Adam Sıla'nın panik olduğunu görünce kapıyı kilitledi. Anahtarı avucunun içinde sıkarken, birden alaycı tavrı yerine ciddiyetini koruyan sima dikildi karşısında.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun! " Bağırdı Sıla.
"Bak Sıla seni gerçekten yakından tanımak istiyorum, eminim ki paylaşacak çok şeyimiz var. Ortak özelliklerimiz var"."Ortak özellikler mı?! Seninle ne ortak noktamız olabilir?!" Sıla çıldırmış gibi bakıyordu adama.
"Neden bana karşı öfkelisin Sıla? Sadece tanımak istiyorum seni!
"Anlaşılan benden de para istiyorsun! Öyle mi!"
"Sıla yapma!"
"Öyle değil mi?! Yoksa neden beni rehin aldın burada?! Pis herif!"
"Sıla lütfen!" Adam tekrar Sıla'nın dudaklarını elliyle kapattı. "Benim senden tek istediğim şey seni tanımak "
"Bırak beni pis herif! Polisi arıyorum" diyerek Sıla çantasındaki cep telefonununu aramayı başladı.
"Telefonun bende" dedi adam umursamaz tavırla.
"Ne! Sen benim çantamı karıştırdın demek?!
Yetmedi benim telefonumu aldın, yetmedi beni dairende rehin tutuyorsun ve bırakmıyorsun!" Şimdi pencereden avazım çıktığı kadar bağırarak yardım isteyeceğim!"
"Sakin ol Sıla burada seni duyacak kimse yok!"
Sıla adamı iterek içeri koştu ve pencerereye doğru yöneldi, açmaya çalıştı ama pencere de açılmıyordu.
Sıla o anda iyice panikledi. "Yardım edin!"
Yardım edin! İmdat!" Bağırarak yardım istemesine rağmen kendi sesinden başka bir şey duyamıyordu.
Bu seferde kapıya doğru koştu, kapıyı var gücüyle vurmasına rağmen hiç kimse duymuyordu onu. Arkasında onu dikkatli izleyen o keskin soğuk mavi gözler vardı sadece.
Sıla'nın elleri ayakları boşaldı.
"Boşuna korkuyorsun Sıla! Sana zarar vermek değil niyetim" Sakinleştirmeye çalıştı adam.
Sıla kendi kalp atışında boğuluyor gibiydi.
"Peki" dedi Sıla pes etmiş gibi.
"Söyle neden beni bırakmıyorsun?!"
Adam Sıla'ya ellerini uzatırken Sıla keskin adımlarla geri çekildi.
"Tamam bak sakin ol, sadece konuşalım ve bana sadece bir hafta ver. Seni tanımak konuşmak istiyorum. Sonra söz seni daha da tutmam ve beni görmek istemezsen görmezsin"."Sen benimle alay mı ediyorsun! Tam bir hafta beni burada tutacak mısın! Herkesten önce kocam beni arar, bulamayınca polisi arar!"
"Belkide aramaz" kısık sesle fısıldadı adam.
"Efendim!" Neden aramaz! Sen nasıl bu kadar emin konuşuyorsun!"
"Yani sadece bir tahmin, seni aldatan kocanın belkide canına minnet olur diye düşündüm"
"Kes sesini! Aldatmış olabilir ama bu karısını aramaz anlamına gelmez". Sıla kaşlarını çatarak adama sert baktı.
"Afedersin, seni üzmek için söylemiyorum"
"Ayrıca sen bundan cesaret aldın anlaşılan!
Boşuna heveslenme! Benim kocam beni arar ve seni içeri atacaklar! Hapishanede çürürsün pis fırsatçı herif!"
Tüm hakaretlere rağmen Adamın Sıla'ya bakışları ne öfke ne alaycı tavır ifadesi vardı suratı birden yumuşamış, Sıla'ya karşı farklı bir bakışı vardı.
Sıla bunu acıma duygusu olarak algılamış olacaktı ki hemen peşinden ekledi.
"Bana acımana gerek yok! Yeter ki beni bırak! Yoksa!"
"Sıla bak ben senin kadar yalnızım, hata senden belki daha fazla yalnızım. Duygularımı paylaşmak istiyorum ama kimse yok"
"Senin mi ?!" Dedi Sıla dudaklarını kıvırarak.
"Sende duygu mu var! Sen para pul ve kendini satmaktan başka ne duyguya sahip olabilirsin ki !"
"Bir gün sana bunu elbette kanıtlacağım, görürsün "
" Beni hemen bırakıyorsun!"
"Hayır "dedi adam sakin ve özgüvenli sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evcilik oyunu
Mystery / ThrillerAldatılan kadın onu yerini kim aldığını görmek ister mi? Evet mi, hayır mı?