2

2K 130 14
                                    

Merhaba 👋🏽👋🏽😽

___

Sabah yüzüme yüzüme vuran sıcak nefesler ve mırıltılarla uyanmıştım. Benim minik prensesim beni uyandırırken gözlerimi aralamam ile yüzümde pütürlü dilini dolaştırmıştı. Kıkırdayarak yatakta oturur hale gelirken Minder kucağıma düşmüştü. Onu bir güzel sevdikten sonra yataktan kalkmış ve rutin işlerimi halletmiştim.

Bugün dersim yoktu yani izin günümdü. O yüzden bugün biraz Minder'i gezdirecektim. Bir haftadır evin içindeydi kedicik. Onunda hava alması gerek sonuçta.

Minik kedime mamasını verdikten sonra bende kendi kahvaltım için aparatif bir şeyler hazırlamıştım. Kahvaltımı yaptıktan sonra hızlıca üzerimi değiştirmiştim. Dünki yağmura tezat bugün hava oldukça güneşliydi. Bu yüzden montunu almak yerine içi polarlı hırka almıştım üzerime. Altımda ise siyah geniş kargo pantolonum vardı. Omuzlarıma kadar uzanan saçlarımı minik bir at kuyruğu yapmış kahküllerimi ise tel toka ile tutturmuştum.  Şimdi ise elimde Minder'in tasmasını almış ve prensesime sesleniyordum.

"Minder~ güzel bebeğim gezme vakti."

"Mırr"

"İşte burdasın seni minik kediş. Gel bakalım buraya."

Elinde ki tasmayı gördüğü gibi koşarak üzerime zıplayan Minder'i sakinleştirip tasmasını taktıktan sonra hazırdık.

Kulaklık, cüzdan, telefon.. tamamdır. Artık çıkabiliriz.

Minder kapıyı açmamla beraber fırlamıştı resmen. Bende kapıyı arkamdan çekip hızlıca kilitleyerek küçücük olamasına rağmen beni sürüklemeye çalışan kızımı daha fazla zorlamadan beni merdivenlere ilerletmesine izin vermiştim.

Sitenin yanındaki parktan başlamıştık yürümeye Minder ile. Parkta yürürken aklıma dün yaralı halde bulduğum minik köpek gelmişti. Şimdi nasıldı acaba? Çok merak etmiştim şu an durumunu. Sahibini arasam bir şey olur muydu ki? Neyse belki sonra arardım. Sanane benim köpeğimden diyebilirdi sonuçta. Off arasa mıydım? Her neyse.

Minder önde ben arkada onun beni yönlendirdiği şekilde ilerliyorduk şu anda. Tabi yanımda hissettiğim hareketlilikle başımı o tarafa çevirmiştim.

"Aa  günaydın  Metin ve günaydın Leyla."

"Havhav."

Bana bakaraktan havlayan büyük köpeğe doğru baktım. Bu tatlı hali hoşuma gitmiş kıkırdamama neden olmuştu.

"Sana da günaydın Paşa."

Demiş ve uzun zamandır görüşmediğim arkadaşıma bakmıştım. O bana doğru konuşurken.

"Günaydın Kayra uzun zamandır görüşemiyorduk."

"Evet, öyle oldu ne yazık ki. Dershane sınav temposuna başlıyor artık şimdi daha yoğunum."

Doğruydu biz Şubat'tın sonundaydık. Haziran başında da sınav vardı. Son üç ay en önemli zaman dilimiydi sınav için. Tekrardan bunun farkına varırken Metin'in konuşması ile ona döndüm.

"Vallahi senin işin de zor Kayracık. Ergen ergen bebeler. Hiç çekilmez doğrusu iyi sabır var sende. Leyla da bende düşünemiyoruz bir çocuk. O büyüyecekte falan da filan da hiç çekilmez yani."

"Herkes farklıdır. Hem benim öğrencilerim hiç ergen değiller. Gayet akıllı çocuklar. Ben seviyorum zaten çocukları biliyorsunuz."

"Biliyoruz canım onu. Ay dur, dün Metin söyledi veterinere gelmişsin dün ."

"Evet. Burada yaralı bir köpekçik bulmuştum. Ama görsen nasıl tatlı bir şey. Ee ben de sizin oraya götürdüm. Bu arada Metin nasıldı Dora? Hiç konuştun mu arkadaşınla?"

my baby's fathersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin