Jeno gözünü açar açmaz zihnine akın eden düşüncelerle oflayarak gözlerini tekrar kapattı. Ne mentali ne bedeni derse gitmeye el vermiyordu. Aklında sadece Chaerin dolaşırken bu endişeyle herhangi bir şeye odaklanmak zor olacaktı.
Dersen önce gidip kontrol etmeliydi. Gelip gelmediğini, ne olduğunu görmek zorundaydı. İyi olduğunu öğrendikten sonra da derse giderdi. Hızlıca hazırlanıp zaman kaybetmeden evden çıktı. Dünden kalma çantasından hiçbir şey çıkarmamıştı.
Adımları kafeye doğru hızla ilerlerken konuya nasıl girebileceğini düşünüyordu. Bir yandan düşündüğü ne varsa çöp olacağını ve direkt nerede olduğunu soracağını da biliyordu. Belki de sadece bir günlük izin almak ve dinlenmek istemişti. Ya da bir planı vardı ve onun için izin almıştı. Bilmiyordu ama öğrenmeliydi çünkü içinde kötü bir his vardı.
Kafeye vardığında beklemeden ve sabırsızca kapıyı ittirdi. Alıştığının aksine kapıya takılı metallerin sesi de, Chaerin'in sesi de kulaklarını doldurmamıştı. Tezgah arkasına bakınarak biraz daha ilerledi. Sanki bunu beklemiyormuş gibi Chaerin'in orada olduğunu görünce kalbi bir ritim atlamıştı.
"Chaerin?" Beklenti dolu sesi Chaerin'in telefonundan başını kaldırıp ona bakmasına sebep oldu. Jeno hızlıca Chaerin'i taramış, bir şeyi olup olmadığını çözmeye çalışmıştı.
"Hoşgeldin."
Jeno kasaya yaklaştı. Chaerin'in buz gibi sesi onu hiç iyi hissettirmemiş, içinde ne varsa ikiye katlamıştı. Kaşları çatıldı.
"İyi misin?"
Chaerin onun sorusuna hazırlıklıydı ama bu konuşmak istediği bir şey değildi. Ona bakmadan kasaya yaklaşıp kafa salladı sadece.
"Değilsin, ne oldu?"
Jeno iyi olmadığını görebiliyordu. Bütün bu hali, neşeden eser kalmamış sesi ve yüzünden eksik olmayan gülümsemesinin yerindeki hüzün onu ele veriyordu. Jeno'nun cevaplara ihtiyacı vardı. Chaerin içindeki hissin kanıtı gibi davranıyordu.
"Bir şey yok. İyiyim dedim ya?"
Chaerin kaba olmamak için gözlerini ona çevirdi. Jeno'nun yüzündeki endişe onu iyice kötü hissettirmişti. Onun için endişelendiğini bilmek, bu kişinin Jeno olması Chaerin'i duygulandırıyordu. Göz temasını fazla tutamayarak gözlerini tekrar kasaya çevirdi.
"Chaerin lütfen,"
Jeno biraz daha yumuşak bir sesle konuştuğunda Chaerin gözlerini kapattı birkaç saniye. Jeno'yu endişelendirmek istemezdi ama bu ona anlatabileceği bir şey değildi. Aklında bir sürü şey vardı ve hangi birini nasıl çözeceğini bilmiyordu.
"Jeno iyiyim, biraz yorgunum." Chaerin hala yüzüne bakmıyordu ve Jeno bundan sıkılmıştı. Omuzlarını düşürüp birkaç saniye ona baktı. Bir şeyin değişmediğini fark ettiğinde tereddüt etmeden tezgahın arkasına geçmek için ilerledi.
Chaerin hızlıca kafasını kaldırıp ne yaptığına bakmıştı. Gözleriyle onu takip etti ve yanına geldiğini fark ettiğinde elini ekrandan çekip duruşunu düzeltti. Jeno gelip tam önünde durmuştu. Chaerin hafif çatık kaşlarla ve yüzündeki düşünceli ifadesiyle Jeno'ya bakmak için biraz kafasını kaldırdı.
"Anlat bana, çözelim."
Chaerin onun sözleri üzerine gözlerinin dolmasını engelleyemedi. Jeno'nun durum ne bilmeden çözmek için istekli olması, ona değer verdiğini korkmadan göstermesi.. Bunlar Chaerin'in çok uzun zamandır kimseden görmediği şeylerdi. Onu daha fazla endişelendirmek istemiyordu ama söyleyemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sad, beautiful, tragic [lee jeno]
Фанфик"Dinlenmek istersem buraya gelmemi söylemiştin. Eve gitmemi değil." Jeno onun gözlerine baktı. Chaerin'in her zaman ki güzel gülümsemesini bırak, yüzünde tebessüme dair bile bir iz yoktu. Belki yorgunluktandı, belki de Jeno'nun yorgunluğunu anlayabi...