10.BÖLÜM: "OYUN DIŞI"
Sia- Chandelier
Olivia Rodrigo- Deja vuİyi okumalar!
◔
Aşık olmak.
Bir felaketin başlangıcı olabilir miydi?
Belki.
Peki ya Kaner Bora Tanaltan'a aşık olmak? O da öyle miydi? Okyanus mavisi gözleri bir felaketin başlangıcı olabilir miydi? Ya da şöyle sorayım: Ona aşık olmak ikinci bir felaketi getirir miydi? Yoksa birincisini unutturan türden olabilir miydi? Bilmiyordum ve yaşayıp görmeyi tercih ediyordum. Yinede o akşamki sözlerini aklımdan çıkartamıyordum.
Geçmişte kalmadık. Geçmişte yarım kaldık. Ben seni beklerim Defne. Yarım kalan parçaları toplamaya var mısın?
O gün ona bir cevap verememiştim çünkü aklım karmakarışıktı. Bunun farkında olduğu için beni zorlamazken saçlarıma bir öpücük kondurup vedalaşmıştık. Eve girmiştim ama evde hissetmemiştim. Üzerimi bile çıkarmadan yatağa geçip uykuya dalmıştım. Sabah olduğunda ise Doğan abimin art arda aramalarına uyanmıştım. Akşam şirkette geç saate kadar sürecek olan toplantıları olduğunu ve yemeği başka bir zamana ertelememiz gerektiğini söylemişti. Klasik. Benim için hava hoştu fakat önceliklerinin ben değilde, her zamanki gibi şirket olması kalbimi kırmıştı. Buna alışmıştım ama insan bazen hissetmek istiyordu. Değer gördüğünü hissetmek istiyordu.
Neyse... Sorun değildi.Çünkü o gün uzun bir süreden sonra kendime geldiğim ilk gündü. Defne Işılay'ın kendini hatırladığı ilk gün. Kim olduğunu anımsadığı, düştüğü yerden artık kalkmasının gerektiğini fark ettiği...
Hayat ne garipti. Canını en çok yakan şeylerdi senin benliğini oluşturan. Acıların prensesi Defne...
En tepedeydim.
Yumruk yaptığım parmaklarımı bozmadan iki kolumu da yukarıya kaldırdığımda, etraftaki alkış sesleri kulak zarımı patlatacak derecede yüksek sesliydi ve en önemlisi benim içindi, benim takımım içindi. Dudaklarım yukarıya kıvrıldı çünkü bu hissi seviyordum. Hemde fazlasıyla. Kim sevmezdi ki? Herkesin gözlerinin hayranlıkla üzerinde olmasını, başarılarının takdir edilmesini... Kim sevmezdi?
Herkesin seveceği fakat herkesin elde edemeyeceği bir yerdi burası. Benim yerimdi. Defne Işılay'ın yeriydi.
Kızlar düşmemem adına ayak bileklerinden sıkıca tutarken içimden yediden geriye doğru sayıyordum. Sıfırıncı saniyeye geldiğimde iniyorum diye bağırmama gerek kalmadan kızlar beni havaya attı. Havada bir kez ters takla atıp bedenimi boşluğa bırakırken saniyeler içinde o boşluk yerini takımın kolları arasına bıraktı. Eş zamanlı olarak müzik sesi kesildi ve ayaklarım sert zemine indi.
Hızla inip kalkan göğsümü düzene sokmaya çalışırken Ece ellerini çırparak, "Harikaydık! " diye bağırdı. "Herkes bayıldı. Ayyy, resmen olaydık! Yarın sabah okul gazetesinde manşetiz." dedi heyecanla. "Hatta diğer okulunkinde bile olabiliriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK POTASI •tamamlandı•
TeenfikceOkulun amigo takımındaki Defne, basketbolcu sevgilisi Giray ve en yakın arkadaşı Gizem tarafından aldatıldığını öğrendiği gün; hayatına üniversitenin ilk yılı aşık olduğu Bora tekrardan girer. Peki ya onlardan intikam almak için sahte sevgilicili...