İyi okumalar. |🦋
Geçen 1 ayda birçok şeye alışmıştım. Annemin artık olmayışına, bir babam olduğuna... Evde tek kalmak beni zorluyordu. Özellikle her eve geldiğimde sessiz, soğuk ve ıssız bir evle karşılaşmak anneme olan özlemimi arttırıyordu. Her eve geldiğimde ocakta olan yemek bile ne kadar değerliymiş onu daha iyi anlamıştım.Babamla güzel giden bir ilişkimiz vardı. O günden sonra kendi isteğimle DNA testi yaptırmak istemiştim. Testin sonuçları geçen hafta çıktığında herkesin bildiği doğru tescillenmişti.
Bugün ise bir ayın üzerine bu sefer evde değil dışarda yenecek bir yemeğe gidecektik. Deniz kenarına gidecektik ve balık yiyecektik. Bu yüzden üstüme yazlık annemin bana aldığı beyaz elbisemi giymiştim. Ayağıma da bilekten bağlamalı düşük topuk beyaz bir ayakkabı giymiştim (Medya).
Aynadan kendime bakarken elbisemde elim gezindi. Annem bu elbiseyi bana verdiğinde çok sevinmiştim. Oldukça güzel bir elbiseydi. Annem her zaman benim için en güzelini, en iyisini alır, yapardı.
Gözlerim dolarken ağlamamak için hızlı bir şekilde makyaj eşyalarımı çıkardım. İlk önce nemlendirici ardından güneş kremi sürmüştüm. Kapatıcı ve fondötenle yüzümdeki çilleri kapatmıştım. Allık sürdükten sonra burnumun ucuna da aydınlatıcı sürdükten sonra dudaklarıma kırmızı tonlardaki rujumu azcık sürüp dağıtmıştım. Ruju çantama koyarken makyajımda bitmişti.
Hazır olduğuma kanaat verince saatinde yaklaştığını gördüğümde çantamı son kez kontrol edip odadan çıktım. Mutfağı da son kez kontrol ettikten sonra evin anahtarıyla kapıyı kilitledim. Dış kapıya ilerlerken yine aynı şoför gelmişti. Açık olan kapıdan geçip koltuğa yerleştiğimde şoför kapıyı kapatıp yerine geçti.
"Bir çiçekçi de durabilir miyiz?" Çekingen konuşmamla koruma dikiz aynasından bana bakıp "Tabi efendim." demişti. Yol üzerinden aldığım beyaz güller bana biraz pahalıya gelmişti ama birkaç tane almakta içime sinmemişti. O yüzden bu aylık alacağım paranın bir kısmını buraya vermiştim.
Deniz kenarındaki restoranın önünde duran arabayla indim. Şoför kapıyı kapatıp tekrar arabaya binerken bende kırmızı halıda ilerleyerek içeri geçtim. Kapıda bekleyen kadın beni görünce kocaman gülümsemişti. "Hoşgeldiniz efendim. Rezervasyonunuz var mıydı?"
Bir süre aptalca etrafa bakıp babamın adını vermiştim. "Hakan Beylerde gelmişti. Buyrun arkadaşımız size eşlik edecek. Hakan Bey hanımefendiye 2 numaraya kadar eşlik eder misin?" Hakan denen adam elinin birini arkasına koyarak bir eliyle de gideceğimiz yönü işaret etmişti. Hakan Bey'in yönlendirmesiyle masaya ulaştığımızda masadaki beklenmeyen misafirle kısa bir an kaşlarım çatılmıştı. Yekta denen adamın burada ne işi vardı?
"Hoş geldin kızım." Babamın sesiyle ona dönüp gülümsedim. "Hoş bulduk baba." Arada ona baba diyordum ve bu durumlar nadiren olduğu için bir süre afallıyordu. Yine aynı şekilde afalladıktan sonra kocaman bir gülümsemeyle bana sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAUDADE
Romanzi rosa / ChickLitKaybolan şeyler neyi ifade eder bir insanda? İnsanoğlu kaybolan eşyasının yerine yenisini, kaybolan geçmişin yerine geleceği buldu da kaybolan bir annenin yerine niye bir şey bulamadı? O boşluk neden hiç dolmadı? Neden hep eksikliği hissedildi? Sau...