Teklif

695 18 2
                                    

Selamlar!
Sizi biraz geçmişe götürmek istedim bu bölüm, yazarken çok ama çok duygulandım. En sevdiğim bölümlerden biri oldu✨Arada bir de "Conan Gray-Yours" şarkısını dinledim. Belki siz de dinlemek istersiniz..(Özellikle mektup kısmında arka fonda dinlemenizi kesinlikle tavsiye ederim.)
Umarım benim yazarken aldığım keyifi siz de en az benim kadar hissedersiniz🤍
Ha bir de bölüm Efenin ağzından.
İyi okumalar dilerim✨

********************************************

İlişkimizin başlamasının üzerinden yaklaşık bir buçuk sene geçmişti ve ben Tuğçemi ilk gördüğüm andan itibaren zaten biliyordum. Biliyordum işte.
Aradığım o kişi, oydu.
Aslında aramıyordum da gerçi. Ama karşıma çıktığında tüm hayatımı onu arayarak geçirdiğimi anlamıştım işte. Hayatımın aşkıydı o. Gün ışığımdı o. Hayatımda daha önce hiçbir şeyden bu kadar emin olmayan ben, onu ilk gördüğüm anda tüm bunların hepsinden zaten emindim.
Hani bazen içinizde bir his belirmeye başlar ama bu hissin ne olduğunu ve nerden geldiğini çözemezsiniz ya, işte Tuğçeyi ilk gördüğüm günün sabahına ben de tam bu hislerle uyanmıştım. Kalbimde bir sakinlik, aklımda bir huzurla.. Ne olacağından habersiz o gün Tuğçemi bulduğumda da anlamıştım işte. Hayatımın aşkını, ruh eşimi ben o gün bulmuştum. Ve inanır mısınız o gün yüzük bakmaya gitmeyi bile düşünmüştüm, çünkü her nasılsa biliyordum. Biliyordum işte.
Kendine güveni olmayan ben, kendini sevmeyen, hayattan bir beklentisi olmayan ben, o gün, işte tam o gün yaşamaya başladığımı hissetmiştim o emniyet koridorunda.
Çünkü hissediyorsunuz. Şimdilerde herkes bunu söylüyor biliyorum. "Ruh eşinizi bulduğunuzda hissedersiniz." Diyorlar. Klişe bir laf olduğunu biliyorum belki ama bana güvenin. Güvenin işte. Size benden Efe Ekrenaz sözü!
Hissediyorsunuz.
Onu gördüğünüzde anlıyor, biliyorsunuz. Vücudunuzun her bir zerresinde bu gerçeği hissediyorsunuz.
Tüm hayatınızı geçirmek istediğiniz o kişiyi sonunda bulduğunuzda, geri kalan her şey siliniyor sanki. Tüm yaşadıklarınız, tüm acılarınız, tüm kalp kırıklıklarınız.. Hepsine merhem oluyor o bir kişi tüm varlığıyla. Bütün her şeyi unutturuyor size.
O gün de işte, o kutsal günde de, o küçük emniyet koridorunda güzel kıvırcık saçlarını gördüğümde güzel sevgilimin, ben de geri kalan her şeyi unutmuştum.
Güzel kokusunu ilk kez içime çektiğimde daha önce hiç nefes almadığımı anlamıştım.
Yaşadığım onca şey, onca acı silinmişti âdeta ve ben Tuğçemin karşısına onunla dolmayı bekleyen bembeyaz bir sayfa olarak çıkmaya hazırdım artık.

~

O aralar ikimizin de işleri rahattı ve Tuğçem ne zamandır yurt dışına çıkmak istediğini söyleyip duruyor, bana İtalya fotoğrafları gönderiyordu.
"Çok güzel değil mi Efee, bir gün birlikte de gider miyiz sence?:("
Ben de kendimce ufak çaplı bir soruşturma yürüttüm tabii ki ve bir plan yaptım. Öncelikle Eren abiyle oldukça uzun bir konuşma yapmam gerekmişti tabii.. Ki bu konuşma gerçekten de benim için zor bir konuşma olmuştu.. Eren abi ilişkimizi zaten başından beri biliyordu ve onaylıyordu da. Beni de seviyordu.. En azından ben öyle olduğunu umuyorum:)) Yine bir barda oturmuş, sohbet eşliğinde birkaç bira içmiştik. Ona biricik kızıyla evlenmek istediğimden ve onu ne kadar çok sevdiğimden bahsetmiştim.. O da anlayışla yaklaşmıştı, ne kadar anlayışlı olunabilirse tabii.. Şaka bir yana düşündüğüm planı ona anlattığımda bıyık altından gülerek bana bu küçük evlilik teklifi planımda yardım edebileceğini söylemişti. Teklif konusunda açıkça rızası olduğunu da belirtmişti. Tabii gecenin sonunda yine hesaplar da benden olmuştu:)

Benim dahiyane evlilik teklifi planımsa şu şekildeydi; öncelikle emniyetten Tuğçemin bilgisi olmadan bir haftalık bir izin alınacaktı, ki planın bu kısmını Eren abi halledecekti.. İkinci kısımda ben adliyeden bir haftalık bir izin alacak ve İtalya turumuzu planlayacaktım (ki planın en kolay kısmı inanın ki buydu). Üçüncü kısımdaysa Parladan yardım alacaktım. Tuğçemin yüzük ölçüsü için bana yardım edecek ve onu ufak bir alışverişe çıkartacaktı.. Hepsi buydu aslında, sonrasında ona valiz hazırlamasını, iki günlük bir Kapadokya turuna bilet aldığımı söylecektim ve resmen sevgilimi yurt dışına kaçıracaktım. Sonrasında da İtalya turumuz esnasında uygun bir an yakalayıp biricik sevgilime evlenme teklifi edecektim.. Teklif esnasında ne söyleyeceğimi unutursam diye de ufak bir mektup yazdım. Yüzükle birlikte ona verecektim. Benden gelen küçük notları ve mektupları hep çok sevdiğini söyler sevgilim. Hepsini de özenle saklar, ona yaptığım küçük ayraçları, notları bile hep özenle saklar..
Ben de neden olmasın diye düşündüm ve evlilik teklifim için de bir mektup yazmaya karar verdim. İşimi şansa bırakamazdım, o yüzden ne hissettiğimi harfi harfine anlattığım, içimi döktüğüm bir mektubu da yüzük kutusunun içine iliştirdim...
İşte tüm planım buydu aslında, tabi çıkabilecek aksilikleri hesaba hiç katmamıştım.. Daha önce de kimseye böyle bir sürpriz hazırlamadığımdan aklıma daha yaratıcı bir şey gelmemişti ama beğeneceğini umarak ufak soruşturmamı başlattım...

*EfTuğ Kısa Hikayeler*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin