"Oysa ne çok ağladım ben, tek gözyaşı dökmeden..."
-Özdemir Asaf
Başlama tarihinizi buraya yazabilirsiniz.
•İg&tt:Scarletwm_
•🕯
****
Çok değer verdiğin bir ailen vardır.
Annen ve baban. Mutlu bir hayatın vardır belki ama şu gerçeği unutmayın;
Her güzel birşeyin sonu vardır.Annem gibi.
Hayat bana çok şey öğretti. En çokta yaşamayı. Kaybederek, ihanete uğrayarak, aldatılarak, doğrusunu bildiğin yalanlar gibi sertçe tokat atar sana. Ama hala devam edersin. Bir süre sonra durursun pes edersin. İşte o an yıkılırsın. Yanında çok güvendiğin, sana kötü günde bile yanında olacaklarını söyleyenlerde olmayacak. Koca bir boşlukta kaybolacaksın. Her çıkmaya çalıştığında dahada çıkmaza gireceksin.
Kimseye ihtiyaç duymadan kurtulacaksın.
Yada sessizce yok olup silineceksin.Peki ya ben hangisini tercih ederdim? Yok olup gitmeyi mi? Yoksa kurtulmayı mı?
Benim hikayemde pes etmek yok, kaybolmak, sır olmak, yıkılmak yok. Eğer ufacık da olsa kurtulmanın bir yolu varsa eğer, o ufacık ihtimali bile kovalardım. Kolay kolay ağlamazdım, yıkılmazdım. Ben sadece annem gittiğinde yıkıldım, ilk ve son yıkılışımdı. Babam, abim ve ben o yıkımdan bir daha kalkamadık.
Şimdi ise daha farklı bir yıkımdaydım.
Babamı ve abimi üzmüştüm, onları ikinci kez yıkmıştım.
Şuan ne haldelerdi bilmiyorum ama, eminimki heryerde beni arıyorlardı.
Keşke... keşke böyle olmasaydı.
"Türk anlayacak, bizimle oyun olmaz. Servet'in yerini söylecekler," Dedi ve bakışları bana döndü. Orman yeşili rengi gözlerim ile buluştu kahvenin en kötü tonu. "Yok derlerse sıkın." Gözlerimi devirdim sadece.
Evet, şu anda esirdim. Servet'in itleri tarafından. Servet, tanıdıktı. Babamın yanında, askeriyedeyken bir kaç kez duymuştum. Muhtemel olarak da bahsettikleri kişinin kedicikleri tarafından kaçırılmıştım. Ne kadar şanslıyım ama dimi? Onca kişi arasında ben...
Umrumda da değildi zaten. Ben hayatımı 15 yaşımdan sonra yaşamayı bırakmıştım. En büyük kaybımı yaşamıştım;annem gitmişti. Sonsuz bir gidişti bu. Şimdi kimim mi kaldı? Babam, abim ve kuzenim. Halam ve amcam bu kategoriye girmiyor maalesef Atlas...
Canımdan çok sevdiğim adam;Atlas. Kuzenimden öteydi o. Bambaşka birşeydi. Birlikte büyüdük, ne zaman düşsem ilk o kaldırırdı, ne zaman ağlasam gözyaşlarımı o silerdi. Miniğiydim ben onun, öyle derdi o bana. Miniğim...
Babam çok ayrıydı, hayatımdı, nefesimdi. Şu an yaşıyorsam sebeplerden biri oydu. Zira o ve abim olmasa yaşıyor olmazdım. Annemden sonra ölmüştüm ben, ruhum ölmüştü, bedenim diriydi. Abim benim diğer yanımdı, bendi. Nefes olan, hayat olandı abim.
Sessizdim, susuyordum. Karşımda ki sırıtıyordu.
Bu lanet olası yerde ikinci günümdü, dün Mardin'de ilk günümdü. Mezun olduktan sonra direk babamve abimin yanına gelmiştim, burada büyük bir hastanenin psikolog bölümüne atanmıştım. Evet, psikiyatri okumuştum. İnsanları, anlamak, dinlemek ve onların ruhunu iyileştirmek için. Dargeçit ilçesinden biraz uzaktaydım sadece. Kalabalık olan bir Pazar yerindeydim. O kadar insan arasından tehdit amaçlı ben kaçırılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahperi
Teen FictionÇok değer verdiğin bir ailen vardır. Annen ve baban. Mutlu bir hayatın vardır belki ama şu gerçeği unutmayın; Her güzel birşeyin sonu vardır. Annem gibi. Hayat bana çok şey öğretti. En çokta yaşamayı. Kaybederek, ihanete uğrayarak, aldatılarak, doğ...