Perestiş | 2Min [✓]

•24• FINAL

Minho, yeni sakin hayatının üçüncü günündeydi. Kendini boşlukta hissetse de kafası rahat olduğu için mutluydu. Özellikle Seungmin ile tekrardan birlikte olduğu için çok mutluydu.

Yanında uyuyan Seungmin'in hafifçe uzamış saçlarını kenara çekti. Birisini izlemekten zevk almak daha önce garip gelirdi. Ama Seungmin’i tanıdığından beri bakışlarını ondan ayıramıyordu.

Seungmin yavaşça gözlerini aralayarak Minho'ya baktı. "Bir şey mi oldu?" diye sordu uykulu bir sesle.

Minho gülümsedi. "Hayır, sadece saçlarını kenara çekmek istemiştim. Uyandırdığım için üzgünüm."

Seungmin daha çok yaklaşarak Minho'ya sarıldı. "Sorun değil. Çok uyudum zaten."

"Aç mısın? Kahvaltı yapalım mı?"

Seungmin yüzünü daha çok Minho'nun boynuna saklarken mırıldanarak cevap verdi. "Aylardır uyuduğum en iyi uykuydu. Sadece böyle durmak istiyorum."

Minho, tutuşunu sıkılaştırırken saçlarına küçük bir öpücük kondurdu. "Sen nasıl istersen..."

∴ ❈ ∴

"Gerçekten dışarıda gizlenmeden gezmek mi istiyorsun? Hem de benimle?"

Seungmin spor ayakkabılarını giyip bağcıklarını bağlarken başını salladı. "Evet. Korumam değil misin? Beni korursun?"

"Bekle o zaman, üstümü değiştirip geleyim..." diyerek odasına ilerleyecekken Seungmin, bileğinden tutarak onu durdurdu. "Takım elbise falan giymeyeceksin herhalde. Normal bir şekilde gel. Koruma gibi giyinme. Resmi bir yere gitmiyoruz sonuçta."

"Tamam, bugün senin günün, sen ne dersen onu yapacağım." Dolaptan spor ayakkabılarını giyerek anahtarlarını kot şortunun cebine koydu. "Gidelim."

İkili, Minho'nun evinden çıkıp asansörle aşağı inip birlikte binadan çıktılar. Minho otoparka doğru ilerleyecekken Seungmin yine onu durdurarak elini tuttu. "Yürüyerek gezelim."

"Tamam." Siteden çıktıklarında Minho, Seungmin'e ve el ele tutuşan ellerine baktı. "El ele mi gezeceğiz?"

"Bu senin için bir sorun olur mu?"

"Hayır tabii ki... Sadece ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum. İnsanlar bir şeylerden şüphelenecektir."

Seungmin yürümeye devam ederken ensesindeki saçları kaşıdı ve gözlerini kaçırdı. "Aslında çoktan öğrendiler."

Minho olduğu yerde durdu. "Bu da ne demek?" diye sordu şaşkınlıkla.

"Şey... dün ben şirkete açıklamak istediğimi söyledim. Artık yaptığım şeyleri düşünmek istemiyorum. Hem sen kararın bana ait olduğunu söylemiştin."

"Doğru... o zaman gidelim?" diyerek gülümsediğinde Seungmin de gülümsedi ve birlikte yürümeye devam ettiler.

"Kahvaltı yapmadık. Acıkmadın mı?"