Bölüm 46: Rüyalar

490 45 7
                                    

İyi okumalar:)

Medyada Asheron

...

Olga Katalon:

...

Mina, Margos'ta benim hikayemi kendisi yaşamış gibi anlatıyordu! Sırf köyde büyüdüm diye beni küçük gören kardeşim benim hikayemle şimdi hava atıyor!!

Evet aynı kişiden bahsediyoruz!

Mina, en son Larissa'ya iftira atıp hapsettirince dayanamayıp Katalon'a gitmiştim. Açıkçası Larissa umurumda değildi benim tek derdim Mina'dan kurtulmaktı!

Sebebini henüz kimseye söylememiştim ama annemle babam kesin anlayacaktır. Mina'nın şeytanla bir olduğunu!

Mina, Margosa gönderildikten üç yıl sonra Işık tapınağını ele geçirmişti ve bunu nasıl yaptığını öğrenmeliydim.

İnsanlar tıpkı o gecede olduğu gibi bir çeşit zihin büyüsü altında gibiydi. İşte o zaman anlamaya başladım.

Ölümü hak edecek bir günah işledikten sonra bile nasıl aynı şeyi yapabilir?! Buna bir son vermeliydim!

İşte bu yüzden Katalon'a gittim. Annem ve babamdan Mina'nın infazına izin vermesini isteyecektim.

Evet planım buydu ama...

Beni görür görmez kosarak gelen annem ve babam büyük bir mutlulukla bana sarılırken bunu nasıl söyleyebilirdim?

( Anna) " Seni çok özledim tatlım."

( William) " Canım iyi yemiyor musun? Çok zayıflamışsın."

" Ha ha ha. Ben de sizi çok özledim."

Mina'nın onun için yaptığınız bunca şeye rağmen tekrar iblis çağırdığını duysalardı kim bilir ne kadar üzülürlerdi. İşte bu yüzden daha çok sinirlenmiştim!

Onlardan ayrıldım ve dik bir duruş sergileyerek konuştum:

" Majesteleri Kral ve Kraliçem, buraya Katalon prensesi Olga olarak sizden bir istek üzerine geldim."

Annem ve babam durumu anlamışlardı bile. İkisi de bir anda ciddileşti:

( Anna) " Mina bu sefer ne yaptı?"

( William) " Sakınsöyleme! Yoksa-!"

" Evet baba. Mina Katalon yine iblis çağırdı."

Annem büyük bir hayal kırıklığıyla babama sarıldı ardından bana döndü ve tıslayarak ürkütücü bir şekilde konuştu:

" Mina ikinci kez güvenimize ihanet etti! Olga Katalon, onun cezasını kesmen için tam yetki veriyorum! "

( Olga) " Teşekkür ederim anne."

Babam tek kelime etmemişti. Tüm yükü annem üstlenmişti. Babam elini omuzuma koyup hüzünlü bakışlarını bana dikti:

" Çok üzgünüm kızım. Başarısız bir baba olarak senden çok özür diliyorum."

Annem babamın elini tuttu ve bakışlarını yumuşattı:

" Will, bu senin hatan değil."

O gün ikisine de sım sıkı sarılıp tüm gün özlem gidermiştim. Ancak ertesi gün olanlarla başa çıkabilecek miydim?

...

Margos'a tekrar döndüğümde Larissa kurtulmuştu! Neye uğradığıma şaşırmıştım!

N-Nasıl kurtulmuş olabilir?

Ve öğrendim ki Abim olaya dahil olup onu kurtarmış! Abim... evet o!

Tabii ki ilk duyduğumda inanamadım! Zira abim kadınlara hiçbir zaman ilgi göstermedi. Ve şu Larissa denen kadın, erkek avcısı bir sapık değil miydi?

Margos prensine takıntılıydı hatta! Zevksiz heralde!

Ya abimi... BAŞTAN ÇIKARIRSA?!

Bunu abimle konuşmak için Margos'ta kiralamış olduğu malikaneye gitmiştim. Etraf çok karanlıktı ve havada ağır bir kökü vardı.

Bıçaklarımı çekip tüm gücümle kapıyı tekmeledim ve emin adımlarla içeri yürüdüm:

" Her kimsen derhal ortaya çık! Oyun oynayacak havamda değilim! "

Ardından iğrenç bir kahkaha sesi koridoru kapladı ve ışıklar açıldığında Mina ortaya çıktı ve yanında güzel yüzlü bir de adam vardı.

( Mina) " Seni görmeyeli nasılsın abla? Duydum ki yakın bir zamanda tapınağı ziyaret etmişsin. Ne yazık! Çok zeki olduğun için anlamışsındır muhtemelen. O yüzden bu gece olacaklar için beni suçlama."

" Ne hakkında konuşuyorsun? Abim nerede?"

( Mina) " Bu geceki baloda Larissa'yla güzel vakit geçiriyor olmalı~ Ah o Larissa çok güzel ve ateşli~ Abimiz için çok üzülüyorum~ Larissa'nın köpeği olacak! Çok yazık."

Ben Katalon'dayken abim o kadınla mı yakınlaştı?! Tam olarak ne kadar yakınlar?!

( Mina) " Ahahaha~ şu yüzündeki endişeli ifadeye de bak! Şu an kendin için endişelenmen gerekmiyor mu cidden?!"

Daha sonra Mina yanındaki genç adama döndü:

" Onu ele geçir! Önce Arhon'u sonra da annem ve babam olmak üzere tüm sevdiklerini öldürsün. Sonra kendine getir. Ne yapacağını biliyorsun."

Ne? Bu bahsettiği şey- Kanlı balodaki gibi! Bu adam şu Asheron denen iblis mi?!

Bıçaklarımı sıkıca kavrayıp iblisin üzerine gittim. Çok hızlı ve çevikti tüm saldırılarımı atlatmayı başarıyordu. O zaman tek yapmam gereken Mina'dan kurtulmak!

İblis için boşluk bırakmayacak şekilde onu kıstırmaya devam ettim ve bıçaklarımdan birini Mina'ya fırlattım.

İblis bıçağı durdurmak için koştuğu sırada diğer bıçağımı ona fırlattım ve onu sırtından vurdum.

Ardından korkudan titreyen Mina'ya doğru yürüdüm:

" Bir şeyi unuttun galiba Mina! Ben de bir Katalon'um! "

Mina geri geri yürüyerek kendini duvara yasladı:

" A-Asheron! ŞİMDİ!!!"

İblis bir anda bana arkadan sarıldı ve sivri dişlerini boynuma sapladı.

...

" KYAAAH~"

Nefes nefese yataktan kalktım. Yine aynı kabusu görmüştüm. Larissa kaçırıldıktan sonra benimle bu konu hakkında konuşmak istemişti.

Bana bende psikolojik bir travma bırakıp bırakmadığını sormuştu. Onu çok seviyorum ve ona güveniyorum ama işte bu yüzden kendime saklamayı tercih ettim.

Larissa bende çok daha fazla şey yaşadı. Bir de onu kendi dertlerimle üzmek istemiyorum. Emin Larissa bunu bilseydi tüm zamanını benim için harcardı.

Elimi boynuma koydum. Ne garip bir rüyaydı, acaba bu şekilde mi kaçırıldım?

Ah keşke hatırlayabilsem!

...Nikola'yı özledim...

Hava hâlâ çok karanlık ve o şu an Presgot düklüğünde olmalı. Odasının nerede olduğunu bile bilmiyorum... Larissa bulabilir gerçi ama tüm gün çalışın ve sadece geceleri çok az dinlenebilen birini bunun için uyandıramam!

O zaman~ Edward! O kesin bana yardım eder!

Üzerime siyah kapşonlu bir cüppe alıp Edward'ı ziyarete gittim. O da beni gizlice Nikola'nın odasına yolladı.

Odası ikinci kattaydı ve ben balkon penceresinden izin almadan içeri girmiştim.

Nikola odaya adım atar atmaz yatağından kalkmıştı:

" Olga?"

Ve bir saniyeden kısa bir sürede bana doğru gelip sıkıca sarıldı:

" İyi misin?"

Ben de ona sarıldım ve yanağına bir öpücük kondurdum:

" İyiyim sadece seni özledim."

Bir anda benden uzaklaştı ve sonra elimi tutup sürükleyerek koltuklardan birine oturttu:

" Çay ister misin? Ya da başka bir şey?"

" Buraya gel!"

Onu kolunden tutup kendime çektim ve sıkıca sarıldım:

" Neden sürekli kendini uzaklaştırıyorsun? Sen artık...beni istemiyor musun?"

Sertçe omuzlarımdan tuttu:

" -!!! Ne?! Bunun imkanı yok! Seni tüm kalbimle seviyorum! Ve ölene kadar da seveceğim!"

" O zaman neden-! Ah!!"

Dudaklarımı öpmüştü. Çok sert ve tutukluydu her dokunuşunda beni ne kadar arzuladığını hissediyordum.


Sonra beni kendine çekip kucağına oturttu:

( Nikola) " Seninleyken kendimi kaybetmekten korkuyorum. Sana dokunamamnın ne kadar acı verici olduğunu biliyor musun? Sabretmek tam bir işkence!"

" Ah demek bu yüzden."

Elini yanağıma koyup kafamı kaldırdı ve alını benimkine dayadı:

" Bu gece seni gördüğümde aklımı kaçıracaktım. Bir şey mi oldu?"

( Olga) " Hayır ben sadece..."

" Yine kabus mu gördün?"

İstemsizce elim boynuma gitmişti. Nikola kaşlarını çatıp elini benimkinin üzerine koydu:

" Burası mı?"

( Olga) " N-Ne burası mı?"

" Kabusundaki herif buraya mı dokundu?"

Nasıl bilebilir?!

( Olga) " Nereden biliyorsun?"

" Kaçırıldıktan sonra seni Larissa'nın malikanesine ben taşıdım ve sen o sırada sayıklıyordun. Sana dokunmamasını ve uzak durmasını söyledin. Ben de..."

Yüzü çok öfkeli olduğunu yansıtıyordu. Dişlerini sıkarak konuştu:

" O herif kim bilmiyorum ama en acı verici şekilde ölmesini sağlayacağım! Yemin ederim. "

Ardından boynumu öptü. Tam o noktayı. O kadar derin ve şehvetliydi ki onu durduramadım. Omuzlarının titrediğini hissettiğimde ise sessizce ağladığını anlamıştım.

Bu adam nasıl bu kadar güzel olabilir? Ne zaman evleneceğiz? Bir sürü çocuk istiyorum!

...


...

Sonraki bölümde görüşmek üzere:)

...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 6 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kötü Kadın Kahraman Olursa?!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin