•13•

331 56 25
                                    

Seungmin, ne diyeceğini bilemeyince öylece durup gözlerini kırpıştırdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Seungmin, ne diyeceğini bilemeyince öylece durup gözlerini kırpıştırdı. "Yanılıyorsun," dedi en sonunda.

Minho küçük bir kahkaha attı. "Yalan söylüyorsun."

Seungmin kaşlarını çattı. "Nasıl bu kadar emin olabilirsin ki?"

"Gözlerinden anlaşılıyor," dedi gülümseyerek. Seungmin tekrar konuşmadan onun sözünü kesti. "Ve hayır, herkese her zaman böyle bakmıyorsun."

Seungmin tekrar bakışlarını kaçırdı. Hislerinin bu kadar anlaşılır olmasından nefret ediyordu. "İyi..." dedi, sesini sabit tutmaya çalışarak. "Geç dalganı..."

Minho onu izlerken hafifçe gülümsedi ve elini uzatıp Seungmin'in kucağındaki elinin üzerine koydu. "Neden dalga geçeyim?"

Seungmin tekrar ona şaşkın bakışlarını çevirdi. "Nasıl yani?"

Minho derin bir nefes aldı. "Seni seviyorum, Kim Seungmin. Tahmin edemeyeceğin kadar çok seviyorum seni."

Seungmin, Minho'nun itirafını duyduğunda önce şaşkınlıkla donup kaldı. Gözleri genişledi ve Minho'ya bakarak tekrar tekrar gözlerini kırpıştırdı. "Gerçekten mi?" dedi, sesi hafifçe titreyerek. Minho'nun samimi gülümsemesi karşısında, Seungmin'in yüzünde inanmayan bir ifade belirdi. "Neden gerçek gibi gelmiyor?" Derin bir nefes alarak, kafasını karıştıran bu beklenmedik açıklamayı sindirmeye çalıştı.

"Minho, Seungmin'in tuttuğu elini alıp kalp atışlarını hissetmesi için kendi göğsünün üstüne getirdi ve bakışlarını onun gözlerinden kaçırmadan devam etti. "Sadece yanımda olman bile kalp atışlarımı hızlandırırken, sana yaklaştığımda ne kadar hızlı attığına bak."

Seungmin, elinin altında hissettiği kalp atışlarıyla bakışlarını elinden çekmeden gülümsedi. Minho'ya zaten güveniyordu, ama gerçekten böyle hissettiğini anlamak, ona daha çok inanmasını sağlamıştı.

Kızarmış yüzüyle bakışlarını tekrar Minho'ya çevirdi. "Ne zaman fark ettin peki?" Bu sorunun cevabını çok merak ediyordu.

Minho, onun kızarmış yüzünü izlemekten zevk aldığı için aptalca sırıtmaya devam ederken konuştu. "Fark etmedim. Sadece büyük bir risk alarak biraz üzerine geldim. Ya kabul edecektin ya da sen benim üzerime gelerek bana itiraf ettirecektin. Şansım yaver gitti.... sanırım?" dedi gülümseyerek.

Seungmin Minho'nun göğsüne koyduğu elini hızla çekip omzuna hafif birkaç yumruk geçirdi. "Sen çok fenasın!"

"Minik yumruklarınla sevdiceğine mi vuruyorsun? Çok ayıp cık cık cık." diyerek onu bileklerinden yakaladı.

"Görürsün minik yumruk kiminmiş! Bırak bileklerimi!" dedi ellerini kendine çekmeye çalışırken.

"Birdenbire hırçınlaştın ne oldu? Ayrıca sevdiceğin olduğumu kabul ediyorsun yani?"

Seungmin derin bir nefes aldı. "Kabul ediyorum oldu mu?"

Minho kendi kendine sırıttı ve Seungmin'in bileklerini serbest bırakıp onu kendine çekip kollarının arasına aldı. "Çok güzel oldu." diye mırıldandı kulağına doğru.

Seungmin bu sefer kaçmakla uğraşmayıp onun sarılışına karşılık verdi. Çenesi Minho'nun omzuna yaslıyken gülümsedi kendi kendine. Şu anda heyecan, huzur ve mutluluğu aynı anda hissediyordu.

Sevdiğini sesli bir şekilde ifade etmediği için geç olmadan söylemek istedi ve sessizce mırıldandı. Nasıl olsa onu duyacaktı. "Ben de seni seviyorum..."

Minho, duyduğu karşılık ile gülümsedi. Şu an bu yaşadıkları anın gerçek olmadığını düşünmeye başlamıştı.

Sarılışını gevşetti ve geri çekilip gülümseyerek sevdiği çocuğun yüzünü izledi bir süre. "Teşekkür ederim..." Seungmin anlamayarak kaşlarını çattığında Minho açıklamaya devam etti. "Beni sevdiğin için." Sağ elini kaldırıp Seungmin'in yanağına koydu ve baş parmağıyla yanağını hafifçe okşadı. "Bunun benim için ne kadar değerli olduğunu anlatamam."

İç çekti ve elini geri çekip devam etti. "Şimdi... soracağım...bir saniye.." Derin bir nefes aldı ve terlemeye başlayan ellerini kendi dizlerine sildi ve gözlerini Seungmin'e çevirdi, ve o soruyu sordu. "Erkek arkadaşın olabilir miyim?"

Seungmin sadece gülümseyerek başını salladı. "Olabilirsin." diyerek mırıldandı ve tekrardan Minho'ya sarıldı. "Lütfen bir süre böyle kalabilir miyiz?" diye mırıldandı, yüzünü artık yeni erkek arkadaşı olan Minho'nun boynuna gömerek.

Minho gülümsedi ve ona sarılıp saçlarını okşarken "Sen nasıl istersen.." diye mırıldandı, sırtını koltuğa yaslarken. Artık daha rahat bir pozisyonda kucaklaşıyorlardı.

Bir süre sonra Seungmin boğuk bir sesle sessizliği bozdu. "Yüzüne bakmaya utanıyorum."Minho kıkırdadı. "Neden? Az önce bakıyordun."

"Artık hyungum değil, erkek arkadaşımsın."

Minho, Seungmin'in omzularından tutup kendinden biraz uzaklaştırdı ve yanağına küçük bir öpücük kondurduktan sonra burnunu Seungmin'in burnuna sürttü hafifçe. "Bu yüzden artık daha rahat olmalısın, daha gergin değil."

Seungmin kızardı ve başıyla küçük bir onaylama yaptıktan sonra tekrardan Minho'ya sarıldı. "Haklısın." dedi gülümseyerek.

∴ ❈ ∴

Seungmin yurdun kapısını açtı ve hızla kapıyı arkasından kapattı. Minho'yla geçirdiği huzurlu dakikalardan sonra yurda geri dönmek zorunda olduğunu söylemişti bu yüzden Minho onu yurda bırakmıştı. Seungmin arabadan inmeden önce Minho yanağını öptüğü için içine küçük bir telaş kaplamış ve hızlıca görüşürüz diyerek yukarı çıkmıştı.

Daha önce öpüşmüş olsalar bile, artık erkek arkadaşı olduğu için daha heyecanlı hissediyordu.

Erkek arkadaş...

Gerçekten artık erkek arkadaşıydı. İnanılır gibi değildi.

Biraz daha ilerleyip salona geldiğinde üyelerin orada olduğunu gördü.

Hyunjin "Ooo, bizim çalışkan da geri dönmüş. Sabahın erken saatlerinde şirkete gidecek kadar kafayı mı yedin sen?"

Seungmin, Jisung'a küçük bir bakış attıktan sonra Felix'in yanına oturdu.

"Pratik yapmam lazımdı."

Felix "Arada bir kendini de düşün hyung." diyerek omzunu sıvazladı. Seungmin başını salldıktan sonra ayağa kalktı. "Ben biraz dinleneyim." diyerek odasına gitti kapıyı kapatmadan Jisung'un gelmesini bekledi.

Biliyordu ki onun bir bahane uydurup yanına geleceğini. Tahmin ettiği gibi de olmuştu. Jisung, Seungmin'in odasına gelip kapıyı kapatıp heyecanla Seungmin'e döndü. "Anlat neler oldu."

Seungmin gülümsedi ve elleriyle oynarken mırıldandı. "Sevgili olduk."

Jisung fazla ses çıkartmamak için kendini zor tutmuş ve arkadaşına sıkıca sarılmıştı. "Biliyordum! Seni kim sevmez ki zaten?"

"Sus ya.." diye utanarak mırıldandı.

04/10/2023 - Çarşamba

•Perestiş•
13. Bölüm Sonu

-12.04.2024-

Baya baya hayalet takılıyorsunuz siz ya djkdnfkdkdm

Perestiş | 2Min [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin