Bölüm 9

632 60 14
                                    

                                      
                                      !!!

Ben döndüm.

Feci bir şekilde hastaydım ve toparlanamadım..

Bu süreçte stok bölüm olmadığı için kısada olsa bir şey bırakamadım maalesef.

Geçlik için çok özür diliyorum 🙏

O yüzden diğer bölümü de hemen bırakmaya çalışacağım ama bırakamayabilirim de kesin bir şey olmasın.

Seviliyorsunuz <3

  

Yazarken ben dinledim okurken de isteğe bağlı sizler dinleyebilirsiniz;

Dylan John Sparkes - Sacred
Evgeny Grinko - Field
Violinia Zhanna Stelmakh - Experience (Piano,Violin ver.)

....

Acaba diyorum, insanlara kendimi ifade edemiyor muyum?

Anlaşılmıyor mu söylediklerim? Sanki kendim çalıp kendim söylüyormuşum gibiydi.. 

Yoksa sınır mı çizemiyorum? 

Çizsem de sınırlar çok mu aşılası ya da aşılmayacak kadar saygıyı mı hak etmiyordu?

Gerçekten merak ediyorum.

Ne olmuyor?

Bunu anlayana kadarda kendimi yıpratmaktan öteye gidemeyecektim galiba çünkü çevrem hem laftan anlamaz hem empati yoksunuydu.

Kıt kafalılar..

Az önce elini kolunu sallayarak içeriye giren kadın hala konuşmaya devam ederken, onu bu konuda uyardığımı sanıyordum.

Evime çat kapı giremeyeceği ile ilgili ağır bir konuşma geçmişti aramızda. Bu yaptığı ilk değildi.

Tek o da değildi ki! Ben herkesle her konuşmayı yapmıştım şimdiye kadar.

Tahir'le de defalarca konuşmuştum. İçerdeki adamlarla da ciddi bir kavganın eşiğinden geçmiştim.

Ama yine de herkes kendi bildiğini okuyordu.

Gel de çıldırma!

Ben bir daha o eve gitmeyerek onlarla karşılaşmamak için kırk takla atacakken neydi bunların yaptığı?

Açık kapıdan birinin seslenmesiyle kapalı olan gözlerimi açtığımda, içeriye girmek için kapıyı ittiren Filiz abla sorgular şekilde bakıyordu.

Haddinden fazla olan ayakkabılar, bir de benim kapı ağzında öylece duruşum şaşırtmıştı haliyle kadını.

Silkelenip kendime geldiğimde aceleyle yanına yaklaştım. 

"Filiz abla, Seher içerde," ayakkabısını çıkarıp içeri girerken, "Alıp götürebilir misin onu?"

Kısık fısıltıma karşılık, "Ne oluyor Mavi?" kucağımda olan kızını uyandırmadan kontrol ederken dönüp tekrar eşiğe baktı.

"Bu ayakkabılar ne?"

"Sonra anlatırım, sen Seher'i götür sadece," önden içeriye ilerledim. Akaya doğru "Aidatı istiyor." sanki başka gün yokmuş gibi..

Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin