Üzerinde payetli bir elbiseyle kabinden çıkan Pınar'ı gören Cenk, kahkahalara boğulmuştu.
Akşam yılbaşını kutlamak için geçen ki gittiğimiz bara gidecektik. Pınar da giyecek hiçbir şeyinin olmadığını (!) söyleyerek Cenk'le bizi peşinden sürükleyip alışveriş merkezine getirmişti.
Şimdi de üzerine payetli bir elbise giymişti ve oldukça komik duruyordu. Cenk katıla katıla gülerken Pınar söyleniyordu. "Ben bu zevksizi niye getirdim ki ya?"
"Bence şu an," Cenk zar zor gülmesini durdurup konuşmasına devam etti. "Kim zevkli kim zevksiz tartışmayalım istersen." Yine haklıydı ama tabii ki ona bunu söylemeyecektim. Bir kere haklısın dediğimizde neler olduğunu gördük.
Pınar başını iki yana sallayıp güzel bir şey duymak ister gibi bana döndü. Hafifçe boğazımı temizledim ve oldukça ciddi bir ifadeyle konuştum. "Yani şimd-"
"Aşk olsun be dost dedik kalleş çıktınız!" diyerek alaylı bir şekilde konuştu Pınar. Arkasındaki aynaya dönerek kendini baştan aşağı süzdü ve kendi kendine konuştu. "Neyse bunu almayacağım sanırım."
Cenk'in çaktırmadan derin bir nefes verdiğini duyduğumda hafifçe omzuna geçirdim ve ona kınayan bakışlarımı yolladım.
Bir kaç yer daha gezdikten sonra saatin epey geçmesiyle beraber evlerimize dağıldık.
Cenk arabasıyla beni evime bıraktıktan sonra Pınar'ı da bırakmak için yol almıştı. Akşam yine bizi o alacaktı.
Hemen eve gidip hızlıca bir duş aldıktan sonra havlumu vücuduma sarıp duştan çıktım. Önce saçımı yapacaktım.
Çabucak saçlarımı kuruttum ve saç şekillendiricimle dalgalı bir hale getirip saç spreyi ile hacimlendirdim. Böyle gözüme daha hoş geliyordu.
Saçımla işim bittikten sonra dolabımın karşısına geçtim ve ne giyebileceğime baktım. Tercihim yine siyahtan yana olacaktı. Elime geçen bir kot pantolonu alıp yatağın üstüne attım ve üstüne bir bluz aramaya başladım.
Karmakarışık dolaptan ben bile çıkabilirdim. Sonunda aradığım bluzu aldım ve şöyle bir inceledim. Uzun kollu vücudu saran tülden bir bluzdu ve içinde crop bir astarı vardı. Üzerime de bir ceket giyerdim.
Hemen iç çamaşırlarımı giyinip üstümü de giyindiğimde geriye bir tek makyajım kalmıştı.
Makyaj masamın önündeki sandalyeye oturduğumda telefonuma gelen bildirim sesini duymuştum. Oflayarak ayağa kalktım ve yatağımın üzerindeki telefonu alıp bildirime baktım. Özgür mesaj atmıştı.
Özgür: Ne yapıyorsun bakalım? (18.33)
Siz:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Siz: akşam arkadaşlarla yılbaşını kutlamak için buluşacağız ona hazırlanıyorum.
Siz: sen ne yapıyorsun?
Özgür:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Siz: YA BU NE KADAR GÜZEL BİR ŞEY!
Siz: adı nee?
Özgür: Safir.
Siz: çok güzel ama bu
Siz: dişi mi?
Özgür: Evet, kızım o benim.
Özgür: Tanışırsınız bir gün.
Siz: sanmıyorum böyle uzaktan güzel.
Özgür: Korkuyor olamazsın değil mi?
Siz: korkmak değil de
Siz: alerjim var.
Özgür: Öyle mi?
Siz: ne yazık ki.
Siz: yine kaşla göz arasında yeni bir bilgi öğrendin benim hakkımda.
Siz: bu sebepten dolayı ben de senden bir bilgi öğreneceğim.
Özgür: Diyorsun?
Siz: aynen öyle diyorum.
Daha bir şey yazmadan telefonu yatağın üstüne bıraktım ve makyajımı yapmaya koyuldum.
Mavi gözlerimi ortaya çıkaran hafif bir makyaj yaptım ve kırmızı rujumu sürdüm. Boy aynamdan kendime baktığımda gayet güzel görünüyordum.
Cenk ve Pınar'ı beklerken birkaç fotoğraf çekinip biraz telefonda oyalandıktan sonra Pınar'ın geldik diye mesaj atmasıyla aşağı indim ve direkt arabaya atladım.
"Merhaba moda ikonları!" Bunu söyleyen bendim çünkü gerçekten ikisi de tam bir moda ikonu gibi giyinmişti.
Pınar, siyah straplez mini, üst kısmında tüy detayları olan bir elbise giymişti ve bacaklarına da file çorap geçirmişti. Ayrıca giydiği elbise, alışveriş merkezinden aldığı elbiselerden hiçbiri değildi. Bu kız niye böyle ya.
Cenk'e baktığımda üzerine siyah bir gömlek ve aynı renk kot giydiğini gördüm. Zaten erkeklerin kıyafet seçeneği çok fazla değildi.
"Kotundan vazgeçmemişsin yine bakıyorum," diyen Pınar'a kınayan bir bakış attım.
"Ben böyle süperim."
Bara gelene kadar birlikte muhabbet etmiş, dedikodu yapmıştık. Sonunda geldiğimizde Pınar'la kol kola girerek o şahane (!) ortama giriş yaptık.
İnsanların arasından ayrılıp bar kısmına geçtiğimizde gördüğüm kişiyle donakaldım.