Gözlerim aralandığında, başımın ağrısının geçtiğini fark ettiğimde rahat bir nefes verdim. Etrafa bakınca kasşyer kızın olmadığını gördüm, benim için yardım çağırmaya gitmiş olabilir miydi acaba? Ama gerek yoktu ki, uyanmıştım ve başım ağrımıyordu.
Yerdeki suyumu elime aldığımda ellerimi fark ettim, kırmızı boya ile kaplanmışlardı. Yüzümü buruşturdum, ellerimi yıkamam gerekiyordu. Marketin lavabosuna gittiğimde musluğu açtım ve ellerimi yıkarken kırmızı boyaların akıp gitmesini izledim.
Başımı kaldırıp karşıdaki küçük aynada kendimi gördüğümde aynı kırmızı boyanın yüzüme de bulaştığını görünce bıkkın bir nefes verip yüzümdeki boyaları elimle silmeye başladım.
Bir dakika.
Boya?
Kan.
Dehşet içinde korkuyla çığlık atıp ellerime baktım. Bu kan nereden gelmişti?! AKlımı kaybedecek gibi hissettim, kalbim hızla çarparken bu bir rüya sandım. Deli gibi ellerimi pantolonuma silip kırmızı boyadan kurtulmaya çalıştım. Ama boya çoktan tırnaklarımın arasına girmişti ve çıkmak bilmiyordu, bu beni daha da delirtti.
Korkuyla banyodan çıktım ve etrafa çaresizce bakarken gördüğüm manzarayla ikinci kez çığlık attım ve şok içinde dizlerimin üzerine düştüm.
Hayır hayır hayır bu bir kabus olmalıydı...
Bana yardıma gittiğini sandığım kasiyer kız, kanlar içinde marketin ortasında yatıyordu ve karnına saplanmış bir cam parçası vardı.
Diğer tarafta da bir gazoz şişesi, kırık. Parçalara ayrılmış.
Lütfen rüya olsun...
Şok içinde sarsak adımlarla kızın yanına çöktüm. Daha çok gençti ve en fazla 17 yaşında olmalıydı. Kahverengi saçları yüzünü kapatıyordu.
Ama nasıl olmuştu bu?
Hayır bunu ben yapmış olamazdım. Bu sırada ambulans ve polis siren seslerini duydum ama yerimden kıpırdayamadım. Polisler içeri girdiğinde şok edici manzara karşısında kalakaldılar. Yerdeki kız ambulansa bindirilirken beni yerden kaldırmaya çalışan polislere sayıkladığımı hatırlıyorum.
''Ben yapmadım.... Yemin ederim, ben değildim...''
''Kamera kayıtlarına bakacağız.''
***
Nihayet biraz kendime geldiğimde karşımdaki polis kadına hatırladığım kadarını anlatabilmiştim. Bu sırada diğer polisler kamera kayıtlarına bakmak için uğraşıyordu.
''Su almak için girmiştim, zaten saatlerdir başım ağrıyordu nedenini bilmediğim bir şekilde. Dün gece uyumadım, belki o yüzden olabilir... Sonra su alırken ellerimin titrediğini de fark ettim ve bir anda yere yığıldım. Uyandığımda kız yoktu, lavaboya gittim, ellerimde ve yüzümde kan olduğunu fark ettim ama sadece bayılmıştım, ne olduğunu hatırlamıyorum ama onu ben öldürmedim. Öldürsem hatırlardım değil mi, deli değilim ben!''
Polis başını salladı anlayışla. Bİr şey söyleyeceği sırada ise diğer polisten bir ses geldi, ''Kamera kayıtlarını bulduk.''
Merakla ayağa kalkıp küçük ekrana baktım. Onu öldürmediğimden emindim, ama yine de korkuyordum...
Kamera kayıtı açıldıpında önce içeri giren kendimi gördüm. Herşey normaldi. Kasiyer kızla konuştum, sonra su almaya gittim ve dönerken polis kadına anlattığım gibi sarsıldım ve yere yığıldım. Kasiyer kız koşarak yanıma geldiği sırada yaklaşık bir dakika kadar baygın kaldım. Kasiyer kız yüzüme su çarparak beni uyandırmaya çalıştığında bunun işe yaradığını gördüm. Aniden gözlerimi açtım kayıtlara göre, kamera biraz bulanıktı. O sırada kıza bir şeyler söylediğimi gördüm çünkü dudaklarımı kıpırdatmıştım ama ne dediğim anlaşılmadı. Daha sonra hızla ayağa kalktığımı gördüğümde kaşlarımı çattım çünkü böyle bir şey yaptığımı hatırlamıyordum.
Ayağa kalktığımda öyle hızlı hareket ettim ki, bir anda yandaki dolaptaki gazozu alıp yere çarptığımı görünce şok içinde dondum. Elimde kırılan cam parçasını kıza sapladığımı gördüğümde ise ne hissettiğimi anlatmak için kelimeler yetmezdi bile.
Şok.
Korku.
Ve daha kötüsü.
Yerimde korkuyla geri geri gittim. Bir polis üzerime geldiğinde ise korkum büyüdü ve sanki yerin sallandığını hissettim.
''Hayır hayır ben yapmadım! Yemin ederim ben yapmadım!'' İki polis kollarımdan tuttuğunda gözyaşlarım deli gibi yanaklarımdan aşağı süzüldü. Bunu ben yapmış olamazdım, yapsam hatırlardım ve neden böyle bir şey yapayım ki?!
Neden sadece masum bir kızı öldüreyim?
Etrafı bulanık görürken aynı zamanda sesleri de bulanık duyuyordum ama o kadar sesin ve çığlıklarımın arasından tanıdık bir ses duydum,
''Gece!''
Deniz ve Çilay.
Ama sanki kendimden geçmiş gibiydim. Sadece çığlıklar atıyor, yapmadığımı söylüyor ve polislerin kollarından kurtulmaya çalışıyordum. Deniz ve Çilay kolumdan tutup beni sakinleştirmeye çalıştıklarında önce omzuma bir şey battığını hissettim ve sonra gözlerim kapandı, sesler sustu.
Karşımdaki karanlıkta bir anda yansımam belirdi. Ama bu, saçlarının uçları ve elleri kana bulanmış bir Gece'ydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓜𝓐𝓣𝓔𝓜 𝓚𝓐𝓡𝓐𝓝𝓛𝓘Ğ𝓘
Teen FictionHerkes aynı anda geceyi yaşar ama herkesin karanlığı farklıdır. Benim de karanlığım onun ta kendisiydi...