Jeonghan sarı saçlarına ellerini geçirip geriye yatırmış ve önündeki kağıtlarla ilgilenmeye devam etmişti. Neredeyse bir haftadır haklarında haber yapılmamıştı. Bu durum şaşırtmamıştı. O gün Seungcheol'un kucağında şirketten ayrıldıktan sonra daha dikkatli olmak adına konuşmuşlardı. Şirket içinde yakınlaşmaları, olmaları gerektiği gibiydi. Aşklarını gizlemek istemediklerini daha önce dile getirseler bile ortalığın durulmasını bekliyorlardı. Pek olacak şey gibi görünmese bile şu anlık böyle hareket etmeye karar vermişlerdi.
Elindelki raporları dosyaladıktan sonra bir kez daha kontrol etti Jeonghan. Her şeyin eksiksiz oluşundan emin olduktan sonra ayaklandı ve dosyayı Seungcheol'a götürmek için odasına doğru adımladı. Kapısının önüne geldiğinde kapıyı tıklattı ve içeriden gelen komut ile kapıyı açtı. Bakışları içerideki bedene kaydığında kapıyı kapattı ve birkaç adım ilerleyip elindeki dosyayı masanın üstüne bıraktı.
"Böyle nereye kadar devam edeceğiz?" Yönelttiği soru siyah saçlı olanın kendisine dönmesine neden olmuştu. Seungcheol'un da bu durumdan memnun olduğu söylenilemezdi ama tavırları tam tersiydi sanki. "Bilmiyorum" kısa cevabının soğuk tonu Jeonghan'ın hafifçe kaşlarını çatmasına neden oldu. "Bilmemiz gerek Seungcheol. Bunu kim yapıyor bulmamız gerekiyor. Para istiyorsa para verip bu işe son vermesini sağlamamız lazım çünkü artık özel hayatımız etkileniyor ve ben gerçek anlamda bundan çok sıkıldım. Bir haftadır bir şey yok ama bundan sonra olmayacağı belli değil"
"Araştırıyorum Jeonghan. Aklımda tek bir isim var ve bulmaya çalışıyorum. Belki aradığımız isim o bile değildir emin olamıyorum. Sadece biraz daha dayanmamız gerek" Seungcheol kalkıp sevgilisini öpmek ve onu iyi hissettirmek istiyordu. Her zaman yaptığı gibi elinin üstünü öpmek, sarı saçlarına dokunmak ve her şeyiyle sevdiği adamı güvende olduğunu hissettirmek istiiyordu. İstiyordu ama tüm gözler üzerindeyken yapamıyordu.
Sarı saçlı olan, karşısındaki bedenin söylediğinin üstüne bir şey söylemeden odadan çıktı. Adımları tekrar masasını bulmak için gidiyordu fakat son anda fikir değiştirip terasa çıkmaya karar verdi. Kimse umrunda değildi. Sadece sevgilisiyle olmak istiyordu. İnsanlar her zaman konuşur dururdu ve çok iyi biliyordu ki böyle davranmak hiçbir şeye yaramayacaktı. İnsanlar gördüklerine inmaya devam edecek ve haklarında bir ton şey söyleyeceklerdi. Bunu umursamayı yıllar önce bırakmıştı.
Seungcheol'un birçok şeyle uğraştığını biliyordu Jeonghan ama kendisi de an az onun kadar yoğundu. Çevresinde bumu yapabilecek kim var diye düşünmekten uyuyamıyordu bile. Ayrıca bu durumun kendisinden ziyade Seungcheol'a zarar verecek oluşu okları siyah açlı olana çeviriyordu. Eski karısı yani Luna bu işin içindeydi, bu kesindi ama delilleri yoktu.
Tenine değen rüzgar aynı zamanda sarı saçlarını karıştırırken nefesini dışarı verdi Jeonghan. O kadını bulmanın bir yolunu biliyordu ama isteyecekleri ve yapacaklarından korkuyordu. Seungcheol'un hayatına mal olabilirdi ve bu, en son isteyeceği şey bile değildi.
Beline dolanan kollar ve omzunda hissettiği ağırlık ile sessizce beklemeye devam etti. Seungcheol'un parfum kokusu ciğerlerine dolarken gözlerini kapattı usulca. Kaçıp gitmek isteği bütün bedenini ele geçirmişti. Birilerinin kendilerini göreceğinden korkuyordu. Ne yapması gerektiğini şaşırmıştı artık.
"Özür dilerim." Sevgilisinin mırıldanışıyla elini usulca kaldırdı ve siyah saçlarına götürdü. "Şirketi bırakacağım" Jeonghan duyduğu şeyle arkasını dönmeye çalıştı fakat Seungcheol yüzünden pek başarılı olamadı. "Emin misin?" tedirgin bir şekilde yönelttiği soru ile siyah saçlı olan geri çekildi ve sevdiği adamın kahve irislerine baktı. "Değilim. Sadece düşünüp duruyorum. Kaçmak sayılır mı bu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
estues -jeongcheol
Fanfictionyou ease my mind, you make everything feel fine. Yoon Jeonghan x Choi Seungcheol |18.03.24 ©chxsewonu