Hepinize merhaba;Yeni bölüm sizlerle lütfen bölüm sonundaki açıklamayı okumadan geçmeyin..
Bölümle ilgili düşüncelerinizi bekliyorum.
Kota sınırı; 200
Yorum da; 200 olsun bence siz başarırsınız.Keyifle okumanızı dilerim 💐 çiçek gibi okuyucular..
Bir kadının en büyük talihsizliği;
Arkasında duramayan bir erkeğe aşık olmasıdır,düşmanıma dilemem.
Sevilmediği, önemsendiği bir evde büyüyen çocuklar sadece kendilerini değil içinde bulundukları bu dünyayı da, diğer insanları da sevmez ve güvenmezler.
En kötüsü de budur ya, doğduğun, büyüdüğün, ve aile olarak bildiğin, benimsediğin insanlar tarafından sevilmemek,sevgi görmemek. Tıpkı Deva gibi...
O içine doğduğu aileden sevgiyi sadece ablası ve Deniz abisinden görmüştü. Demir ağabeyi, aynı babası gibi onu horlayan, ona iğrenç bir varlıkmış gibi bakarken, babasının Deva'yı görmeye bile tahammülü olmazdı. Annesi Seher hanım, sevmek ve sevmemek arasında arafta akalın tek kişiydi. Oysa öyle çok seviyordu ki Deva'yı, kıvırcık kızım kara kuzum der dururdu. Ama Deva'ya duyurmadan, ne zaman şöyle içten bir sevesi gelse hep Osman bey denk gelir onu sevdiğini görünce o gece Seher kadına etmediğini bırakmazdı. Zavallı kadın da sevgisini içten yaşamış belli bir zaman sonra , o sevgiyi de almıştı...
İnsanı en çok ailesi yıpratır, bir de ikinci ailesi diye kalbine aldığı insan.
Deva bugün hayatında bir ilki yaşayacak sorgusuz sualsiz kendine verilen para ile harcama yapacaktı. Bu yaşına kadar böyle çok parayı bir arada sadece maaşını aldığı zamanlarda görürdü, onun da hepsini babasına teslim edene kadar. Bugün özgürce harcama yapacak istediği herşeyi alacaktı. Onu bekleyen araba ve şoför ile birlikte daha önce çalıştığı mağazanın da içinde bulunduğu avm'ye geldiğinde şoför Aydın bey'e;
"Aydın abi sen gidebilirsin, ben işim bitince seni ararım."deyip yalnız olmak istediğini dile getirdi. Özgür olacaktı, tek başına kalabilmeyi kendi başına bir şeyler başarabildiğini ispatlamak istiyordu.
İyi ama bunu kime ispat ediyordu.? Tabiki kendisine. O bu AVM de çalışırken sadece mağazaların vitrinine bakıp geçen bir kadındı. Keza o mağazalardan alış veriş yapmaya asla gücü yetmezdi. Zaten almak istese de cesaret edemezdi. İşte bugün o cesareti gösterecek alabilmenin ne olduğunu öğrenecekti.
Yüzünde açılan goncalar, derince belli olan çukurları ile avm de ağır ağır yürümeye başlamıştı. Bütün mağazaların vitrinine göz atıyor hoşuna gideni içeriye girip deniyordu.
Daha sonra bir mağazanın önüne geldiğinde oranın, kendi çalıştığı mağaza olduğunu bildiği halde bulduğu özgüven ile içeriye girdi...Deva'y dı bu içinde bulunduğu saf dıygulardan asla kötülük beslemeyen, kötü duygularla beslenemeyen tertemiz kadındı. Fakat etrafındaki insanlar için aynı şeyler geçerli değildi.
Mağaza kapısından girdiği anda onu gören diğer arkadaşları dudaklarını büzmüş ona tepeden tırnağa küçümser bir bakış ile süzmüşlerdi. Arkadaşlarını gördüğü gibi yüzünde yeniden yeşeren gülümseme ile onlara doğru adımladığında içlerinden birinin sesi yükselmiş Deva'nın adımları olduğu yerde kalmıştı...
"Ooo kızlar bakın kim gelmiş, bizim sümsük Deva, bu şimdi hanım efendi oldu da alışverişe falan mı geldi dersiniz." Diyen kızın sesi, genç kadını yerin dibine sokar gibi rencide etmişti. Herkesin attığı kahkaha genç kadının kulaklarına dolduğunda yine içinde bir şeyler kırılmışdı. Anlaşılan oydu ki bu kızlar onunla bile isteye alay ediyordu, ama onlara bu eğlenceyi vermeyecek kırgınlığını da belli etmeyecekti. Madem ki onlar onu küçümsüyordu o da gerekeni yapacaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ AŞK BIR KADIN
Ficción GeneralTezgahtar olarak çalışan Deva kendi haline baskıcı ailede yetişen,onu hor gören bir Babanın kızı idi.Bir gün alışveriş yaptığı sırada karşına çıkan Doğu ile yolları kesişir.Varlıklı,Saygın bir ailenin tek çocuğu olan Doğu,Deva'ya öyle bir aşk duyar...