Tüm ekip benim evimde toplanmıştık.
"Plan ne?" Dedi Oğuz. En ince ayrıntısına kadar anlattım.
"Her zamanki gibi kusursuz olmuş." Dedi Lale.
"Övgünün yarısını da Umut hakkediyor. Planı onunla beraber yaptık." Lale'nin gözleri parladı.
"Yaa" sesi kedi miyavlaması gibi çıktı.
"Hep iş konuştuk, bi içki?"
Lale"Hiç hayır demem." Dedi.
"Okey hemen getiriyorum." Ayağa kalktım fakat Ceylan da benimle kalktı.
"Sana yardım edeyim abla."
Sakin ol Eva.
"Son kez uyarıyorum bana sakın abla deme, yardımını da istemiyorum." Bunu bu kadar sakin söyleyebildiğim için kendimle gurur duyuyordum.Gözlerinden bir damla yaş süzüldü ve bunu gören Oğuz "Kız sadece yardım etmek istedi terslemeye gerek var mı?" Dedi.
Cevap vermedim.
"Zaten benden nefret ediyorsun o zaman saklayacak bir şeyimiz yok Eva!" Oğuz Ceylan'a emin misin der gibi baktı. Ceylan karnını tuttu.
"4 aylık hamileyim!"Flasback:
Eva bir kaç hafta Umut da kalmıştı. Bir sabah kahvaltıya inerken karnına giren keskin şancı ile acıyla inledi.
"Ah Umut!" Koşarak geldi ve korkuyla Evanın vajinasından aşağı süzülen kana baktı.
"Hemen hastaneye gidiyoruz!" Yol boyunca Umut beni avutmaya çalışsada kalbim ağızımda atıyordu. Ultrasonda bile elimi hiç bırakmadı.
"N-ne olmuş doktor Bey!" Dedim endişeyle.
"Çok üzgünüm strese ve üzüntüye bağlı olarak düşük yapmışsınız." Gözlerimi sıkıca yumdum. Sanki dünyadan izole olmak istercesine yumdum gözümü.
Doktor "Ben sizi yalnız bırakayım." Dedi ve odadan çıktı.
"O da bıraktı beni Umut." Yanağımı okşadı.
"Sana söz veriyorum her şey çok güzel olacak."
"Güzel olan tek şey oydu ama artık yok! Bizim bebeğimiz oldu babası hiç duymadı, bizim bebeğimiz öldü babası hiç görmedi.."Günümüz:
Bizim bebeğimiz oldu babası hiç duymadı, bizim bebeğimiz öldü babası hiç görmedi
"Bir şey demeyecek misin?"
"Umarım sağlıklı olur."
"Tek diyeceğin bu mu?"
"Beklentin neydi bilmiyorum ama evet tek diyeceğim bu." Tepki vermediğiklerine göre diğerleri zaten bunu biliyordu.Her şey hazırdı Lale her şeyi ayarlamıştı. İrlanda'ya geleli 3 gün olmuştu. Gözlerden uzak ama nezih bir otelde kalıyorduk. Akşam yemeğinden sonra odamda sükunet ile kitap okurken kapı çaldı.
"Kim o!"
"Benim Eva!" Oğuz?
Kaşlarım çatık kapıyı açtım.
"Ne var ne istiyorsun?"
"İçeri geçebilir miyim?"
"Hayır,ne söyleyeceksen söyle ve bas git."
"Eva lütfen konuşmamız gerekiyor."
Nefes verdim ve bir küfür savurdum.
"Geç içeri." Yatağıma oturdum, Oğuz da yanıma.
"Karın merak eder hızlı söyle."
"İşte bunu konuşmak istiyorum."
Kaşlarım tekrar çatıldı.
"Eva bizi hiç affetmeyeceksin biliyorum ve yaptığımızın ne kadar kahpece olduğunun da farkındayım sana yemin ederim ki utancımdan ölüyorum."
"Utanç duygunun olması beni şaşırttı."
"Beni affet Eva nolur ikimiz de rahat uyuyamıyoruz. Bizi affet."
"Oğuz" lafımı yuttum
"Söyle Eva." Bizim bebeğimiz öldü
"Sen beni aldattın hemde öz kardeşimle sonra da onunla evlendin şimdi ne diyorsun 'Bizi affet.' Siktir git!"
"Beni hala seviyor musun yoksa."
"Ne!? Hayır tabii ki de ama sen benim yüreğimi öyle bir soğuttun ki bir canavar yarattın ve eski Eva'dan eser kalmadı. Sayeniz de ne birini sevebilirim ne birine güvenebilirim!" Gerçekten de onu bırak sevmeyi nefret bile etmiyordum.
"Seni tanıyorum bana anlatmadığın bir şey var." Evet
"Hayır yok şimdi siktir git!" Umut başını eğdi ve odadan sessizce çıktı.
Duvarlar üstüme geliyordu sanki.
"Hava almam lazım, sakinleşmem lazım."
Ceketimi giydim ve pijamalarla dışarı çıktım.
Otelin aşağısındaki kuytu köşe sahile indim.
Sahil genelde hep boş olurdu ama bu sefer bir adam oturuyordu. Umursamadan yanına oturdum. Adam şaşırmış bir şekilde bana baktı.
"Koca sahilde yer yok mu diyeceksin bilmiyorum senin yanına oturmak içimden geldi." Adam sanki söyleyeceklerini ben söylemişim gibi sustu.
"Mutsuz gibisin neden." Sesi kalın, erkeksi ve çekiciydi.
"Sana neden anlatayım ki."
"Haklısın." Ay ışığı yüzünün yarısını aydınlatıyordu. Bu adam çok... Çok... Çok güzeldi?
"İsmin ne?" Söylemek ile söylememek arasında tereddüte düştü.
"Alex. Senin adın?"
"Ava."
"Güzel isim." Oğuz ile konuşmamız aklıma geldi ve gözlerim doldu. Karanlık olmasına rağmen Alex bunu fark etmiş olacak ki kaşlarını çattı.
"Ne oldu?"
"Hiç bir şey." Erkek çocuğu gibi burnumu kolumla sildim. Başımı nazikçe eliyle kendine çevirdi ve ona bakmaya zorladı.
"Hiç bir şeyse ağlamaya değmez."
"Ağlamak,gülmek,öfke en basiti mutlu olmak, gülümsemek bunlar bana çok uzak kelimeler."
"Ne yaşamış olabilirsin ki bu kadar hissizleşecek?"
"Neden anlatayım ki? Seni yeni tanıyorum ve insanlara zayıf yönlerimi göstermeyi sevmem çünkü kan köpek balıklarını çeker yakışıklı çocuk."
"Yakışıklı çocuk?" Dedi yüzünü buruşturup.
"Her tanıştığının hikayesi ile ilgileniyor musun?" İç çekti.
"Hayır. Bırak ilgilenmeyi kimsenin yanıma böyle yaklaşmasına bile izin vermiyorum."
"Benim ayrıcalığım ne?"
"Bu gece Alex olmak istiyorum. Sadece Alex."
"Peki sadece Alex sen ne yaşadın?"
"Neden anlatayım ki? Seni yeni tanıyorum ve insanlara zayıf yönlerimi göstermeyi sevmem çünkü kan köpek balıklarını çeker güzel kız." Dedi taklidimi yaparak.
Dudakları o an bana çok tatlı gelmişti. Yüzlerimiz çok yakındı ve düşünmeden dudağına yapıştım.
Önce şoktan dondu ancak sonra öpüşüme sertçe karşılık verdi. Ben alt dudağını çekiştirirken o da üst dudağımla meşguldü.Sertçe kapıyı ardımdan kapattım beni kendiyle duvarın arasına aldı. Boynuma ıslak darbeler bırakırken heyecanla kemerini açtım. Üstümü çıkardı ve açlıkla göğüslerime baktı.
"Tanrım çok güzelsin." Göğüslerimi emiyor, ısırıyor ve dişleriyle çiziyordu.
İnlemelerimle adeta ona yalvarıyordum.
"Benimle oynama." Bu aramızdaki konuşmaların hepsinin İngilizce olması tuhaftı.
Beni yatağa taşıdı ve önce beni sonra kendini soydu.
"Emin misin?"
"Evet." Dedim şehvetle.
Eliyle vajinama daireler çizmeye başladı. İnlemelerim odayı doldururken orta parmağını yavaşça içime sokup gel git yapmaya başladı.
"Alex!"
"Söyle." Hızlandı
"Ah, Alex!"
"Ne istiyorsun?"
"Seni,seni içimde istiyorum."
Yüzüme eğildi bir eli hala beni okşarken agresifçe dudağımı emdi.
"Yalvar."
"Ne?!" Okşamasını hızlandırdı.
"Ah!" İçimdeki arzu yükselip orgazm yaklaşırken elini birden geri çekti.
"Ne yapıyorsun!" Kulağıma eğildi.
"Yalvar." Dedi fısıltıya yakın bir tonla. Tekrar okşamaya başladı. Boşalmaya yaklaşmışken demin yaptığı şeyi tekerrür etti.
"Ben kimseye yalvarmam!" Hızlıca üstümden ittim. Çevik bir hareketle yatağa itip üstüne çıktım. Dudaklarına uzun bir öpücük kondurduktan sonra yavaşça penisine sürtünmeye başladım. Başını geriye atıp inleyince yüzümde şeytani bir sırıtış belirdi.
Durdum.
"Hayır devam et!"
"Yalvar!" Sürtünmeye devam ettim sonra tekrar durdum. Ve tekrar. Sperm sancısı girene dek.
"Yalvarıyorum lütfen."
"Gir içime." Beni altına aldı ve vakit kaybetmeden içime girdiğinde aynı anda inledik. Vücutlarımız ritimle hareket ediyordu.
İçimden çıktı ve beni yatakta yüz üstü döndürüp dört ayak pozisyonuna getirip tekrar içime girdi. Bir yandan göğüslerimi sıkıyor bir yandan boynumu emiyordu.
"Geliyorum g- ahh!"
"Ah bende ge-" lafını bitiremeden ikimizde boşaldık.Sabah uyandığımda gitmişti. Göğüslerim sızlıyordu. Yorgunlukla başımı ovuşturarak.
"Siktir ya,korunmadan seviştim!" Dedim.Hızlı bir duşun ardından beyaz bir elbise giyip sarı saçlarımı at kuyruğu topladım. Yemek salonuna indiğimde herkes çoktan kahvaltıya başlamıştı.
"Günaydın sefiller!"
"Günaydin civciv!" Dedi umut sırıtarak. Onun yanına oturdum ve tam yumurtamdan bir parça ağızıma atacakken herkesin pür dikkat boynuma baktığını fark ettim.
"Ne bakıyorsunuz aval aval?" Umut kulağımda eğildi ve fısıltıya yakın bir sesle.
"Tatlım boynun mosmor sansarla mı sikiştin bu ne!" Utanç tüm bedenimi sardı ama hiç bozuntuya vermedim.
"Dün gece biraz eğlendim o kadar." Dedim göz kırparak.
"Daha yeni geldik hangi ara?" Lale'nin sorusunun ardından Ceylan bir şeyler mırıldandı.
"Efendim Ceylan?"
"Yok bir şey." Kahvaltımızı yaptıktan sonra son bir kez planın üstünden geçtik ve hazırlanıp Dhezok'un şirketine doğru yol aldık.
"Şirkete gitmeden bir eczanede dur." Dedim Oğuz'a
Arabada Umut yanımda oturuyordu. Kulağıma eğilip.
"Korunmadan mı seviştin!"
"Umut!"
Dedim kısık sesli bir sitemle. Oğuz bir Eczane'nin önünde durdu. Doğum kontrol hapını görmemeleri için dükkanda içtikten sonra hızlıca arabaya bindim.
şirketin bir kaç sokak ötesinde durmuştuk. Kafamda aynı bilgiler dönüyordu. Adım Ava yaşım 23 yeni mezunum çok başarılıyım bu yüzden Alex ile direkt olarak görüşeceğim. Şirkete girdim ve bürodaki kadına kim olduğumu söyledikten sonra bana Alex'in odasına kadar eşlik etti.
"Bol şans."
"Teşekkür ederim." Kapıyı çaldım ve gel cevabını aldım.
"Görelim bakalım dedikleri kadar ulaşılmaz mısın." İçeri girdiğimde geniş ama çok sade bir oda karşıladı beni ve şuan karşımdaki delici bakışlarıyla beni süzen adamı görünce kalbim ağzımdan çıkacaktı.Alex!
Dün seviştiğim Alex!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bencil
AçãoSuçla savaşan bir ekip yeni bir görev için İrlanda'ya uçar ama öldürecekleri mafya babası grubun ajanına aşık olur... "Hiç bir şeyi umursamıyorsun . Hiç bir derdin yok!" Dedi Ceylan ve bu duyduğum en ağır cümlelerden bir tanesiydi. Yüreğim aldığı he...