3.4

412 19 2
                                        

Özgür'ün atmış olduğu mesajı görür görmez hemen evden çıkıp sahile gelmiştim. Neden bu kadar acele ettiğimi bilmiyordum.

Hatta o kadar acele etmiştim ki üstüme giydiğim anlamsız kıyafetler de bunun cabasıydı.

Tam on beş dakikadır ayağıma giydiğim, uzun topuklu botlarımla bakışıyordum. Garip olan ise üzerimdeki eşofman takımıydı. Toz pembe bir eşofman takımı...

Aman canım ne olmuş sanki? Alt tarafı sevgilimizle buluşuyoruz. Biz her halimizle güzeliz.

Sıkıntıdan telefonumu eşofmanımın cebimden çıkardım ve Özgür'ün sohbetine girdim.

Özgür: Sahilde buluşalım.

Hiçbir şey yazmayıp hemen evden çıkmıştım. Kafamı telefondan kaldırıp etrafı gözetledim ve uzaktan gelen sevgilimi gördüm.

Şükür kavuşturana.

Benim değişik tarzımın yanında o çok yakışıklı görünüyordu. Siyah boğazlı bir kazak giymiş altına da aynı renk pantolon giyinmişti. Üzerinde ise motorcu ceketi vardı ancak motorunu görememiştim. Sanırım sahile sokmak yasak olduğundan uzakta bırakmıştı.

Gözlerimi bedeninden çekip suratına odakladım. Gözleri kısık bakıyordu ve yere odaklanmıştı. Epey dalgın duruyordu. Kaşlarımı çattım bu görüntüsüne. İlk kez bu denli dalgın görünüyordu.

Beni hâlâ fark etmemişti.

"Özgür," diye seslendim beni fark etmesi adına. Yere odaklanmış gözlerini kaldırdı ve etrafına baktı. En sonunda beni fark ettiğinde baştan aşağı inceledi.

Utandım, ben gidiyorum.

Buraya ilerlerken dudaklarında alaylı bir tebessüm oluşmuştu. Kesin dalga geçecekti.

Yanıma ulaştığında hemen boynuna kollarımı doladım. "Sakın kombinim hakkında yorum yapma." Bu onu güldürmüştü. Ama ben gülmemiştim.

Kollarını belime doladı ve kafasını omzuma yasladı. Saçlarımın kokusunu içine çektiğini hissettim. Bu beni huylandırdığı için kıkırdamıştım.

Sonunda ayrıldığımızda kolları hala belimdeydi ve garip garip bakıyordu. "Yalnız söylemeden geçemeyeceğim," dedi ve derin bir nefes aldı. "Botlar çok yakışmış bunun altına." Ardından bir kahkaha.

Kınayıcı bir bakışla ona baktım ama sonra bende kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Ve bir fotoğraf sesi...

Sağıma baktığımda Özgür'ün kolunu kaldırmış ve fotoğrafımızı çektiğini gördüm.

"Ya Özgür!" Sinirli sinirli ona bakarken hızla diğer kolunu da benden ayırmış ve bir fotoğrafımı daha çekmişti. Komik görünüyor olmalıydım ki fotoğrafımı çekerken kahkaha atıyordu.

"Çok güzel çıktın," dedi kahkahası minik bir tebessüme dönüşürken. Yalancıydı. Tam bir cadı gibi çıkmış olmalıydım.

"Umarım gelecekte meslektaşım olacak insanlar da şu an bizi bu şekilde çekmiyordur." Şaka amaçlı söylediğim şeye Özgür nedense gülmemişti. Hatta yüzündeki tebessümü bile silinmişti.

"Özgür," dedi yavaşça.

"Efendim?"

Elini kaldırıp yanağıma koydu ve rüzgardan uçuşan saçlarımı arkaya doğru nazikçe iteledi.

Neden kötü bir şey söyleyecekmiş gibi hissediyorum?

"Uzatmadan direkt konuya gireceğim." Başımı salladım ve tüm dikkatimi ona verdim. "Amerika'ya gitmem gerek." Duyduğum şeyle gözlerim kapandı ve derin bir nefes verdim.

Aşk Haberi | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin