"Çağrı"
İkimiz de gelen sese doğru baktık.
"Bu Emir'in sesi"dedi Onur.Yıllar geçmesine rağmen hâlâ unutmamıştı sesini.Kapıya doğru adımladığım da karşım da Çağrı'yı buldum.Beklemiyordum ama görünce de şaşırmadım.Onur'u görmemesi için kapının dışına çıkıp kapıyı kapttım.Emir şoka girmiş Çağrı'ya bakıyordu.Çagrı da olayları anlamaya çalışıyordu.
Emir'in yanına gidip koluna dokundum "Sakin ol"
"Bittik biz Yaren"
"Sakin ol.Ne duyduğunu öğrenelim."Çağrı aramızdaki fisıldaşmadan rahatsız olunca
"Ne konuşuyorsunuz orada?"dedi.
"Senin ne işin var burada"
"Soruma soru ile cevap verme Yaren neler oluyor burada?"
Ben cevap vermeyince Emir olayı devr aldı.
"Sanane bundan sana hesap mı vereceğiz?" dedi.
Çağrı işaret parmağını Emir'e doğru uzatıp;
"Sen vermek zorunda değilsin ama o vermek zorunda"
"Hiçte değil kimsin ki sen?Daha dün tanıdığı bir yabancı."
"Ben onun sevgilisiyim"
"Ne olmuş sevgilisiysen?Rehin mi aldın? İstediği yerde isteğiyle buluşur" dedi öfkesini kendine kamuflaj sayıp giyen Emir.Çağrı dönüp bana baktı.
"Bir şey demiyecekmisin? dedi ben sessiz kalınca arkasını dönüp gitti.
Arkasından gitmek için yeltensem de Emir kolumdan tutup beni kendine çekti.
"Şimdi olmaz Yaren bu konu çok daha önemli sonra konuşursun onunla.'Emir derin bir nefes alıp elini kapı koluna koydu tam kapıyı açacakken bu kez de onu durduran ben oldum.
"Emir şuan içeri girersek bu konu çok uzar burdan gitmeliyiz.Hem Çağrı nereye gider kiminle konuşuyor bilmiyoruz."
"Bizden kimseyi tanımıyor.Tanımıyor değil mi?İki gündür tanıdığın birini tanıştırmadın değil mi?"
"Saçmalama Emir öyle bir şansım mı var?"
"Yani olsa tanıştırırdın?"
"Tanıştırırdım."
"Aptal."
"Çok konuşma hadi düş önümede gidelim."Ben ve Emir kapıya bir müddet baktık.Aslın da konu biz olsak o kapıyı tırnaklarımızla çoktan söküp atmıştık.
Ama konu oydu zarar görebilirdi.
Emir ile birlikte ülkeden göndermek için zorla onu ikna etmiştik.Şimdi de nefsi duygularımız için kesinlikle hayatını riske atamazdık.Kapının arkasından ona;
"Burda kalman riskli bizi takip eden biri olmuş burada kalma evine geri dönmen gerek" dedim.
Her ne kadar arkamdan seslense de duymamak zorunda kaldım.
Ben Emir'i Emir beni zorla oradan uzaklaştırdı.Arabaya binince ikimizde tüm tuttuğumuz hıçkırıkları bir anda bıraktık.
Emir arabayı çalıştırdı.Beni eve bıraktı ona baktım hiç konuşmadı.
'Görüşürüz' diyip arabadan indim.
Kapıyı çalınca çalışan abla kapıyı açtı.
"Semra abla evde kimse var mı?"
"Yok kızım kimse yok"Direk odama girip kapıyı kilitledim.
Banyoya girip suyu sonuna kadar açtım avazım çıktığı kadar bağırıp ağladım.
Onu uzun zamandır göremiyordum.
Bugün büyük gündü ve bu fırsatı Çağrı'nın yüzünden kaçırmıştım.Çağrı'ya hem çok kızıyor hemde kızamıyordum.Onu hem anlıyor hak veriyordum hemde anlayamıyordum.
O kadar karmaşık duygular içerisindeydim ki daha ben kendimi analayamamışken başka birinin beni anlamasını bekleyemezdim.Gözümden akacak yaş kalmayınca kendimi suyla temizleyip havluma sarıldım ve çıktım.Üzerimi giyip yatağıma uzandım.Bir an olsun onu aklımdan çıkaramıyordum.
Ona sarılışımı, sarılınca ondan ayrılamayışımı, kokusunu içime çekişi mi ne de özel bir insan oluşunu...Aklıma Çağrı da geliyordu ne diyecektim ki ona?Ne açıklama yapacaktım.
Dogruları söyleyemez ne yalan uydursam da inanmayacaktı.Biz birbirimizi çok kısa sürede ama çokta iyi tanımıştık.Eğer bu konu sadece benim hayatımı riske atacak olsaydı şimdi gider anlatırdım gerçekleri ama bu konu başkalarının da hayatını riske atabilirdi.
İşte bunu yapamazdım.İşte bu yüzden Emir yanılıyordu çünkü Çağrı iki günlük değil benim için bir ömürlüktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKO-AŞK
Ficção GeralHerkes çok sevmek yada çok sevilmek ister bu hayatta.Ama ne kadar doğru çok istemek. Atalarımız boşuna "herşeyin fazlası zarar" dememiş.Peki ya sevmenin fazlası zarar mı? Zarar mı bilmem ama atalarımız boşuna konuşmaz diyorum. Bu kurgumuzda da bunu...