Küçük çocuk yine tek başınaydı.
Gölün karşısındaki iskelede oturuyordu ama tek başına da değildi.
Yanında bir balıkçı vardı. balıkçının yanakları güneşten kızarmıştı.
Küçük çocuk o yüzden yeni olgunlaşan bir domatese benzetti.
Çocuk okuduğu kitabı yanına bırakıp balıkçının kovasına baktı. İçinde dört beş balık vardı ama hepsi büyüktü.
Balıkçı: Balıkları sever misin?
Diye sordu balıkçı.
Çocuk evet anlamında başını salladı.
Evinde küçük bir balığı vardı zamanında ama mahallenin kedisi onu yemişti.
Balıkçı: istersen bir tane balık verebilirim.
Çocuk başını hayır anlamında salladı.
Bir daha o kedinin balığı yemesini istemiyordu çünkü.
Balıkçı: Ama istediğin zaman kovadan bir balık alabilirsin.
Çocuk gülümseyip kitabını okumaya devam etti.
Ama gelen çocuk sesleri onu germişti. Karşıya baktığında çocuklar gülerek elindeki piknik sepetiyle buraya geliyorlardı.
Küçük çocuk kitabına sıkıca sarılıp balıkçının arkasına geçti.
Balıkçı: Ne oldu küçük dostum?
Çocuk, karşıdan gelen çocukları işaret etti.
Balıkçı: Onlardan mı korkuyorsun?
Çocuk başını evet anlamında salladı.
Balıkçı: Merak etme ben seni oltamla ve balıklarımla korurum.
Bu çocuğu nedense güldürmüştü. Çocuk rahatlayıp balıkçının yanına oturdu.
Balıkçının canı sıkılmasın diye bir şarkı mırıldandı. Sonuçta herkes onun için eğlenmeyi hak ediyor. Tabii kendisi hariçti.
Balıkçı kovasına bir kaç balık atmış çocuklarda gitmişti.
Balıkçı, küçük çocukla patika boyunca yürüyordu. İkiside birbirlerine arkadaşlık ediyorlardı.
Balıkçı ona komik anılar anlatıyordu çocuk da sadece gülümsüyordu.
Balıkçı: Bu arada küçük dostum konuşmaktan neden korkuyorsun?
Genellikle insanlar onun sesinden nefret ediyordu, şarkı söylediğinde babası hep ona kızıyordu.
Küçük çocuk: İnsanlar sesimden nefret ediyor.
Demişti. Kısık bir sesle olsa bile balıkçı anlamıştı onu.
O gün o çocuğun ilk çekinmeden konuşmasıydı.
Balıkçı: Eğer konuşmak istersen benimle konuşabilirsin. Her cuma burdayım.
Dedi balıkçı. Çocuktan ne kadar büyük olsa bile yardım sever biriydi.
Çocuk yine sadece gülümsemekle yetindi.
•°•
Bu sefer araba gürültüleri yerine kuş cıvıltıları ile uyanmıştım. Buda iyiydi.
Yattığım eski koltukta ayağa kalkıp kocaman bir şekilde esnedim.
Sırt ağrımı umursamadan hızlıca ayağa kalktım.