Cesur Alaz: Bak, sen prensese damarına mı bastım, yoksa?
Cesur Alaz: Kusura bakma ama benim seninle uğraşacak kadar boş zamanım yok.
Cesur Alaz: Ayrıca, seninle uğraşacak kadar önemli değilsin benim için.
Cesur Alaz: Ayrıca, kayıt yapmaya bile bu kadar iddialı bir elbise giymek zorunda mısın kızım sen?
Siz: Ah, Cesurcum, kendini fazla önemsiyorsun.
Siz: Evet, zorundayım.
Siz: Benimle baş edemeyeceğini biliyorsun tabii.
Siz: Ama korkma, zarar vermem sana, sadece düşüncelerini bu kadar açık dile getirmen hoşuma gitti.
Cesur Alaz: Sana hakaret etmemin hoşuna gittiğini mi söylüyorsun şu an?
Cesur Alaz: Sen cidden tuhaf birisin.
Siz: Ah, Cesurcum, çevremde o kadar ikiyüzlü insan var ki, düşüncelerini dürüstçe dile getiren insanlar hoşuma gidiyor.
Cesur Alaz: Bana Cesurcum deyip durmasana, kızım, ne bu samimiyet?
Siz: Olmaz!
Siz: Şu an kafam yerinde değil, o yüzden sana istediğim gibi seslenebilirim, Cesurcum.
Siz: Off, Can ağlamaya başladı, ne yapacağım?
Siz: Cesurcum, cevap versene.
Siz: Ağlayan insan nasıl susturulur, bilmiyorum ben.
Cesur Alaz: Ben nerden bile yim, kızım.
Cesur Alaz: Hem, Can kim?
Siz: Can benim, Can'ım. Ahaha!
Siz: Ay, dur, çok kafiyeli oldu bu, hoşuma gitti.
Siz: Can benim arkadaşım, kardeşim, çocukluğumun.
Siz: Can benim her şeyim.
Siz: Ve şimdi ağlıyor, ben nasıl susturacağım onu?
Siz: Ya, Cesurcum, yardım etse ne iyi olur.
Cesur Alaz: Sen ağladığın zaman seni ne sakinleştirir onu yap, Canına.
Cesur Alaz: Neyse, Canım, benim.
Siz: Ben ağlamam ki hiç.
Siz: Neyse, sustu kendi kendine.
Siz: Ahaha, onun da kafası uçtu galiba, bir gülüp bir ağlıyor.
Siz: Ay, bu arada, ben sana yalan söylemedim biliyor musun?
Cesur Alaz: Buna inanmıyorum.
Siz: Neden? Beni tanımıyorsun bile, nasıl bu kadar eminsin sana yalan söylediğimden?
Cesur Alaz: Çünkü seni tanıyorum.
Siz: Hayır, tanımıyorsun. Seni hiç görmedim bile.
Siz: Ayrıca, gerçekten yalan söylemiyorum.
Siz: Biliyor musun, annem arkadaşımın cenazesine gitmeme bile izin vermedi.
Siz: Çocukluk arkadaşımın cenazesine gizli gizli gidip köşeden izledim ben.
Siz: Sonra da sinirimden gidip dağıttım, yine.
Siz: Galiba alkolik olacağım, bu gidişle.
Siz: Teşekkürler, anne!
Cesur Alaz: Prenses.
Cesur Alaz: Ciddi misin sen?
Cesur Alaz: Doğru mu bunlar?
Siz: Benim ne dediğimin ne önemi var ki? Sen zaten kendi kafanda yazıp çizdin her şeyi.
Siz: Doğru dese de inanacak mısın?
Siz: Yoksa vicdanını rahatlatmak için yalan dememi mi istersin?
Cesur Alaz: Prenses, kafamı karıştırıyorsun.
Siz: Neyse, çekimler için yeni tarih belli oldu mu? Anne, bugün toplantı yapmaya gitmişti.
Siz: Ona soramayacak kadar kafam güzel.
Siz: Menajerin annen olması kadar boktan bir durum yok, bu arada.
Siz: Ay, pardon, var, var; birçok şey var, ama olsun, bu da berbat.
Cesur Alaz: Evet, belli, iki gün sonra.
Siz: Oha, çok erken ama!
Cesur Alaz: Kusura bakmayın, prenses, ama koskoca bir şirket yönetiyorum ben, sizin gibi keyfime göre hareket edemiyorum.
Siz: Hey, beni tanımıyorsun, hakkımda böyle konuşma.
Siz: Ya da konuş, banane.
Siz: Ben neden seninle konuşuyorum ya?
Cesur Alaz: Bilmem, sana sormalı, niye bana yazıp duruyorsun?
Siz: Galiba kendimi yalnız hissettiğim içinnn.
Siz: Sen neden cevap veriyorsun?
Cesur Alaz: Ayıp olmasın diye.
Siz: Ahaha, öldüm gülmekten, asıl yalancı sensin.
Siz: Neyse, sen ne yapıyorsun?
Cesur Alaz: Yalnız mı sen, mi ciddi misin, kızım? Sen hiç inandırıcı değil.
Siz: Orayı karıştırma, şimdi. Ne yapıyorsun, dedim?
Cesur Alaz: Ne yapabilirim bu saatte, prenses? Yatıyorum, uyuyacağım.
Siz: İyi, ben seni tutmayayım daha fazla. Git, yat.
Cesur Alaz: Sen?
Siz: Gece benim için daha yeni başlıyor, Cesurcum. Bayılana kadar içeceğim ben.
Siz: Daha önce de dediğim gibi herkesin yas tutma şekli farklıdırrr
Cesur Alaz: sen cidden tuhaf birisin prenses
Cesur Alaz: kafamı karıştırıyorsun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİRDEVS | YARITEXTİNG
Teen Fiction-YARI TEXTİNG- 0530*: Sen kendini gerçekten prenses falan mı sanıyorsun? (10.02) 0530*: 2 ay öncesinden belirlenmiş çekimleri son dakika nasıl ekersin? (10.02) 0530*: Ne kadar önemli bir toplantımı iptal ettim sırf bu çekim yüzünden ama prenses hazr...