10. Bölüm; Farklı

24 10 1
                                    


O gün okulun her yerinde bir sessizlik hakim olacaktı. Bir gencin tutuklanışı, bir kızın ölümü ve ardından gelen, acı dolu o sessizlik... İnsanı kamçılayan, her güne daha da yalnızlaşarak uyanmasını sağlayan sessizlik, bunu en derinden hissedenleri vuracaktı. Anıl'ın kelepçelenerek götürülmesinin ardından bunun bir yanlış anlaşılma olmadığını sonunda idrak edebilen Gece, o günün akşamında hiç uyumamıştı. Ateş ve Poyraz birbirleriyle tek kelime edememişti. Olaydan 1 gün sonra üçlü birbirlerine sarılıp dakikalarca göz yaşı dökmüştü. Her şeye rağmen en soğukkanlı olanları olan Ateş, ikisini alıp okulun en üst katına çıkardı.
Ateş: A-Arkadaşlar, *gözündeki yaşı siler* bu benim için hiç kolay değil, ama bunu ancak birlikte atlatabiliriz.
Gece: Buna inanmak istemiyorum. Sevdiğimin, Anıl'ımın bunu yaptığını düşünmek bile istemiyorum.
Poyraz saçlarını geriye attı, kan çanağı olmuş gözleriyle yüzünü gökyüzüne çevirdi.
Poyraz: Ne kadar birbirimizle sürekli uğraşsakta, beni sinir etsede, onunla uğraşmak hayatımın eğlence kaynağıydı.
Ateş: Selin belki mükemmel bir insan değildi, ama bunu hak etmezdi. Ama yinede merak ettiğim bir konu var.
Gece: Ne?
Ateş: Anıl bunu yapmazdı. Yapacak olsa bu kadar yıl beklemezdi.
Poyraz: Yani? B-Bunu, ona birisi mi yaptırdı demek istiyorsun?
Ateş: Belki de öyle.
Gece: Zaten seviye sınıfıyız. Sınıfımız o kadar az ki, yakın olduğu-
Poyraz: Yankı! Ama Yankı'yla yakın değillerdi ki.
Ateş: Bence Bora onu destekledi, ya da kandırdı, belki de hem Bora hem de Yankı.
Gece: Biz neyin içine düştük? Ne zaman işler bu hale geldi.
Poyraz: Bilmiyorum, ama Yankı bunu yapabilecek-
Ateş: Nereden biliyorsun yapmayacağını? Kızı sırf tatlı gözüküyor diye suçsuz görme, bu olayda parmağı olabilir onun. Semih Hoca'dan zaten yardım alamayız, Nesrin ve Melih Hoca bu konu açılınca fenalaşıyor. Polis merkezine gidipte bunu ortaya atmakta hiçbir işe yaramaz. Kanıt yok.
Gece: Yani kendimiz çözmeliyiz? Öyle mi anlamalıyım?
Poyraz: Üçümüz kaldık, üçümüz çözeceğiz. Anıl bunu kendi başına yapmış olamaz, mutlaka ikinci bir akıl var, en azından Ateş'in anlattığına göre böyle.
Ateş: Ben böyle düşünüyorum, ve arkadaşımın intikamını alacağım. Kandırıldıysa bile, kandıranı bulup ona ödeteceğim.
Gece: Üçümüz bulacağız, birlikte.
Poyraz: Evet, birlikte.

Bu olayın ve gerçekleşen konuşmanın üzerinden 2 hafta geçmişti, yavaş yavaş normalleşen okulda üç kişi, akıllarına koydukları iddalarına kanıt bulmak için hala çabalasalarda sıra dışı hiçbir şey bulamıyorlardı. Bora her zaman ki gibiydi, her ders uyuyup, sadece Yankı ile konuşan biri. Yankı hep gördükleri Yankı'dır. Derslerde pek konuşmayan, her zaman karalama yapan Yankı.
Ateş'in fikri ile, Gece birbirleriyle yakınlaşmak ve bilgi almak için bir sınıf grubu oluşturmuştu. Gece yarılarında telefona bakan Bora grubu fark eder.
-
"12-C Grubu"na eklendiniz.

+9054; Ben Gece, sınıfça ortak bir grubumuz olsun diye bu grubu açtım. Lütfen çıkmayın.
*Bora ayrıldı*
+9054; Yok artık, dediğimin üzerinden 2 dakika geçmedi.
*Bora kişisini eklediniz*
+9053; Bora, ben Ateş. Gruba Yankı'yı ekleyemedik, numarası sende varsa atar mısın?
+9051: Durun bende var, Poyraz ben bu arada, numaramı kaydedin lazım olur.
                                                      Bora: Hiç sanmıyorum.
*Yankı kişisi eklendi*
                                   Yankı: ee, sınıf grubu mu açtınız?
+9054: Selam Yankı, Gece ben. Sınıfça ortak bir grubumuz olsun diye grubu açtım, lütfen çıkmayın.
*Yankı ayrıldı*
*Bora ayrıldı*
+9053: Yuh ama.
+9051: İnanamıyorum.
*Yarın olduğunda ise okulda bu konu açılmadı, Ateş'in fikriyle, açık vermekten kaçınıyorlardı ama Gece'nin bu fikre olan inancı da günden güne azalıyordu. Gece o gün eve gittiğinde direkt üst kattaki odasına çıktı ve kapıyı kapattı. Sadece düşünmek istiyordu, kimseyle konuşmayı bırak, insanları görmek bile ona acı veriyordu artık. Eline aldığı kalemle şu başlığı attı;
~Ben Gece Uysal. Belki de bu benim intihar mektubumdur.
Yazmaya gözündeki yaşları silerek devam eder.
~Geçen yıl, Anıl ile çıkmaya başladım ve kısa sürede onun hayatımın aşkı olduğunu anladım. O bana hayallerimi veren kişiydi, ona olan sevgimi buradaki tüm sayfaları kullansam bile anlatamam. Ama bunu ona olan aşkımı anlatmak için yazmıyorum. Bir gün birisi bunu okursa şunu bilsin, Selin'in ölmesi Anıl'ın değil, benim suçumdu. Anıl'ın o teklifi kabul etmesini ben sağladım, bu olayın tek sorumlusu benim. Selin'in ölümünden 3 gün önce Yankı bana bir ses kaydı dinletti ve kayıtlar Selin'in beni öldürmek istediğini söylüyordu. Yankı ile bolca konuştuk ve sonunda Selin ile konuşmak istemiştim ama Yankı buna izin vermedi. Yankı bana gerçekleri gösterdi, benden ise Anıl ile görüşme sağlamamı istedi. Anıl ile konuşurlarken bende oradaydım. Anıl teklifi kabul etmedi, Selin'e karşı olan öfkesi o kadar güçlü değildi, Yankı ve Bora onu kışkırttı. Annesinin ölümünü defalarca anlattırdılar, benim de desteğimle Selin'i öldürmeyi kabul etti. Anıl'ın Selin'i öldürme sebebi benim Selin'le olan kavgamdı. Son isteğim Anıl ile tekrar görüşmekti, ama sanırım bunu yapamayacağım. İyi olmanız dileğiyle.
~Gece Uysal.

Gerçekler bazen gözden en ırak olan yerdedir, görmek için gözlerini açmanız yetmez. Hayatın getirdikleri ile birleşince bazı gerçeklerin öğrenilmesi zaman alır. İnsanlarsa gördüğü, duyduğu her şeyi saklayabilen bir canlı değillerdir, bir an, bir gün, bir saniye bile olsa gerçekleri kusabilir ve doğruyu gösterebilirler.

Sırlar GizliydiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin