya çalan kumral saçları ve kahverengi gözleri vardı onu dışarıdan gören biri çıt kırıldım Sanabilirdi. Zaten çıt kırıldımdı karşısındaki adamları tek tek biçerdi, tatlı görünür zehir kustururdu.

Yadigar'ın yanındaki Hakan ise elit biriydi beyefendi olarak doğmuştu. Hayata çok aldırmaz fakat mantıklı kararlar verirdi. Timdeki herkes 1.85 üstü olduğu için o da o boylarda iri yapılı biriydi.

Mustafa grubun şaklabanı olabilirdi, enerjisi asla tükenmez sürekli başka bir şeyler düşünür iğrenç veya komik espriler yapardı.

Bedir de ona takılırdı bu ikili ayrılmaz ve çok güçlüydü.

OYUNCUNUN ANAHTARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin