Alex!
Dün seviştiğim Alex!
Alex de beni tanımış olacak ki kaşlarını çattı.
"Ava?"
"Evet?"
"Bu ne tesadüf?"
"Evet değil mi?" Dedim sakince ama çığlık atmamak için zor duruyordum.
"Oturun da konuşalım." Oturdum ve maaş, çalışma şartları gibi klasik şeyler konuştuk. El sıkıştık ve kaçarcasına kapıya ilerlerken arkamdan adımı bağırması ile durdum ve arkamı döndüm. "Aramızdaki şey patron çalışan ilişkisinden başka bir şey olmayacak."
Emin misin?
"Tamam?"
"Çıkabilirsin."
Şirketten çıktım.
Bir kaç sokak yürüdüm ve arabaya bindim. Herkes merakla benden olanları anlatmamı beklerken kahkaha attım.
"Delirdi galiba." Umut manyak mışım gibi bana bakıyordu.
"Dün seviştiğim adam bilin bakalım kimmiş?"
"Hadi canım!"
"Evet Alex." Histerik bir kahkaha daha.
"İşim o kadar kolaylaştı ki bir kaç haftaya kalmaz Alex'in kellesini sırığa saplayıp sokaklarda gezdiririm."
"Delisin."
"Biliyorum bebeğim." Dedim Lale'ye öpücük atarak.
"Eva böyle bir vahşet olmayacak." Oğuz'un dediğine göz devirdim.
"Eğer ortalığı kan gölüne çevirmek istedeydim buna başka birinden başlardım." Ceylan'ın gerildiğimi hissedebiliyordum
"Otele gitmeden bir kaç sokak gezelim ne olur ne olmaz bizi bulabilir."
"O önce navigasyonla mikropenisini bulsun." Dediğim şeyle Umut ağzındaki tükürüğü püskürtürcesine kahkaha attı. Böyle dediğime bakmayın onunki hayatımda gördüğüm en büyük ve en kalın-
"Hadi sür artık!" Dedi Lale, Umut'aOtele geldiğimizde biraz dinlenip akşam yemeğine indim. Dalgın dalgın yemeğime bakarken Umut'un Ceylan'a dedikleri ile kafamı kaldırdım.
"Neden yemek yemiyorsun Ceylan artık iki kişisin?"
"Bilmiyorum midem bulanıyor."
Benim çocuğumun ne günahı vardı diye düşünmeden edemedim. Melekler günahsız olmaz mıydı?
"Çocuğun cinsiyeti ne Ceylan?" Ceylan bana tereddüt ile kaçamak bir bakış attı.
"Kız." Kalbimde doğmamış çocuğuma olan bir hasret vardı. Hiç tanımadım onu kokusunu,nefesini hiç duymadım. Neden bu kadar bağlanmıştım ona?
"İsim düşündün mü?" Dedim soğukluğumu korurken. Bu soruma şaşırmış olacakki kekeledi.
"H-hayır aklında bir şey var mı?"
Sus Eva söyleme.
"Aden." Oğuz bana baktı. Evet hatırlamıştı.
"Aden!" Dedi Ceylan.
"Çok güzel anlamı ne?"
"Cennet bahçesi."
"Cennet bahçesi." Oğuz ile aynı anda söylediğimiz şey ile bir sessizlik oldu.
"Sen nerden biliyorsun Oğuz?"
"Ben-" Oğuz'un lafını bir anlık haset ile böldüm.
"On iki senemiz beraber geçti kızıma,kızımıza koymak istediğim ismin anlamını bilmesi çok normal değil mi?"
Gene çeneni tutamadın Eva!
Ceylan bir hışımla masadan kalktı Oğuz'da peşinden.
"Eva!" Dedi Lale neden yaptın der gibi.
"Efendim hayatım?"
"Sen hala Oğuz'u mu seviyorsun?"
"Hayır."
"Neden o zaman?"
"Mutlu olmalarına izin vereceğimi mi zannediyorsun?"
"Evet sen mutlu olamadın ve yaptıkları çok büyük bir yanlış ama her seferinde Ceylan'ı üzmene gerek yok."
"Bilmediğin şeyler hakkında konuşma Lale."
Çatalı tabağa öyle sert bastırdım ki bir an tabağın kırılacağını sandım.
"Neymiş bilmediğim şey?"
"Sen benimle uğraşmayı bırakıp imkansız aşkınla mı ilgilensen?" Dedim Umut'u ima ederek.
"Yeter!" Dedi ayağa kalkarak.
"İçinde ne fırtınalar kopuyor ne yaşıyorsun bilmiyorum eminim bununla başa çıkmak zordur ama böyle yapmaya devam ederek yalnız kalacaksın."
"Ben kalabalıklar içinde dahi yalnızım Lale değişen hiç bir şey olmayacak." Daha çok şey söylemek istiyordu ama kendini tuttu ve çıkıp gitti. Masada bir tek Umut vardı.
"Hadi sende sıç ağzıma."
"Hayır seni anlıyorum." Kaşlarımı çatarak ona baktım.
"Nasıl yani?"
"Bas baya seni anlıyorum. En güvendiklerin sana ihanet etti çok bağlanmıştın onlara. Şimdi kimseye bağlanmamaya hatta kendinden nefret ettirmeye çalışıyorsun ki bir daha ihanete uğrasan bile aynı şeyleri yaşama bu kadar üzülme diye. Ne yaparsan yap sen benim farklı anadan doğan kardeşimsin Eva seni asla bırakmam." Dedi ve o da kalktıp gitti. Beni düşüncelerim ile yalnız bıraktı.
Anlamıyorlardı neler yaşadığımı. Biz Ceylan ile yetim büyüdük. Altına yaptığında bezini ben değiştirdim. Hasta olduğunda sabaha kadar başında ben bekledim. Ödevini ben yaptırdım. Yemeğini ben yedirdim ama o ne yaptı! Onu affedemeyeceğim tek şeyi. Oğuz'umu aldı benden.İçimden yine o sahile gitmek geldi. Hızlıca ayağa kalktım ve koşar adımlarla sahile gittim. Ve... yine o? Yanına yaklaştım.
"Yine mi sen?" Sanki benim gelmemi bekliyormuş gibi hızla kafasını çevirdi.
"Patronun ile doğru konuş yoksa kovulursun."
"Şirkette değiliz sevgili patronum." Sessizlik.
"İsminin anlamı ne Ava?" Oh shit! Dur sanki hatırlar gibiyim.
"Kuş." Güldü.
"Komik olan ne?!"
"Kanatlarını açıp uçmayı ve eski evinden gitmeyi bilmeyen bir kuş."
"Herkes bilmediği şeyler hakkında yorum yapmaya ne meraklı be!"
"Anlat da bilelim."
"Kusura bakma canım patronlarıma özel hayatımı açmıyorum."
"Şirkette değiliz sevgili çalışanım."
"Sana güvenmiyorum." Bu dediğime bozulmuş gibiydi?
"Yarın ilk iş günün. Geç kalma." Dedi ve kalkıp gitti.3 hafta sonra
Bu gün Alex'i öldüreceğim o mükemmel gündü. Şirkette güvenini kazanmıştım yani bence kazandım. Neyse onu bu gün bize yemeğe gelmeye ikna ettim. Mini bir elbise giyindim ama rahat hareket edebilmem için altımda mayo şort vardı. Güzel bir sofra kurdum ve sarı saçlarımı dalgalı yaptım. Güzel bir makyaj ve zil çaldı. Koşarak kapıya gittim.
"Ben meşgul bir insanım biraz bekle hayatım." Dedim kısık sesle. Bir daha kapı çaldı.
"Ay tırnaklarıma ne kadar güzel manikür yapmışım." Kapıyı eliyle çaldı.
"Of iyi peki çok ısrar ettin." Kapıyı açtım.
"Kusura bakma kapıyı yeni duy-" çiçek?
"Sorun deği-" cümlesi beni süzmesi ile yarıda kesildi.
"Ç-çok güzel olmuşsun." Kekeleme? Rol mü yapıyor yoksa gerçekten mi kekeledi?
"Buyur geç." Çiçeği elinden aldım ve şifoniyere koydum. Bu evi Lale bu gün için ayarlamıştı.
Yemek odasına geçtik.
"Vay, böyle marifetlerinin olduğunu bilmiyordum!"
"Hakkımda bilmediğin çok şey var sevgili patronum."
"Öğrenmek için sabırsızlanıyorum sevgili çalışanım." Oturduk ve yemek yemeye başladık.
"Kaç kadeh içki içtin. Nasıl sarhoş olmuyorsun?"
"Sağlam bir bünyem var." Bünyeni sikeyim.
"Ben tatlıları getireyim." Ayağa kalktığım sırada başım döndü ve masaya tutundum.
Alex ayağa kalktı.
"İyi misin?!"
"İyiyim başım döndü sadece."
Mutfağa doğru yürüdüğüm sırada her şey karardı.Bilincim nihayet gelmişti fakat gözlerimi açmak istemiyordum. Acaba Alex her şeyi öğrenip beni bayıltmış mıydı? Kolum yerinde mi şuan? Tedirginlik ile tek gözümü açtım.
Başımda önlüklü bir keltoş vardı.
"Neredeyiz ve sen kimsin?"
"Öncelikle sakin olun Ava Hanım hastanedeyiz ben de doktorum bayılmışsınız sizi buraya Alex Bey getirdi."
"Neden bayıldım peki?"
"Neden bayıldık desen daha iyi olur. "
?
"Hamilesiniz."
"Ne?!" Yerimden doğruldum.
"B-bunu Alex'e söyledin mi?"
"Hayır ilk size söyledim."
"Güzel,söyleme!"
"Ama-"
"Söyleme!"
"Peki nasıl isterseniz." Dedi ve odadan çıktı. Ardından odaya Alex girdi.
"Nasılsın?"
"İyiyim sen?" Ciddi misin,der gibi baktı.
"İyiyim iyi."
"Neyin varmış?"
"Doktor sana bir şey söylemedi mi?"
"Hayır ısrar ettim ama söylemedi." Söylemeyince kafasına silah dayaman gerekmiyor muydu?Alex'in Gözünden
Ava'yı hasteneme getirmiştim. Hiç bu kadar korkmuş hissetmemiştim. Seviştiğimiz günden beri aklımdan çıkaramıyordum onu. Beni öldürmek için geldiğini biliyordum fakat bu ona sırıl sıklam aşık olmama engel olmadı. Öldüremeyi veyahut işkence etmeyi teklif etti adamlarım. Ama ona nasıl kıyabilirdim mi?Şirkette çalışacağını öğrenince nerdeyse sevinçten delirecektim. Şimdiyse bir hastene kapısının önünde çaresizce onu bekliyordum. Doktor çıktı dışarı ve hemen ayağa kalktım.
"Neyi var Khan?"
"Korkacak bir şey yok Alex Bey. Hanımefendi hamile." Benden mi?
"Bildiğimi söyleme."
"Ne?"
"Nesi yok Ava'ya bildiğimi söyleme!"
"Peki nasıl isterseniz."Eva'nın Gözünden
"Bana öyle bakma Ava. Neyin var ?"
"Tansiyonum düşmüş o kadar."
"Emin misin?"
"Evet başka ne olabilir?"
"Ava-"
"Hadi sen eve git."
"Seni bu halde bırakmam."
"Alex yapacağını yaptın hadi eve git."
"Hayır Ava,ısrar etme!"
"Git dedim!" Sinirli bir nefes verdi.
"Bir şey olursa hemen arayacaksın."
"Peki." Dedim e'yi uzatarak. Tereddüt ile bana son bir bakış atıp odadan çıktı. Bir kaç dakika bekledim ve ayağa kalktım.
Odadan çıktım ve doktorumu hemen buldum.
"Alın şunu içimden."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bencil
ActionSuçla savaşan bir ekip yeni bir görev için İrlanda'ya uçar ama öldürecekleri mafya babası grubun ajanına aşık olur... "Hiç bir şeyi umursamıyorsun . Hiç bir derdin yok!" Dedi Ceylan ve bu duyduğum en ağır cümlelerden bir tanesiydi. Yüreğim aldığı he...