Jisung ortalık tamamen dağıldıktan sonra öfke ile başını kaldırdı. Hala karşısındaki ikiliyi izliyordu. Yanındaki Hyunjine döndü ve kısık sesle konuştu.
"Şu eski sevgilini Minhonun yanından al yoksa elimden bir kaza çıkacak. "
Hyunjin gözlerini devirerek çekingen bir şekilde onların yanına ilerledi. Minhonun hıçkırıkları devam ediyordu. Hyunjin tereddütle eğildi ve elini Minhonun koluna koydu. Fakat koyduğu gibi elinin itilmesi bir oldu. Minho beklediğinin tersine, kendini korkuyla geri çekmiş ve Felixe sokulmuştu.
"Dokunma bana.. "
Felix onun bu sözüyle yutkundu. Sinirleri geriliyordu. Hala yüzsüz gibi karşısında duruyordu Hyunjin. Bu yüzden hızla ayaklandı ve içindeki tokatı hızla onun yanağına indirdi. Hyunjin anın şoku ile başı omzuna düşmüştü. Elini yanağına götürdü ve şaşkın gözlerle Felixe baktı.
"İğrenç, iğrenç bir insansın sen.. Yüzsüz.. "
Felix bunları söylüyorken yüzünü buruşturmuştu. Hyunjin dolu gözlerini sildi ve Jisunga döndü.
"Açıkla şimdi, herşeyi. Böyle yapacaktın. "
Minho sinirle ayağa kalktı ve Hyunjinin üzerine yürüdü.
"NEYİ AÇIKLAYACAK HA NEYİ?! İKİNİZDE O KADAR İĞRENÇSİNİZ Kİ YÜZÜNÜZE TÜKÜRMEK İSTİYORUM! "
Felix Minhoyu tutuyordu. Jisung cidden deli olmuştu bununla. Sinirle soludu.
"Tamam! Minho! Artık gidiyoruz, yürü. "
"Pardon? "
Felix Jisungun sesi ile kaşlarını çatarak ona döndü. Minho burnunu çekmiş ve Felixin önüne geçmişti. Bu sırada Felix gözlerini devirerek mırıldandı.
"Yüzsüz.. "
"Sesli söylesene bir de-"
"Hop."
Jisung Felixin üzerine yürümüş, fakat Minho tarafından itilerek durdurulmuştu.
"Ona zarar veremezsin. Duydun mu beni? "
"Hadi ya!? Buna sen mi karar veriyordun?! "
"Benim nereye gideceğime sen mi karar veriyorsun peki?!"
"Sen kim oluyorsun-"
"Han."
Jisung bununla duraklamıştı. Han? Han mı..? Minho ise dediğinden pişman değildi. Ona kendi yaptığı gibi soyadıyla seslenerek artık ondan nefret ettiğini belirtmek istemişti ki, bu saatten sonra ondan zaten nefret ediyordu..
Jisung içinde birşeylerin dolandığını söyledi. Sesi kesilmişti bir an, hiçbirşey diyemez olmuştu. Ağzını açamıyordu. Yani, Minho ondan artık nefret mi ediyordu?
Felix Minhonun kolunu çekiştirdi. Aslında ikiside bu ortamda durmak istemiyordu fakat Jisung ve Hyunjinin yüzsüzlüğü yüzünden deli oluyorlardı.
Jisung bir süre sonra kendini toparlamış ve konuşmuştu.
"Siktir ol.. Ve git.. L-Lee.. "
Sesinin sonlara doğru titremesiyle başını yere eğdi. Minhonun bununla gözlerinden bir yaş daha süzüldü ve burnunu çekerek konuştu.
"Sen hiçbir zaman, hiç kimseye acımadın. Bana bile, hak etmediğim şeyleri yaparken, söylerken.. Eski sevgilin olsam bile bunu yapman beni o kadar.. Derinden etkiledi ki.. Neden ona karşılık vermiyorum dedim.. Ama biliyor musun Han, seni hala sevdiğim içindi o.. "
Jisung bununla dudağını ısırdı. Minhoyu dinlemeye başı eğik bir şekilde devam ediyordu. Minho kendini toparladı ve yeniden konuştu.
"Ama artık benim için bir değerin kalmadı. Ne yaparsan yap.. "
Adımlarını Jisunga yöneltti ve tam önünde durdu. Jisung bununla başını kaldırdı ve ona baktı.
"Karşılığını göreceksin. Gözümde artık bir hiçsin sen. Şimdi.. "
Burukça gülümseyerek alkışladı ve konuştu.
"Sevgilinle öpüşmeye devam edebilirsin. "
Dedikten sonra kendinden emin adımları ile koridorda yürümeye başladı. Felix kısa bir süre Hyunjine baktıktan sonra onun peşinden ilerlemişti.
...
"Hyung.. Artık birşeyler ye, lütfen. "
Minho başını iki yana salladı.
"İstemiyorum Jeong. "
"Ama kaç saattir aç duruyorsun. Endişeleniyorum.. "
Minho bununla gülümsedi ve Jeonginin yanına oturması için koltuktaki boş yeri patpatladı. Jeongin derin bir nefes vererek elindeki kahve ile yanına oturdu. İkisindende çıt çıkmadığı zaman Jeongin konuşmuştu önce.
"Sen.. Jisung için üzüldün mü peki? Yani, demek istediğim şu, Hyunjinin ihaneti üzerine mi üzüldün sadece?Jisungun yaptığına üzülmedin mi? "
Minho derin bir nefes verdi. Aklında çok fazla şey vardı.
Hyunjin, Jisung, ona soyadı ile seslenmesi, öpüşmeleri, ihanet..
Başını hızla iki yana salladı bu düşüncelerden uzaklaşmak için. Ardından konuştu.
"Üzüldüm."
Jeongin kahvesinden bir yudum aldı ve Minhonun gözlerinin içine bakmaya başladı. Gerçekten, onca şeyden sonra onu seviyor ve bunun için üzülüyordu.
"Hyung."
Minho ona baktığında konuşmaya devam etti.
"Böyle bir durumda, bu olaylardan uzaklaşmak için okuldan ayrılman gerekmez mi? "
Minho kaşlarını çatarak vücudunu Jeongine çevirdi.
"Seni orada bırakacağımı mı düşünüyorsun? "
"Bende senle gelirim! "
Minho gülümsedi ve başını geriye doğru attı. Jeongin ise tatlı bir şekilde konuşmasına devam etmişti.
"Böyle, koocaman bir okula gideriz. Ondan sonra zorbalık görmeyeceğin şekilde seni korumaya devam ederim. Zorbalık görmeye devam edersen seni yine ordan alırım. Gerekirse yalnız kalmaktan korkuyorsan seninle kalmaya bailarım ya da seni yanıma alırım! Olmaz mı~! "
Minho küçük bir kahkaha atmış ve ellerini Jeonginin yanaklarına atıp hafifçe sıkmıştı.
"İyi kalpli tilkim benim. "
Jeongin başını omzuna eğmiş ve konuşmuştu.
"Herşey güzel olacak Hyung.. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiç mi Sevmedin? ||Minsung||
Non-Fiction"Han Jisung Lee Minho'dan ayrıldıktan sonra en büyük zorbası olur. "