Bölüm 6

704 40 32
                                    

Berna'nın bizim takıma gelmesiyle -yaklaşık olarak üç gün- Begüm'le bir kere bile yalnız kalma şansına erişemedim. Seda Ablanın yaptığı 'evde' uzanıyorum TEK BAŞIMA. Zaten acil durum konseyinden adaya dönene kadar kıkırdaşmalar, kahkahalar... O gece barakaya varır varmaz çok uykum olduğunu, uyuyacağımı söyledim. Uykum falan da gelmemişti Begüm'ü test etmek istedim sadece. Normalde uykumun geldiğini söylediğimde Begüm hemen "sen uyuyacaksan ben yalnız ne yapacağım Nefo" diyerek peşimden gelirdi. Hep birlikte uyurduk. AMA ŞİMDİ gözü Berna Hanımdan başka kimseyi gözü görmüyor.

İçimden mini minnacık bir ihtimal abarttığımın farkında olsam da bu gerçeği yadsımayı tercih ediyorum. Tamam yakın arkadaşsınız anladık ama daha düne kadar her şeyi senle ben yapıyorduk. 

Üç gün boyunca daha çok erkeklerle ya da yalnız vakit geçirdim. Begüm çok çağırdı Berna ile konuşurken, yoga yaparken ya da uyumaya giderken ama hep geçiştirdim bir bahane buldum onlara katılmamak için. Hem içten içe Begüm'e sitemliyim hem de Berna'yla pek vakit geçirmek istemiyordum.

Onunla zaten aram bir garip. Güvenemiyorum bir türlü ona. Onu her gördüğümde böyle içim bir huzursuz oluyor, karnıma garip sancılar giriyor. O yüzden gizliden gizliye onu gözlemlemeye karar verdim. Hakkında iyi düşünmeyen o kadar insan var sonuçta değil mi? Ya Begüm'ü üzerse? Buna asla izin vermem.

Onun mavi takımdaki ilk sabahında bu şekilde davranma kararını aldım. Zaten her ne kadar onu izlediğimi düşünse de bunu tamamen bir görev bilinciyle yaptım. Yoksa NEDEN seni uyurken izleyeyim. Yani sonuçta seni tam olarak tanımıyorum ve arkadaşımı korumalıyım. 

Bir de aklınca bana laf çarpıyor. Yok boşluğa bakmaya devam mı etmek istermişim de... Hayır çok meraklıyım sanki sana. 

Düşüncelerimle boğuşurken bir yandan atış çalışan Berna'yı izliyordum. Hızına bir kusur bulamam şimdi ama bu atışları 7/24 çalışarak ancak toparlarsın be kızım. Hayır bir kere yanlış ayağın önde, kolunu o şekilde uzatmamalısın. 'Yardım etsem mi acaba?'

Tam ayağa kalkıp ona doğru ilerlerken Begüm'ün sesiyle onun olduğu tarafa yöneldim.

"Nefo, bebişim bir yere mi gidiyordun?"

"Yok ya, bizim barakaya geçecektim. Sen niye geldin?"

"Aa o ne biçim soru gideyim istersen?"

"Hayır ya öyle söylemek istemediğimi biliyorsun."

"Ya seni özlemiş olamaz mıyım? İki lafın belini kıralım diye geldim." gülümsediğimi görünce devam etti. "Ha istemiyorsan benimle görüşmek, gidebilirim yani." alaycı bir edayla alt dudağını büzdü.

"Salaksın" diyerek yanımda yer açtım oturması için.

"Öyle diyorlar" dedi kıkırdayarak. Derin bir sessizliğin ardından lafa girdi "Nefise, üç gündür aramız garip gibi. Sen birazcık bizi kıskanıyor olabilir misin?" diyerek kafasını atış çalışan Berna'ya doğru yöneltti. 

Hayır neden, NEDEN benim Berna'yla onu kıskanacağımı düşünüyor? Begüm böyle şeyleri nereden çıkartıyor yani ne gördü,  ne biliyor? Berna, bir şey mi anlattı? Daha da önemlisi aralarında kıskanmamı gerektirecek bir şey mi var? Düşüncesi bile rahatsız edici yeterince. Ne münasebet. Zaten o sabah yok elini beline koymalar, beraber uyumalar falan yarışmanın çivisi çıkmış kardeşim. Düşüncelerimin derinleşmesiyle; boynumun karıncalandığını hissedebiliyordum, sağ bacağımı aşağı yukarı daha da hızlı sallamaya başladım.

"Niye kıskanmam gereken durumlar mı var?" diye sordum çok önemsemezcesine. Yani öyle sorabildiğimi ummak istiyorum.

"Sen neden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun" 

Delireceğim şimdi ne demek bu? Tam ona ne saçmalıyorsun diye çıkışacakken sözlerine devam etti.

"Nefo'm, bugüne kadar sürekli dip dibeydik. Neredeyse günün 24 saatini beraber geçiriyorduk. üç gündür sanki seninle ilgilenmiyormuşum gibi hissetmiyorsun değil mi?" dedi omzuyla omzumu dürterek. 

Aslında tam olarak hissettiğim şey buydu ama az önce kafamda kurduğum düşüncelerden sonra içim o kadar rahatladı ki sinir, öfke falan kalmadı. Yani tövbe estağfurullah neler düşündüm öyle. Kız kıza olacak iş mi? Ohh be üstümden bir yük kalktı. Begüm'ün hala bir şeyler söylediğini fark edince dikkatimi tekrar ona verdim.

"... yani Berna'nın bu takıma geçmesi artık seninle daha az zaman geçireceğim anlamına gelmiyor ki" Bakışlarımı yere doğrulttum.

"Başta böyle hissettim, bozuldum da ama Berna'yı tanımamam, hakkında duyduklarım da beni düşündürdü açıkçası." Ona doğru bakarak devam ettim "Beni ihmal etmezsen bir sorun göremiyorum Bego" diyip omzumu omzuna değdirdim aramızın düzeldiğini anlaması için.

Bana sarılıp "Lütfen onun hakkında ne söylendiyse unut, yeni bir sayfa aç. Anlatılanlardan çok çok daha fazlası o. Hem Berna, seni çok seviyor ama o, sen benim yanımdayken gelmediğin için senin onunla vakit geçirmek istemediğini düşünüyor. Benim için onu tanımaya çalışsan, olmaz mı?" diyerek gözlerini kırpıştırmaya başladı. 

Haklı olduğu yanlar vardı sözlerinde. Ona hiç şans vermedim. İlk sabahındaki konuşmamızdan sonra da onunla iki kelime ettim ya da etmedim. Begüm'ün yanağını sıkıp "Bakarız" diyerek ayağa kalktım.

Begüm, bana son bir kez daha sarılarak teşekkür etti. Çünkü ona karşı bir adım atacağımı anlamıştı. 

Bizi izleyen, ne olduğunu anlamayan Berna'nın yanına doğru ilerledim. Yanına gelene kadar bakışlarını üzerimde tutmaya devam etti. "Yarın sabah erken kalk" dedim.

Gözlerini anlamaya çalışan bir ifadeyle kıstı. 

"Teklif ettiğin stretching'i yapacağız. Sonra da bu MUHTEŞEM(!) atışlarını düzeltmen için sana yardımcı olacağım" diyerek yüzüne bile bakmadan barakanın yolunu tuttum. 

Hava karardıktan sonra uyumaya gidene kadar erkeklerle vakit geçirdim. Kızlar barakasına geçtiğimde barakada sadece Damla vardı. Ona iyi geceler dileyip yerime geçtim. Gözlerimi kapattığımda aklımda Begüm'ün bana Berna hakkında söyledikleri dolanıyordu.

'Hem Berna, seni çok seviyor'

Gülümseyerek uykuya daldım.

Don't Blame me / NefBerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin