"Kaç gece unutulmaya çalışıldın, kaç sabah tekrar hatırlandın haberin yok."
-Cemal Süreyya
•ig&tt:Scarletwm_
•🕯
****
22 Ekim 2004 - Şırnak
Aslan Ailesi
Annem vardı. Gece kar,kıyamet, fırtına... lojmandayız. Sıcacık evimizdeyiz. Ev sıcaktı belki ama içimiz üşüyordu bizim. Televizyonda açık olan 'Kayıp 10 Türk askerinden 3 kişinin şehit haberi bizlere ulaştı.' Haberi gördükçe içimiz titriyordu. Korkudan titriyordu annem. İçi üşüyordu. Babam Yüzbaşı Mehmet Aslan uzun bir göreve gitmişti. Kocası, yoldaşı, hayatının anlamı olan adam günlerdir kayıp askerlerden biriydi. Dua ediyordu, o 3 kişiden birisinin olmaması için. Olmasa bile yine de annem üzülürdü. Her birimiz üzülürdük. Koltuğa oturmuş, dizlerini karnına çekmiş haber bekliyordu Eşay Aslan. Yani annem. Ben ise pencerenin bir köşesine sinmiş dışarıdaki fırtınayı izliyordum. Anneme bakamıyordum çünkü baktıkça, o halini gördükçe ağlayasım geliyordu. O da kendini zor tutuyordu ama benim bu halimi görünce 'sakın ağlama' diye kızardı. Gözleri bir habere bakıyor birde fırtınaya. Sessizce kaderimizin belirlenmesini bekliyormusçasına.
Beklenen şey oldu. Lojman kapısından içeri askeri araçlar girdi. Annem yerinden kımıldayamıyordu. Ben ise anneme ürkek bakışlarımı atıyordum. Çünkü bunun anlamını ikimizde gayet iyi biliyorduk.
Kapı çaldı.
Annem olduğu yerden duruyordu. Kapıya ben koştum. Kapıyı açtım karşımda dev gibi 3 adam vardı. Birisi en öndeydi. Omuzunda sayamadığım yıldız vardı. Beni görünce yutkundu. Kimse konuşmadı o an. Çünkü diyecek tek birşey vardı. O da kapının eşiğinden durup bizi izleyen, zorla ayakta duran annem söyledi.
"Vatan saolsun."
****
Boş gözlerle elinde tuttuğu sigaranın dumanını izliyordu Alphan. Kafası yine olur olmadık anlara gitmişti. Son zamanlarda göreve iyice odaklanmışken birden aklına geçmişi geliyordu. Bu, onu her zaman içinde bir yerlerde duran burukluğu yansıtıyordu. Kimsesi yoktu belki ama bir timi vardı. Artık kimsesiz olduğunu hissetmiyordu, timi, ailesi gibi görmeye başlamıştı. Sıcak bir ortamı olduğunu düşündü hep, samimi ve güvenilir. Hepside vatan uğruna savaşan canlardı.
Sigarasından bir nefes çekti ciğerlerine. Yavaşça bıraktı dudaklarından dumanı. "Hayırdır Aslan?" Sesin geldiği yöne başını çevirince gördüğü kişi onu afallatmıştı.
"Pars?"
"Alphan."
"Beni nereden buldun sen?"
"Bildiğim kadarıyla bu park halka açık bir alan, öyle değil mi?"
"Öyle de, buralarda mı oturuyorsun?"
"Evet, hemen şu karşı bina." Alphan'ın gözleri karşı binaya takıldı. "Sen burada ne yapıyorsun?"
"Buraya gelince bir ev alma ihtiyacı duydum. Bende burada oturuyorum." Eliyle arkasında kalan binayı gösterdi. "Bu bina."
"Demek komşumsun ha Aslan?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahperi
Teen FictionÇok değer verdiğin bir ailen vardır. Annen ve baban. Mutlu bir hayatın vardır belki ama şu gerçeği unutmayın; Her güzel birşeyin sonu vardır. Annem gibi. Hayat bana çok şey öğretti. En çokta yaşamayı. Kaybederek, ihanete uğrayarak, aldatılarak, doğ...