Parmakları kendini sanki dinlemiyordu,
Evlilik cüzdanını çekyat üzerine atıp fotoğrafını çekmeye çalışıyor, elleri kendine ait değilmiş gibi Sılaya inat telefonundaki fotoğraf çekme tuşuna basmıyordu. Her ne kadar çaba gösterse de evlilik cüzdanını fotoğrafını çekmeyi beceremiyordu.
"- Lanet olsun! Lanet olsun!" - sayıklıyordu Sıla.
Fotoğraf bir kaç çekimden sonra bile bulanık çıkıyordu, ellerine hâkim olamayan Sıla yabancı birinin ellerini kullanarak çekim yapıyordu sanki. Sonunda başarıyla çekilen fotoğraflar Ona gönderildi.
Görüldü... ✓
Cevap: - "benim haberim yoktu, inanın bana evlenip ayrıldım, 7 yıl evli kaldığı çocuğunun olmadığını ve tekrar evlilik düşündüğünü söyledi. Yoksa benim evli biriyle ne işim olur?Sıla çıldırmış gibiydi, hayır bu kıskançlık değil bu farklı bu duyguydu.
Bir adamın insan yerine koymasın ve ezik kocasının kimseye gereği olmadığını ama aynı zamanda o "Ezik kocası" onu aldattığı düşüncesi Sıla'nı çileden çıkarıyor egosunun yerle bir ettiği için onu hamam böceği gibi ayaklarını altına alarak yok etmek geliyordu içinden.Sıla: "- İsim neydi senin?"
Cevap: " - Ebru."..
Sıla: "- Bak Ebru şimdi adamın evli olduğunu öğrendin artık!"Ebru: "- Evet, ve hâlâ şoktayım". Neden böyle bir şey yaptı ki? Hatta eşim başka biriyle evlendi bile, "- dedi.
Sıla: "- Seni kandırmış, işte!"
Ebru: "- Peki, siz gece gündüz neredeydiniz ki?
Gayet rahat bekar insan gibi davrandı.Sıla: "- Bana bak Ebru, şansını fazla zorlamadan bizim hayatımızdan kaybol.
Sana hesap verecek değilim. Evli erkekler ile tanışan, yazan, görüşen sensin!
Ayrıca nerede tanıştınız?!"Ebru: "- sosyal medyada bir tanışma evlilik sayfasında bana mesaj attı".
Sıla: "- Sen hemen tanımadığın bir adamın her sözüne, lafına inandın ve evlilik hayalleri bile kurdun öyle mi?!"
Ebru: "- bana boşanmış biriyim dedi ama. Vallahi bilmiyorum, ben karaktersiz biri değilim evli biriyle işim olmaz zaten. Ben yarın sizi arasam olur mu anlatmak için? Size ulaşabileceğim bir numara yazın lütfen.
Sıla: görüldü...✓Bir anda kibar nezih bir Sıla'nın yerine "pazar arabası" gibi kadın çıktı.
Buruşuk yüz ifadesi şimdi küfür edecekmişçesine değişti, o anda belki içinde küfürü basıyordu ama bunu kimse bilemez.
Bir anda eşinin iş yerine gidip içinde biriken öfke yığıntısını orada kusup bırakıp gelmek isteği terk etmiyordu, diğer yandan o çok değer verdiği gururu müsade etmiyordu. Ayakları dâhi izin vermiyor Sıla'nı dinlemiyor hain yabancı gibi bir yerden ayrılmak istemiyor mum misali donmuşlardı.Halsizlik üstüne çöken Sıla elinde kocasının telefonuyla çekyata yığıldı.
İçini birine dökmesi, açılması gerekiyordu ama yapısı buna yol koymuyordu. Annesine bu tarz olayları anlatamazdı hem anlatsa da annesiyle dert paylaşmaktan zevk almıyordu. Nasıl olsa da düzgün bir şey çıkmazdı annesinden ne duyacağını şimdiden biliyordu.
Kız arkadaşını aklından geçirdi ama ona da anlatamazdı onu yeterli derecede akıllı bulmuyordu. Sabah akşam kendi kocasını kötüleyen, mahremine kadar anlatan arkadaşından adam akıllı bir tavsiye çıkacağına inanmıyordu. Hem kız arkadaşı kocasının nasıl onu farklı kadınlarla aldattığını anlatırken Sıla gururla benim eşim hiç bir zaman beni aldatmadı eğer öyle bir şey yapsaydı onunla anında boşanırdım diye ağzını doldurarak söylerdi. Şimdi de eşi onu aldatmış ama ne yapacağını bilmiyordu. Bu çok aniden ve hiç beklenmedik anda gelen bir çığ gibiydi.
Eşi işten eve dönünce ne diyecekti ona?
Ne sorusu soracak, hiç bir fikri yoktu. Yorgundu sadece bunu biliyordu. Tek varlığı mutluluğu olduğunu düşündüğü ailesi şu an yok olmuş, yedi yıllık var olan evliliği şu anda tozla karışmış yok olmuştu. Aslında var mıydı ki bu evlilik biz ailemiydik? Sıla'nın aklından eşinin en yakın arkadaşı Furkandan hoşlandığı anlar aklına geldi. Deniz rengi gözleri, simsiyah kirli sakallı gülümseyen o şeker pare dudaklarının etrafını kaplamış, dalgalı kara gece gibi saçları vardı. Onu gördüğü andan itibaren Sıla'nın rahatı yoktu, ne olduğunu kendisi de anlayamadığı bir duyguydu. Ama bir tek şeyi biliyordu ki eşinin arkadaşını "Yasak elma" gibi görüyordu. Onunla değil aşk yaşamak, bakmak bile yasak olan bir mücevher gibi bakıyordu ona. Ama Sıla'nın Furkan'ı unutması mümkün değildi. Furkan neredeyse gün arayla onlara geliyor ve yeni arkadaş olmalarına rağmen sık sık uğruyordu. Sıla daima eşine acıyarak bakmıştı, herkes Sıla'nın eşine aşık kadın olarak biliyordu oysa Sıla sadece zavallı kocasına acıyan bir kadındı. Sırada ne var? Asıl şimdi ne yapacağını soruyordu kendi kendine. Artık o "zavallı koca" yerine "hain koca" gelmişti.
Artık ona acımasına gerek yoktu. Belki onca yıl boşuna devam eden bu evlilik kurumunu sonlandırma zamanı eline fırsat gibi geçmişti.
Nasıl olsa da bir sebep vardı.Peki Sıla ne yapacak?
Boşanmayı mı tercih edecek yoksa evliliğini devam edecek mi?
İsterseniz
Fikirlerinizi yorumlarda yazabilirsiniz.Her salı yeni bölüm.
Desteklerinizi bekliyorum 😊 yorum ve oylarınızı esergemeyin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evcilik oyunu
Misterio / SuspensoAldatılan kadın onu yerini kim aldığını görmek ister mi? Evet mi, hayır mı?