~Barbara Pravi - VoliáTaehyung ile aramızda geçen kısa konuşmanın üzerinden tam tamına üç gün geçmişti. Taehyung, Soobin tarafından dayak yedikten sonra yattığı hastaneden çıkacak ve okula gelip dersimize girecekti.
O konuşmadan sonra uzun süre ne yapmam gerektiği hakkında etraflıca düşünmüştüm, fazla mesaiden beynim patlayacak dereceye gelince uzandığım yataktan sinirle kalkmıştım. Kararımı vermiştim. Ona hayal kırıklığı nedir öğretecektim. Tam her şey düzene girdi derken dünyasını onun başına yıkacaktım.
Soobin'e hazır olduğumu haber vererek ceketimi alıp hızlıca gri arabamızın ön koltuğuna oturdum. Çok geçmeden Soobin deri ceketi ve ona oldukça yakışan, özenle taranmış sarı saçlarıyla sürücü koltuğuna oturunca, ona bebek muamelesi yaparak sinirini bozdum ve karizmasını altüst ettim. İstediğimi almış olmanın verdiği keyifle sırıtırken Soobin arabayı sağa çekip üstüme atladı ve yapması dakikalarımı alan saçlarımı birbirine karıştırıp mahvetti. Sonunda sakinleşince halimize bakıp kahkaha atmaya başladık. Uzun süredir böyle sevinçli olduğumu hissetmediğim için teşekkür niteliğinde içten bir öpücüğü Soobin'in pofuduk yanağına kondurdum. Yaptığımla gülümserken koltuğuna geri oturdu ve arabayı çalıştırdı.
"Soobin" dinlediğine dair kısa bir ses çıkarınca içimde büyüyen merak ile birlikte günlerdir aklıma dolanıp duran soruyu sordum. "Şu Yeonjun denen omega, kim o?" Gerilen yüz kaslarına sahit olurken yüzünde donan gülüşle kaşlarımı çattım. Köşeye sıkıştığını anlayarak derin bir nefes aldı ve direksiyondaki ellerini sıktı.
"Iıı, şey. Sinirlenmeyeceğine söz ver ama."
"Neden sinirleneyim ki?"
"Sana anlatmadığım için."
"He eskiye dayanıyor yani!"
"Bak, bundan bahsediyorum işte."
"Sen anlat, sonrasına bakarız." Derin bir nefes alarak kendinisini cesaretlendirmeye çalıştığını anlayınca destek olduğumu göstermek için elimi bacağına koydum.
"Eski sevgilim!" deyip gelecek şeye kendini hazırlamak için yüzünü buruşturunca çığlığımın arabanın içini doldurmasına izin verdim. "NE?!"
"Sen bana bunu nasıl anlatmazsın?! Benim küçük kardeşimin bir sevgilisi olmuş, hatta çoktan ilşkileri bitmiş ve ben yeni öğreniyorum! Senin kafanı ezicem sarı mantar!" Susmayacağımı anlayınca elini dudaklarıma kapatarak beni susturdu.
"Al işte, bu yüzden anlatmadım." Bulunduğu durumdan bunalmışçasına ağlar gibi konuştuğunda biraz olsa ona olan sinirim dindi fakat bu parmağını ısırarak tıslayarak elini çekmesini neden olmama engel değildi.
"Dökül"
"Ne?"
"Dökül! Nasıl tanıştınız, hangi ara ayrıldınız?" Derin bir nefes aldığında Yeonjun denen çocuğun onun için gerçekten önemli olduğunu hissettim. Soobin'in önceden de sevgilileri olmuştu fakat hiçbirinde bana onları anlatırken böyle kedere büründüğünü görmemiştim. Ben Soobin'in sıkıntılı ifadesini izlerken derin bir yaraya bastığımı fark etmiş ve üstelememeye karar vermiştim. Yaklaşık on dakika sonra okula vardığımızda Soobin aracı park etti fakat kapıyı açmak yerine kafasını oturduğu koltuğun başlığına yasladı. Kendini anlatmaya hazır hissettiğini anladığımda ben de kafamı yasladım ve onu izlemeye devam ettim.
"Yeonjun'la tanıştığımız zaman sen üniversiteye hazırlanıyordun." Doyoung'a hamile kaldığım zamandan bahsediyordu fakat bilerek ondan bahsederek benim canımı sıkmak istememişti. Bu durum beni gülümsetti. Gülümsememden cesaret alan Soobin tekrar konuşmak için dudaklarını araladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
padre asesino || taekook ✓
FanficYalnızca bir kere... Yalnızca bir kere 'ben yapmadım' deseydin inanacaktım sana. Söylesene Taehyung... Nasıl kıydın oğlumuza? Neden öldürdün benim bebeğimi? Neden yaptın bunu bize... NEDEN PARÇALADIN AİLEMİZİ SÖYLESENE?! (düzyazı) azıcıkta texting #...