3. Bölüm

454 27 15
                                    

Bu sabah yeryüzünün güzelliğine ne ettin hatun? Nursuz kalmış uçsuz bucaksız asfalt taşları... Zamana gazel döker olmuş kör yüreğim. Odun ol dedim beni yak demedim ki hatun... Günlerden pişmanlık, saatler yorgun.

_ hatun...

Beni astığın o güzel gözlerinde ızdırap çeker oldum. Söylesene yıldızlar prensesi bu ne suret?

_ Cüneyd efendi iyi misin?

Kirpiklerimin son durağı mıydı söyle hatun bu bakış.

_ yüreğimi aydınlatan nuruna ne ettin?

Karşımda ürkek bir kuş gibi titreyen o güzel, yüreğimdeki sevgi karışmış öfkemi dışa vuruyordu.

_ hani yıldızlar yeryüzüne insan kılığında inemezdi! Söylesene hatun nasıl gündüz gözüyle kayıverdin yeryüzüne.

_ anlamıyorum...

Dermansız dizlerine halı olmuştu bu asfalt taşları bugün. Gözünden bu hayatın mürekkebi süzülüyordu. Bakışları gökyüzünde buluşuyor, güneşi görünce yere çakılıyordu.

_ kendine ne ettin böyle! Beni terkettin buda yetmezmiş gibi gündüz vakti yeryüzüne indin. Göktekileri yalnız bıraktın.

Zeynep anlamsız bir surat ifadesiyle çöktü önüne.

_ muhtemelen bu sözlerde hikmetli sözlerinizdendir, müridlerinizin anlamadığı gibi bende anlamadım...

_ Zeynep!

Arkadan duyduğu sesin ardından hızla ayaklanıp ardını döndü.

_ baba...

Kaşları ölümüne çatılmış Musa hoca sinirli adımında varıyordu yamacına. Elinin tersiyle siliverdi yanağını Cüneyd efendi.

_ Zeynep, peygamberin biricik kızı...

Yerinden doğrularak ardını dönüp gitti. Tam o anda Musa hoca Zeynep'e bakıyordu.

_ ne işin var burda?

_ kırtasiyeye koşuyordum ona çarptım...

Musa hoca arkasını dönüp mescide doğru ilerlemeye başladı Zeynep de arkadan takip ediyor babasını delirten sorularıyla yetişmeye çalışıyordu.

_ baba...

_ ne var Zeynep?

_ yıldızlar prensesi var mıdır?

_ o nereden çıktı şimdi?

_ Cüneyd efendi...

_ boş ver o tarikatçıları..

_ ama onun bir sorunu var.

_ Zeynep!

_ efendim?

_ kızım az sus ne edecem senin elinden ben.

_ ama çok ilimli...

_ onlar seni alt etmek için dinini senden iyi öğrenir sonra bunu kullanır.

_ ama niye ki öyle birine benzemiyor.

_ Zeynep anana haber et akşama Affan ve ailesi gelecek hazırlık yapsın hadi kızım.

Birden susuverdi. Bakışları yere çakılırken başını eğdi.

_ ben akşam okunmadan gelirim kızım.

Diyerek mescide girdi Musa hoca.

***

Cılız bedeni ıslak toprağın üzerine iyice sinmiş hıçkırıklarının arasında bir kaç söz sarfedebilmişti sadece.

_ yüreğime lapa lapa karlar yağdı anne düşünce gücümü kaybedecek kadar yıprandım. Köhne bir yürekle kalakaldım bu kalabalık bir o kadar da sessizlikle anılan yalnızlık diyarında. Ufunetli duvarlar arasında süzüldüm kaldım anne ben. Hayatımdan tüm renklerimi sen çaldın! Siyahımı beyaz, beyazımı siyah gökyüzümü yıldızsız bıraktın! Dünyayı başıma yıktın... Ödeştik dimi anne! Ben seni çukura sen beni karanlığa gömdün.

Islak toprak kokusu burnuna sinerken avuçlarıyla okşuyordu.

_ senin yüzünden!

Doğrularak dikildi kabrin karşısına.

_ senin yüzünden... Sen beni delirttin, canımı erittin. Söylesene anne! Ben gözlerine mavilerden bir gökyüzü çizmek istemez miydim?

Ötelerden naif bir ses ilişiyordu kulağına.

_ benim ne suçum var Cüneyd! ettiğine değdi mi beni çukura gömdün kendinide karanlığa..

_ hayır anne! Cüneyd karanlığa gömülmedi karanlık Cüneyd'in içine gömüldü. Çıkmıyor ki anne. Maviler çok güzelmiş, ama siyahlar mavilere dönüşmüyor. Çıkmıyor anne... Anne Cüneyd gülemiyor, Cüneyd ölüyor anne...

Usulca doğruldu yerinden.

***

Samimi bir ortamda sohbete eşlik eden çay kaşıklarının sesi, beylerin delilleriyle tartışması... Herkesin yüzüne yerleşmiş bir mutluluk, yıldızlara doğru çevirdi gözlerini Zeynep.

_ yıldızlar prensesi...

_ ne?

_ boşver Merve anlatsamda anlamazsın.

Birden hızla çalan kapının sesi herkesi endişelendirmişti. Zeynep hızla mutfak kapısını araladı.

_ kimmiş?

_ bilmiyorum daha açmadı babam.

Musa hoca kapıyı açtı. Açar açmaz içeri daldı Cüneyd...

_ hayrola?

_ nerde o!

Zeynep bir sürat kapıyı açıp ona yaklaştı.

_ Cüneyd efendi...

_ senin yüzünden!

Musa hoca sinirle ilerleyecekken tuttu Cüneyd'in kolundan.

_ sakin ol...

_ senin yüzünden...

Annesi ve Merve kapı aralığından izlerken endişeyle konuşuyorlardı.

_ ah Zeynep gene ne yaptın Allah bilir kızım.

_ ben ne yaptım ki sana bana neden bağırırsın efendi?

_ sen beni tüm hücrelerine aşık ettin hatun sonra da kanata kanata o aşkı söktün yüreğimden yapma Allah'tan korkmaz yapma!

Anlamsızca bakıyordu Zeynep.

_ iyide ben seni tanımam etmem...

_ hani ben senin güzel gamzeli çocuğundum. Öyle derdin...

Sesin üzerine Affan'da koştu yanlarına.

_ sizinle sadece çarpıştık ben gerçekten anlamıyorum baba korkuyorum.

Cüneyd bir adım daha atacakken Musa hoca kendine doğru çekti.

_ hani bu insanlar kötüydü hani bunlar şeytanlar tarafından yeryüzüne fırlatılmış fesat çıkaran bir kavimdi. Onlardan farkın kalmamış yıldızlar prensesi...

Dizlerinin üzerine düştü bir anda.

_ baba... Korkuyorum.

Musa hoca kızına döndü.

_ Zeynep annenin yanına git

_ hayır gitme gitme ne olur güzel gamzeli çocuğun sana çok ihtiyacı var hatun.

Zeynep mutfağa doğru yol almıştı. Affan Musa hocaya dönerek.

_ biz gidelim hocam...

YERYÜZÜNDEKİ YILDIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin