Aramadığınızda, buluverirsiniz.

768 26 17
                                    

Herkese selam,
"Yollar Kesişmek İçindir" bölümünün 3.devam bölümüyle karşınızdayım..

Bu bölüm o kadar içime sindi ki..
Bu olay örgüsü hakkında sizinle saatlerce oturup konuşabilirim, kafamda o kadar fazla şey var ki..
Neyse ama sizi daha fazla bekletmeyeyim. Bence kesinlikle bölümün şarkısını dinleyin. Efe'yi daha iyi anlamak için:')
Bu bölümü yazarken yeri geldi ağladım, yeri geldi çok mutlu oldum açıkçası. Bolca duygu hissettirdi bana. Aynı duyguları size de hissettirmesi dileğimle..

Bölümün şarkısı: "Sakinleştim - Pinhani"

Keyifli okumalar.🤍

*****************************************

Üzerinden iki yıl geçmişti. Onu o barda görüşümün üzerinden geçen koskoca iki yıl.

Ve ben onun hayaliyle yaşamayı öğrenmiştim.
Bazen onu kafamda uydurdum mu acaba diye düşünmüyor da değildim..

Mezun olmuştum, atanmak için sınavlara hazırlanıyordum o aralar. Hayat okuldan sonra biraz siyahlaşmıştı, daha da yalnızlaşmıştım sanki. Üniversitede çevremde hep insanlar oluyor, istemeden de olsa bir şekilde onlarla iletişim kuruyordum. Şimdiyse evden bile zar zor çıkıyor, insan yüzü görmüyordum. Hatta bazen yalnızlıktan o kadar sıkılıyordum ki sırf birilerini göreyim diye markete gidiyordum. Kasiyerle veya görevlilerle bir iki cümle de olsa sohbet etmek iyi geliyordu. Yalnızlığımı, hislerimi belki bu şekilde daha net anlatabilirim size..

Kendi evime çıkmıştım bu arada, üniversite biter bitmez 4 yıl boyunca girmiş olduğum tüm o işlerden biriktirdiğim parayla kirayı zor ödüyordum ama yapacak başka bir seçeneğim de olmamıştı ki. Kime gidecektim? Gidebileceğim bir akrabam yoktu, kalabileceğim bir arkadaşım?Belki.

Bir yandan baro sınavlarına hazırlanırken bir yandan da bir kitapçıda çalışmaya başlamıştım o aralar. Kitapların etrafında olmak bana iyi geliyordu, onlarla kendimi iyi hissediyordum..

Kendi dünyamı sevmiyordum. Kendi dünyam bana o kadar karanlık ve umutsuz geliyordu ki ben de kendimi kitapların dünyasına bırakıyordum. Farklı dünyalarda kaybolmayı ve kendi benliğimi, karanlığımı, gerçekliğimi unutmayı seviyordum. Bana iyi gelen nadir şeylerden biriydi belki de kitaplar. O yüzden etraflarında olmak da hoşuma gitmişti açıkçası.. Tatlı, küçük bir kitapçıydı. Gün içinde çok müşteri de olmadığından oturup ders çalışabiliyor, bazen de kitap okuyabiliyordum..

İşte yine size anlatacağım o güzel günde de sabah erkenden uyanmış, kitapçıya gidiyordum. Kitapçıyı her sabah aynı saatte ben açıyordum, o yüzden hızlı olmam gerekiyordu.

Tuttuğum ev Beşiktaş taraflarında 1+1 bir daireydi. Apartman eski olsa da denize bakıyordu, manzaram oldukça güzeldi yani. İnsana huzur veren bir güzellikteydi, ki böyle güzelliklere nadir rastlarsınız..

Her neyse, kitapçıya gitmek için her gün iki vesait yapmam gerekiyordu, zor oluyordu ama değiyordu da..
O sabah da önce vapura bindim. Ardından inip oradan da hızlıca metroya bindim. Sabahın erken saatleri olduğundan henüz o İstanbul kalabalığı hâkim değildi.
Metro da o sabah sakindi.

Kulağımdaki kulaklıkta Pinhani'den "Sakinleştim" parçası çalıyordu. Bu grubu hep sevmişimdir zaten. Bu şarkıyı da öyle. Beni sakinleştiren bir havası var, neden bilmiyorum. Hüzünlü ama aynı zamanda bu hayatta bir yerlerde umudun varlığını da bana hatırlatır gibi..

"Bir odaya bir başıma koydular beni."
"Ama yine tehlikeli buldular beni."
"Böyle miyim?"

Diyordu kulaklığımdaki şarkı.
Bendim ama bu.
Belki de beni anlatıyordu bu şarkı, o yüzden bu kadar seviyordum.
Tek başıma koymuşlardı işte beni de bu hayata ve kötü, tehlikeli görüyorlardı. O yüzden kimse de yaklaşmak istemiyordu belki yanıma, hayatıma.
Öyle miydim peki gerçekten?
Tehlikeli miydim ben?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

*EfTuğ Kısa Hikayeler*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin