Selam,
Efe'nin doğum tarihini bilmediğimizden ve ben de burcunu Boğa olarak tahmin ettiğimden doğum tarihine 5 Mayıs demek istedim.
Bir de Yargı evreninde çok fazla zaman atlaması olduğu için yılı direkt şu an içinde bulunduğumuz yıla göre yazdım. Sanki onlar da 2024'teymiş gibi yani.
Bir de bölüm Efe'nin ağzından.
Keyifli okumalar dilerim✨******************************************
Günlerden 5 Mayıs 2026'ydı.
Bugün benim doğum günümdü.
30 yıl önce bugün ben doğmuştum ve annem de intihar etmişti.
Benim yüzümden, ya da babamın. Bu konuya şimdiye kadar o kadar çok kafa yormuştum ki artık beni etkilemiyordu. Sanki bir çeşit bağışıklık geliştirmiş gibiydim.
Ne zaman annemi düşünsem, yaşadıklarını düşünsem beynim kendini uyuşturuyordu sanki ve düşünmeme engel oluyordu.Bugün 5 Mayıstı ve benim doğum günümdü.
Geçmiş doğum günlerimden farklı bir şey vardı bugün hayatımda.
Bir ailem vardı.
Eşim Tuğçe Ekrenaz ve güzeller güzeli biricik kızımız Güneş Ekrenaz yanımdaydı.
Ekrenaz soyadını almış iki kişi daha vardı artık yanımda.
Benim bir ailem vardı.Tuğçeyle tanışmadan önce doğum günlerimi kutlamazdım. İstesem de yanımda bana eşlik edecek kimse olmazdı zaten.
Bir keresinde 23. yaşıma girerken kutlamak istemiştim çünkü annem beni o yaşında doğurmuştu.. Ama sadece kendime ufak bir kek alıp üzerine bir adet de mum dikebilmiştim.
Tek başıma mumu üflerken içimden de bir gün bir ailemin olmasını dilemiştim.
Ve bugün ben 30 yaşıma basıyordum.
Ve yanımda da kendi ailem vardı.~
Tüm hafta boyunca yaptığımız kutlamalar artık bugün sona eriyordu. Tuğçem tüm hafta boyunca çeşitli kutlamalar ve sürprizlerle beni fazlasıyla şımartmıştı. Bugün de son kez tüm aile bir araya gelerek kutlamıştık çünkü asıl doğum günüm bugündü.
Bizim evde küçük bir parti vermiştik ve herkes zil zurna sarhoş olduktan sonra evlere dağılmıştı. Ilgaz abiler, Çınarlar, Eren babam bile.. Herkes içmişti ve herkes dağıtmıştı..Herkes gittiğinde saat gece 1'e geliyordu. Tuğçem de Güneşimizi yatırıp sonunda yanıma gelebilmişti. Doğum günüm olduğu için bu hafta güneşi uyutmaya o gönüllü olmuştu. Normalde kızımızı hep ben uyutuyordum:)
"Sevgilimmm, oh sonunda baş başayız ya o neydi öyle!"
Gerçekten de evde misafir ağırlamak ikimize göre değildi. Baş başa olmayı, kızımızla zaman geçirmeyi her şeye yeğlerdik..
Yatakta yanıma doğru kıvrıldı hemen güzeller güzeli karım. Ben de onu kollarımın arasına alıp sardım.
Saçları yine dalin kokuyordu güzel sevgilimin."Gerçekten o neydi Tuğçem, herkes içmek için bu günü mü beklemiş ne?
Gülmüştü. Yatakta doğrulup bana baktı. Elleriyle yüzümü avuçladı.
"Efe.. Sevgilim.. Tüm gün bu anı bekledim biliyor musun? O konuşmayı yapma vaktim geldi artık sanırım.."
Hafifçe öksürüp boğazını temizledikten sonra sözlerine başladı.
"Öncelikle doğum günün kutlu olsun sevgilim. Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyor musun? Seninle kaç doğum günü daha geçirmek istediğimi mesela? Sen sormadan söyleyeyim, yaşadığın sürece bendesin, kaçarın yok üzgünüm savcım.."
Yüzümü seviyordu ve bunu yapması o kadar hoşuma gidiyordu ki.. Sanki değerli bir sanat eseriymişim gibi dokunmaya kıyamıyordu bana.. Beni işte bu kadar çok seviyordu bu güzeller güzeli kadın.
"Evet bugün senin doğum günün Efe'm. Ve ben buna şahit olduğum için bu dünyanın en şanslı insanıyım sanki. Biliyorsun değil mi sevgilim? 30 oldun ha? Ve biz birlikte bir çocuk bile yaptık.. Güneşimizi doğurduk seninle sevgilim.. Üç kişilik şahane bir aile olduk birtanem.
Daha nice güzel şeyler yaşayacağız seninle Ekrenazım benim..
Daha nice yaşlarımız olacak birlikte, Güneşimizle birlikte.. O büyüyecek, sonra senin kucağına atlayacak böyle baba diye bağıracak sana.. Doğum günün için sana hediyeler alacağız kızımla.."