5. Bölüm

10 1 4
                                    

Günümüz

Bu koyu izde ne böyle! Gözlerimi sıkıca kapatıp geri açtım. İz hala aynı yerinde. Halüsinasyon da görmüyorum. Kendimi cimcikledim. Acıdı. Rüyada görmüyorum. O zaman ne bu!?

  Elimi yavaşça kaldırdım. Acı hissetmiyorum. Yarada yok gibi gözüküyor. Tenimde belli bir yer kıpkırmızı. Sınırı da derimde bariz bir şekilde gözüküyor.

  Yavaşça diğer elimi kaldırdım. Tam izin üstüne koyacakken bir şey hissettim. Çok yoğun bir şey. İzden mi geliyor bu? Çok yoğun bir aurası var. Daha elimi koymadan bile bunu hissedebiliyorum. Elimi biraz daha yaklaştırsam geri itecek gibi.

  İzi incelemeye başladım. Düzensiz gözüküyordu. Ama yinede bir şeyler anlaya bilmiştim. Balığa benziyor. Gözünün olduğu yerde -olduğunu düşündüğüm- diğer yerlere göre daha az kırmızılık var. Ama tek bu yok. Balığın etrafında parça parça kırmızılıklar var.

  Ben izi incelerken iz parlamaya başladı. Kırmızılık daha da belirginleşti. En son parıltısı söndü ve kırmızılık tamamen kayboldu.

  Bunlar olurken refleksle havaya kaldırdığım elimi daha demin izin olduğu yere koydum. Bu sefer elimi yaklaştırırken bir yoğunluk hissetmemiştim. Elimi yavaşça daha demin izin olduğu yerde hareket ettirdim. Daha demin olanları saymazsak her şey normal görünüyordu.

  Daha demin ne oldu öyle!? Dün olanlar ve şimdi. Lütfen bana birisi açıklama yapabilir mi? Yoksa ben kafayı yiyebilirim. Hangi fantastik filimden çıktı bu. Şimdi yeniden iz parlasın, her şey kırılsın, camdan bir tane fantastik karakter gelip beni götürse ve bir geçitten geçip bam başka bir fantastik dünyaya gitsek.

  Ne kadar da yaratıcı düşünüyorum ben böyle. Aman sen bunu bir yere not al kitap yazarsın Akira. Azcık akıllan kızım daha demin ne olduğunun farkında mısın!?

  Alarımımım sesiyle komidinin üstündeki telefonumu alıp alarımı kapattıp.

  Derin bir nefes alarak hazırlanmak için banyoya doğru yürüdüm. Aynaya baktığımda solgun yüzümle karşılaştım. Ne bekliyorsam her gün böyle bir şey yaşamıyorum sonuçta! Aslında bir bakıma her gün kabusum sağ olsun solgun yüzle geliyorum bu banyoya.

  Suyu açıp elimi yüzümü yıkadım. Buz gibi suyla biraz da olsa kendime gelmiştim.

   Odama dönüp rastgele bir kombin seçip giyindim. Yaşadığım şeyler hiç nomal değildi. Her ne kadar düşünmemeye çalışsamda zihnimin bir yerini kemirip bitiriyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Böyle bir durumda ne yapılırki!?

  Yaşadıklarımın rüya olmadığına emin miyiz? Çünkü bir umut bile olsa birazdan yatağımda bu yaşadıklarımın bir kabusa dönmüş olması umuduyla uyanmak istiyorum. Benim her sabah okula giderek güne başladığım normal  olan hayatımdan kim ne istemiştide aksiyon gelmişti. Ben gayet mamnundum hayatımdan.

  Bu olanlar yüzünden dün gereği kadar ders te çalışamamıştım. Bugün ekstra çalışmam gerekecek.

  Benimkide düşünce ama. Bir aydır gördüğüm kabus, dün yaşadığım o garip şey ve bugün elimde ne olduğu bilinmeksizin çıkan bir izden çıkan ışıklardan sonra hala ders çalışmayı düşünmek benim için büyük bir başarı. Sanırım zihnim unutma eylemini gerçekleştirmek için kendini eğitime vermeye karar verdi.

  Bunları düşünerek hazırlanmış ve mutfağa gelmiştim. Ne kadar işime gelsede sabahın köründe kalktığı için ekstra olark kahvaltıyı hazırlayan canım arkadaşımın yanında kendimi her sabahki gibi mahcup hissederek yemeğini yiyen İzem'in   karşısına oturdum.

Mavi Altın;KalsedonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin