☀️
Duygularını yoğun yaşamak demek intihar demektir, civcivim. derdi annem. Haklıydı.
Hayatımın her yerinde başıma bela olan sinirim vardı.Birinci sınıfta yaptığım gösteride yerime geçen çocuğu sahneden atmam, benden kopya çeken kızın okuldan atılmasına sebep olmam, beni aldatan ilk sevgilimin iş bulamamasına sebep olmam sinirime örnek olabilirdi.
Şimdiyse karşımda ki adamın ukala tavırları sinirlerimi bozarken sakin kalmak için çabalamadım. Ayağa kalktığım gibi elimde ki viski bardağını arkasında ki duvara fırlattım.
"Benimle dalga mı geçiyorsun sen? Bana bak sandığın gibi saf salak değilim ben. Senin belanı sikerim, selanı okuturum!"
"Bu kadar yaratıcı olduğunu bilmiyordum." Dedi gevşek gevşek sırıtırken. Her geçen saniye sinirimin arttığını ve beni bile aşacak dereceye geldiğini hissediyordum. Bu deli adam benimle dalga geçiyordu.
"Kimsin sen?"
"Toprak ben." Artık sinirden kuduracak dereceye gelmiştim. Yüzünü parçalara ayırma ihtimalim vardı ve o da bunun farkında olmasına rağmen saçmalamaya devam ediyordu.
"Kimin adamısın?" Sesimin desibelini ayarlayamamıştım. Gözlerim kolarında ki dövmelere kaydı. Sağ kolunda siyah bir ejderha dövmesi bulunuyordu. Yine sağ kolunda Atatürk'ün imzası ve örümcek dövmeleri de vardı. Sol kolunda ise bir aslanın yüzünün yarısı, bileğinden biraz yukarıya doğru dolanan yılan ve kuru kafa dövmesi vardı. Dövmelerinin hiçbiri kötü değildi.
"Birinin adamı olacak gibi mi görünüyorum?" Dudağının kenarı kıvrıldığında sinirle yerime oturup viski şişesini kafama diktim.
"Kafasına viski şişesi yemek isteyen biri gibi görünüyorsun." Sesli bir şekilde güldü ve karşımda ki koltuğa oturdu.
"Tesadüfen karşılaşmamızı bu kadar umursama."
"Ben tesadüflere inanmam ve sen deli misin ya? Tesadüfse neden evime meyve yolladın? Evimi nereden biliyorsun? Ya da meyveleri sevdiğimi? Daha sayayım mı, yoksa yeterli mi?"
"Bahri amcayı tanıyorum ve senin meyveye ihtiyacın olabileceğini söylediği için o yolladı beni. Evinin yerini de o söyledi." Bir kaç saniyeliğine düşündüm. Bahri amca benim meyvelere olan takıntımı bildiği için gitmeden önce beni düşünmüş olabilir miydi?
"Meyveleri kızıl bir adam bıraktı?"
"Yardımcım kendisi. Zaten o da boks katında."
Hafiften ikna olsam da ona inanmayan gözlerle bakmaya devam ettim. Derin bir nefes alıp bana gülümsedi. "O zaman burada ne işin var ve Dima'nın seni yenmesine neden izin verdin?"
YOU ARE READING
KARMAKARIŞIK
Roman d'amourToprak Emir Barlas'ın kalbi de gözleri gibi acıydı. İlk günden beridir ilgimi çeken sesiyle, "Yeniden tanışıyoruz, bal. Bu sefer gerçeklerle." Dedi. Alkol kokan nefesimle, "Bu sefer gerçeklerle." Dedim.