Ranbooyla biraz daha konuştuktan sonra sadece eğlenmeye bakmıştım. Sonuçta hiç dışarı çıkan biri değilim. O yüzden bunu iyi değerlendiricem.
Yavaştan vücudumun kendini garip mayhoşluğa emanet ettiğini hissettim. Sanırım sarhoş oluyordum.
Bunu nasıl yapıyordum bilmiyorum ama normalde hiç içmezdim. Sanırım bir seyler beni değiştirdi. Ama keşke ne olduğunu bilseydim ona göre önlem almak daha kolay olurdu.
Yüzümde yine bir sıcaklık vardı. Sarhoşluktan dolayıdır yine.
Ranboo: istersen kalkalım mı?
Başımla onaylamakla yetindim.
İkimizde ayağa kalktık. Tabii ben biraz gençlik sarhoşuna tutulmüştüm. Ranboo bunu farketmiş olucak ki belimden tutup bana destek oldu. Bu herif bu anlarda bana yardımcı olduğu için çok şansılıyım.
Merdivenlerden yavaşça aşağıya iniyorduk. Aklımdan, şu an tek başıma olsaydım düşerdim düşüncesini geçirdim. Ayarım belli değildi zaten.
Ödeme kısmına geldiğimizde elimi cebime attım.
Tubbo: Bu sefer ben öderim haberin olsun koca adam.
Eski bir balıkçı edasıyla söylemistim ama bu balıkçı biraz sarhoştu.
Ranboo gülemseyip başıyla onayladı.
Ödeme kısmını bitirdiğimde ikimizde kocaman binadan çıktık. Yol boyunca Ranbooya abuk subuk şeyler söylüyordum.
Tubbo: Sonrada kıçına bir tane geçirdim o koca ayının.
Ağzımdan çıkan kelimeler inişli çıkışlı seslerdeydi. Galiba bu anı seviyordum çünkü istediğim kadar böyle konuşuyordum ve biri mutlu oluyordu. Sonunda bir işe yarıyordum.
Ranboo: Sarhoş halin normal halinden daha az çekingen yaşlı balıkçı.
Tubbo: Bu yaşlı balıkçı her zaman böyledir.
Ranboo: Öyle mi?
Tubbo: Aynen öyle koca oğlan.
Nedense kendimi farklı bir evrende hissediyordum. Teşekkürler tanrım.
Kendi kendine düşünürken bir anda tökezledim ve bu ikimizinde yere düşmesine sebep oldu.
Tubbo: Ve ayrıca çokta ayaktayım.
Dediğim an ikimizinde ağzından büyük bir kahkaha çıktı.
Tekrar zamanı durdurmak istedim.
Ben yerde uzanırken Ranboo çoktan ayağa kalkmıştı.
Ranboo: Hadi kalk, hava zaten soğuk hasta olma birde.
Tubbo: Bu yaşlı balıkçıya bir dakika var sevgili dostum.
Gözlerimi kapattım. Bunu yapma ihtiyacı duymuştum nedense. Sorgulamadan sadece kapatmıştım. Ardından sakince gözlerimi açtım ve gökyüzüne baktım. Tam anlayamasamda yanaklarıma düşen soğuk taneler ne olduğunu bana biraz ifade etmişti.
Ranboo: Yerde yatarken karı mı diledin?
Diyip tekrar o iç ısıtıcı gülümsemesini ortaya koydu. Dur bir saniye ben neden "iç ısıtıcı" dedim ki?
Ranboo, beni iki kolumdan da kavrayıp ayağa kaldırdı. Buda bir anda gerçekliğe uyanmama sebep oldu. Bu adam beni kendi dünyamdan hemen alıyordu. Belki teşekkür etmeliyim.
Ranboo, kolunu belime sarıp bana destek oldu.
Ranboo: Dua ette biz eve gidene kadar kar fırtınası çıkmasın.