12. BÖLÜM

9 1 0
                                    

☀️

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

☀️

Acıyan gözlerimi kırpıştırarak sütlü kahvemden bir yudum içtim.

Televizyon programından yükselen ses kulaklarıma dolarken, kahve bardağını masanın üzerine bırakıp, laptopumla ilgilenmeye devam ettim. Arinna'ya birkaç yenilik eklemeyi düşündüğüm için sabah eve geldiğimden beri araştırma yapıyor, not alıyordum. Hava kararmıştı bile. Babam ve dayım yemek hazırlarken, ben salonda oturuyordum. Açıkçası dayımın gelmesi iyi olmuştu çünkü yemek yapmayı çok severdi.

Bu da demek oluyordu ki, ben mutfağa girmeyecektim.

Koltuğun üzerine yayılan Hera'ya kısa bir bakış atıp laptopu da kahve bardağının yanına bıraktım. Ayağa kalktığımda boynumun ağrıdığını farkettim. Lanet ederek mutfağa doğru ilerlediğimde babam ve dayımın tartışma seslerini duyup yüzümü buruşturdum. Makarna sosu için tartışıyorlardı. Mutfağa girdiğimi farkettiklerinde bana döndüler ve dayım anında sordu. "Salçalı mı kremalı mı?" Gülümsedim.

"Elbette bol salçalı." Diye yanıtlayarak kendime bir sandalye çekip oturdum. Babam gözlerini kısarak yüzüme baktığında gülümsedim. "Ne oldu, babacığım?"

"Bu sabah kahvaltıda yoktun ya bomboş geçti kahvaltı." Toprak'la yaptığımız kahvaltı aklıma geldiğinde gözlerimi kaçırdım.

"Bahar'ın yanındaydım, gece de orada kaldım ya." Diye yalan söyledim.

"Biliyorum, fakat kahvaltıda dışarda olmandan hoşlanmıyorum."

"Akşam yemeğinde de dışarda olmasından hoşlanmıyorsun." Diye ekledi dayım. Kıkırdayarak masanın üzerine baktım. Dört kişilik masanın üstü dolu doluydu. Bunları toparlamak bana kalacaktı.

Dayım makarna sosunu kısa sürede hazırlayıp, uzun makarnaların üstüne döktüğünde sevinçle tabağıma almıştım. Bol soslu, salçalı makarnayı sevmeyen yoktur diye düşünüyordum.

Ben makarnamı keyifle yerken babam keyfimi kaçıracak o soruyu sordu. "Geçen gün Bahar'ın babasını gördüm." Duraksadı. "Onun İstanbul'da ne işi var?" Diye sordu kuşkuyla.

"Bahar'la konuşmaya gelmişti." Dedim ağzımı makarna doldurarak. Konuşmamı geciktirmeye çalışıyordum.

"Peki konuştular mı? Ya da bir yere varabildiler mi?"

"Hiçbir yere varamadılar. Zaten Abdullah amca hep böyle anlayışsızdı." Diye mırıldandım.

Dayım, "Bahar gibisi yok ve adam yıllardır boktan inadını sürdürüyor." dediğinde onu kafamla onayladım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: 2 days ago ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KARMAKARIŞIKWhere stories live. Discover now