Sabah uyandığımda Yaren yanımda yoktu.
Etrafıma bakındım,güzel kokan kokular beni mutfağa götürdü.Yaren'i gördüm karşımda kahvaltı hazırlıyordu.
Bu hal beni hayli bir uzaklara daldırdı.Yaren'in seslenmesiyle kendime geldim.
"Dalmışsın"
"Evet"
"Neye daldın böyle?"
"Evli, mutlu, çocuklu hayaller kuruyordum niye araya girdin" dedim.Yine o güzelim yanaklar utancından kızardı.
Bir insan bu kadar nasıl mahsum olabilir?
İnanılmaz bir şey,
Gözlerine hapsolmamak elde değil.Bir anda kendini orada kaybolmuş buluyorsun.Kendisi gibi kusursuzdu herşey, çokta acıkmıştık zaten hemen masaya geçtik.
"Nereden buldun da hazırladın onca şeyleri?"
"Apartman görevlisi kapıya bırakmış Erdinç sipariş vermiş"
"Vay be Kral adamdan Kral hareket ona borçlu olduk şimdi."Kahvaltımızı bitirdikten sonra hazırlanıp çıktık.
Güya okula gidecektik aramızda öyle güzel bir atmosfer vardı ki bozulsun istemiyorduk.
Sanki okula gidince bu büyülü atmosferden iz kalmayacaktı.
İkimizde birbirimizi ikna edip okula gitmeme kararı aldık.
Bu Yaren'e nasıl etki ederdi bilmem ama bana elektrik ve su faturası olarak baya pahalıya mal olacaktı.Sohbet ede ede yürüyorduk tüm caddeler, sokaklar, dükkanlar, insanlar bize aşkı hatırlatıyordu.
Aşık olmak aşkla yanmak nefesini alıp verirken her zerrende her hücrende yaşamak ve yaşatmaktı adeta.Bu kadar anlamlandıramadığınız bir çok şey olmasına rağmen yinede aşkla tutuşmaktı aşk.Onun yanında herşey fazlasıyla anlamlı hale geliyordu.
"Kütüphaneye gidelim mi?"diyişiyle kendime geldim daldığım o özel duygulardan.
"Neden olmasın?"En merkezi yerde olan büyük kütüphaneye girdik.
"Ne okuyalım?" dedim.
Elimden tutup;
"Gel benimle" dedi.Birlikte aşk kitapları yazan bölüme geldik.
Raflarda göz gezdirirken kitapların hepsi aşkla ilgili kitaplardı.
Aşk kadını, Aşk adamı yazarlarımız hepsi buradaydı.Yaren elini rafa uzatıp iki tane aynı kitaptan aldı.
Kitabı görür görmez tanımamak elde değildi.
Ortada duran o kalp ❤️ aşkın en tutkulu hâlini ondan başkası anlatamaz gibiydi.Kitapları alıp sessizce arka tarafta bir yer seçip oturduk ve başladık okumaya o güzelim aşk sayfalarını.
Kitabı okurken bazı özel yerlerde göz göze gelmek kaçınılmazdı.Aşk kadını Elif Şafak'ın da dediği gibi;
AŞK'ın hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır aşk.
Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır hasretinde...
**********************Kitap okuma faslı bitince çıkıp biraz daha yürüdük.
Alışveriş merkezine girip biraz turladık sinema salonuna gelip romantik komedi tarzında bir film seçtik daha seansına çok vardı diye gidip yemek yiyelim dedik.Yemek bölümüne geçince;
"İşte burası benim bölümüm" dedim.
"Yemek ile aran çok iyi bakıyorum yaşlanınca ton ton dedelere benzeyeceksin bu belli oldu ""İyidir yemekle aram hem yerim hem yaparım ama kilo almıyorum merak etme.Senin aran nasıl?
"Benim de iyi, güzel yemek yerim."
"Ya yapmak?"
"O yok bende."
"Nasıl ya sabah yaptın ya."
"İşte bir kahvaltı.
"Ne yani evlenince açmı kalacam."
"Biraz öyle olacak."
"Neyse ya önemli değil sen ol da her gün kahvaltı hazırasanda olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKO-AŞK
General FictionHerkes çok sevmek yada çok sevilmek ister bu hayatta.Ama ne kadar doğru çok istemek. Atalarımız boşuna "herşeyin fazlası zarar" dememiş.Peki ya sevmenin fazlası zarar mı? Zarar mı bilmem ama atalarımız boşuna konuşmaz diyorum. Bu kurgumuzda da bunu...