Bu yolda bana sağladığınız ve sağlayacağınız tüm destekler için teşekkür ediyorum şimdiden. Bu sayfaların arasında sizi beklerken ben çok heyecanlıydım. Siz de o heyecana ortak olun istedim. İYİ OKUMALAR!SAYGI VE MİNNET İLE :)
BAŞLANGIÇ
Bütün çocuklar katledilmek için doğar. Ailenin getirdiği o mutsuzluk dalgası, geçmişin canavarları keser göbek bağını. Anne ve babanın geçmiş günahları da doğduğu gün yaratır şeytanını. Bütün çocuklar katletmek için doğar. Bir gün aile kavramından oluşan tüm hastalıkların intikamını almak ve yaşamaktır bu katletmek. Kan olmaz ama can mutlaka alır.
Arkadaki ince caz müziğin tınıları kulak tırmalamıyordu. Etrafın kalabalığı bu müziği bastırmıyor aralarında hoş bir sekans yaratıyordu. Etrafta bulunan pembe, beyaz ve altın rengi çiçekler yapay kokularını ortama yaymışlardı.
Arada keyifli ve üst tabaka kahkahalar duyuluyordu. Demirlerin etrafına sarılmış tüller bir düğünden çok bir geline benzetmişti mekanı. Etraftaki kalabalık bugün birlikte olmaya yemin edecek olan çift için heyecanlıydı. Önlerindeki Fransız şaraptan içiyor ve lüks mekanın içini inceliyorlardı. Hepsinin bir fikri bazen de hasedi vardı. Siyah elbisemin eteği denizin dibinden kopup gelen rüzgar ile kımıldıyordu. Ellerimi birbirine dolamıştım. Etrafa bakmak denemezdi bu yaptığıma dalmıştım.
Tasnifleyeceğim üst tabaka çoğunu ilk kez gördüğüm tanıdıklar, düğüne eleştirmeye gelenler ve diğerleri. Herkes bir şeyi bu iki köklü ailenin birleşmesini bekliyorlardı. Ailem yüzyıllardır süregelen turizm devlerinden biriydi. Bu yüzden kendi sınıflarından birinin çocuğu ile evlendirmek istemişlerdi biricik çocuklarını.
"Kızım." Az sonra yanında bir grup insan ile babam girdi görüş açıma. "Yavrum bu ortağım Kadir." dedi eli ile yer yer kırlaşmış saçlarına gitmiş ve saygı ile düzelten adamı gösterdi. Nazikçe elini benim olduğum kısma uzattı.
"Yalnız Sadık kızını iş konusundaki başarısı ile sık sık duydum ama güzelliği de abarttıkları kadar varmış." Siyah bir tül eldiven ile bezeli olan elim elini sıktığında dizlerimi hafifçe kırarak reverans ettim. "Teşekkür ederim." dedim mırıltıya benzer başkasının duysa özgüvensiz sanabileceği bir ses ile.
"Alphanlar ve Arallar aynı düğünde 50 sene sonra buluşacak. Bu bir milattır." dedi ilgisini benden çekip dövmeli eliyle bir viski bardağını sıkı sıkıya kavradı. 50'lerin üzerinde olduğunu ön görebilirdim. Elindeki yılan dövmesi ile de bir Aral olduğu belliydi.
"Siz peki Aral kökenli misiniz?" dedim dümdüz bir sesle. Kafasını az önce babama baktığı odaktan çevirdi ve bana baktı. "Hayır küçük hanım. Benim bir tarafım yok. Alphan şirket grubu ile yakın bir ortağım ben." dedi sesinin tonunu ayarlamaya çalışmıştı. İrdelemeden dudaklarımı garipser biçimde büzdüğümde babam, "Hayırdır kızım? Neden sevgili ortağımızın bir Aral olduğunu düşündün?"
Adının Kadir olduğunu bildiğim adama baktım. O da bana. Gözlerindeki bir his benim göz bebeklerimin tam içine yalvarıyordu. Kollarımı birbirine bağladım. "Hiç." dedim dilimi damağıma vurarak. "Daha önce onu hiç görmediğim için sordum." Hızlıca söylediğim bu yalan göz bebeklerindeki o hissin rahatlamasına sebep olmuştu. Bakışlarını benden çekti ve konuyu hızla değiştirdi. "Demek gelin hanımın annesi eskiden bir Aral'mış."
"Evet. Barış bize gelip Yağmur ile evlenmek istediğini söylediğinde karşı çıktık. Büyüklerimiz ile izah ettik ama kız tam tamına bir Aral değil ama sonuçta annesi bir Aral. Her ne olursa olsun ne bizim oğlan ne de Yağmur yolundan dönmedi. Belki de bu atılım iki düşman ailenin birbirleri ile olan savaşını dindirir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ruhi devrim yasası
General Fiction"Sen bir Alphan mısın?" dedi. Sesinde yargılar bir tını vardı. "Bu bir sorunmuş gibi söyledin." dedim bunları es geçerek. Farklı gözüken ilk baktığımda mavi denebilecek gözleri beni buldu. "Bir sorun değil mi sence?" dedi. "Burada olmamız." "O aile...