————————————————————————
*** Hayat her zaman istediğimiz gibi gitmezdi. Biz her zaman bir şeylerin mükemmel olmasını arzu ederdik. Ama hayat sizi beklemediğiniz yerden vurduğunda neye uğradığınızı şaşırıdınız. Bazen ise kendinizi rüzgarda savrulan bir yaprak gibi hissederdiniz. Yolunuz ve yönünüzün bile belli olmadığı bir hayat... Benim yolum belliydi ama önüme dağ gibi bir engel çıkmıştı. Sanki ben yolumda yürürken bir mayına basmıştım.Bu mesajla tüm mutluluğum aniden yerini endişeye bırakmıştı. İçimde bir sıkıntı başlamıştı, kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı ve nefes almakta zorlanıyordum. Gözlerim bir an için bulanıklaştı, mesajı defalarca okumama rağmen gerçekten kimin gönderdiğini ve nedenini anlayamıyordum.
En kötüsü de ne yapacağım hakkında hiçbir fikrimin olmamasıydı.
Bu karanlık bulanıklık içinde, içimde bir umut ışığı parladı. Belki de bu durumla başa çıkmak için yardım istemeliydim. Ancak bu karar bile kalbimi sıkıştırıyordu.Peki... Tamam. Sakin olmalıyım. Hala ortada belirgin bir şey yok. Birisinden tehdit mesajları alıyorum ve bu kişi beni izliyor. Yazan kişinin cinsiyeti belli mi? Hayır. Yani kız ya da erkek olup olmadığını bilmiyoruz. Ve yazan kişinin yaşını biliyor muyum? Hayır. Biyografisinde hiçbir bilgi yok. Bu kişi bir çocukta olabilir, benimle yaşıtta olabilir. Ya da belki benden daha yaşlı da olabilir.
Korku var mı? Evet, kesinlikle evet.
♧
Bilgisayarın başına oturdum. Sabah saatleri insanların dünyaya olan bakış açısını destekleyecek bir köşe yazısı yazdım. Benim aksime mutlu olan, takipçilerime...
aryaaluclu_: " Günaydınlarr! Mutlu sabahlarınız olması dileği ile size iç açıcı sözlerimle gönlünüzü ferahlatmak için tekrar sizlerleyim. Umarım size umut ışığı olurum.
İyi okumalar :) ♡~Mutluluk, dış etkenlere bağlı olmadığı gibi, başarıya da bağlı değildir. Başarılarımızın tadını çıkarırız, ancak gerçek mutluluğu sadece dışsal başarılarla ölçmek yanıltıcı olabilir. Gerçek mutluluk, içsel uyum, kabul ve sevgiyle dolu bir yaşamın sonucudur.
Unutmayalım ki, mutluluk, dışarıda değil, içimizde bulunur. Kendimizi sevmeyi, değerlerimizi keşfetmeyi ve içsel dengemizi bulmayı başardığımızda, gerçek mutluluğu bulmuş oluruz. Ve bu içsel yolculuk, bize sonsuz bir mutluluk ve huzur kaynağı olabilir."
Yazımın şu anki hayatımla alakası olmadığı gerçeği, tam bir hayal kırıklığı yaratıyordu. Ama ne zaman dışardan göründüğü gibi olmuştuk ki? Sosyal medyadaki insanlar ne zamandan beri hayatını bize yansıttıkları gibi yaşıyordu? Hatta günlük hayatta konuştuğumuz insanlar gerçekten mutlu muydu? Belki evet. Belki de hayır.
Herkesin kendine ait bir maskesi vardı.Kimse gerçek beni tanımıyordu. Belki de kendimi bile tanıyamıyordum. Dışarıdaki insanlar, sanki başka bir dünyadan geliyor gibi. Onların mutlulukları, benim için sadece uzak bir hayal gibi görünüyordu.
Rolünüzü iyi oynamalıydınız. Çünkü mutsuz olmanız kimsenin umurunda değildi. İnsanlar sadece kendi zevkleri için yaşardı. Hayat, ne yazık ki pembe bir masal değil. Arada sırada, bizi derin acılarla yüzleştiren acı gerçeklerle dolu bir yolculuktu.Koltuğuma yaslandım, kendimi boş ve anlamsız bir şekilde tavana bakarken buldum.
Gecenin karanlığı, sabahın ilk ışıklarına dönüşmediği gibi, içimdeki karanlığı dağıtmadı. Ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilmiyorum. Her şey karmaşık ve anlamsız geliyordu.
Depresif ruh halim beni ele geçirmeye başlamışken bir anda telefonum titredi. Bir bildirim daha gelmişti.
toprakaksoy sizi takip etmek istiyor
Kim olduğuna bakmak için profiline girdim, profil fotoğrafını büyüttüğümde,
kim olduğunu anladım. Sürekli bana denk gelen kurye bana istek atmıştı.Profil fotoğrafına baktığımda üstünde üniformasından farklı olarak siyah bir gömlek vardı, bir iki düğmesi yakasından ilikliydi tenini açıkta bırakıyordu. Bir iskelenin önünde
gün batımı eşliğinde elleri cebinde, yüzünün yan profilini gösterdiği bir poz vermişti. Fotoğraf kalitesi çok iyiydi, temiz ve beyaz tenini, sivri çene hatlarını rahatça görebiliyordum, siyah gür ve düz olan saçları dağılmıştı. Yakışıklı mıydı?
Evet.Öz geçmiş kısmına baktım. Pek bir şey belirtmemişti. Sadece adı ve soyadı yazıyordu.
Toprak Aksoy
Akşam yemeğimi yememiştim.
Tekrar pizza siparişi vermeli miydim? Hayır. Bugün makarna yapacaktım. Adının Toprak olduğunu öğrendiğim kurye, acaba benim sipariş vermemi bekliyor muydu? Cevap: Yine hayır. Böyle bir şeye ihtimal vermiyordum.
Dalga geçtiği gözle görülür bir şekilde açıktı.Çok geçmeden bir bildirim daha geldi.
shadowatcher_23: "Yazını okudum. Hah! Gerçekten mutluluğu hak ettiğini mi düşünüyorsun? Ne saçma bir konu? Ben olsam şöyle bir konu seçerdim 'Ölümün Eşiği' :D"
Gözlerim ekrana dikilmiş, sözlerini tekrar tekrar okuyarak beynimde yankılanmasına izin verdim. Acı bir gülümseme dudaklarıma yayıldı. Sözleri kafamın içinde dönüp duruyordu, adeta kulağımda çınlıyordu. İnsanlar ne kadar acımasız olabilirdi değil mi?
Bana oynadığı oyunu oynasaydım, ne yapardım diye düşündüm. Belki de sessizce onu bloklardım ve kendi hayatıma devam ederdim. Ama bir yandan da ona cevap vermek istiyordum, ona gerçekten ne hissettiğimi anlatmak istiyordum.
Ama parmaklarım klavyeye dokunamadı, bir şey engel oldu.
Ellerim klavyenin üzerinde titriyordu, gözlerim ekrana kilitlenmişken nefes almak neredeyse imkansızdı.Gözlerim ekranı delercesine onun sözlerini defalarca okudum. İçimde bir yangın vardı, ama aynı zamanda bir korku da vardı.
Stresten karnımın acıktığını hissettim. Mutfağa geçip makarna haşladım. Yemeğin olmasını beklerken sofranın sandalyesine oturdum. Başımı masaya gömdüm. Bir süre öyle bekledim. Bunun üstesinden gelebilirdim.
Sonuçta bahar olmak, kışı göze almaktı.'Bunı kendime diyordum ama çoğu zaman sadece kendimi avuttuğumu düşünüyordum. Bazenleri tutarsızdım. Dediklerim ve yaptıklarım birbirine uyuşmuyordu.
İçimdeki çatışma, dediklerimle yaptıklarım arasındaki uyumsuzluğu daha da belirgin hale getiriyordu. Özellikle zor zamanlarda, sözlerimin ve eylemlerimin birbiriyle çeliştiğini fark etmek beni hayal kırıklığına uğratıyordu.
Kendimi tutarsız hissettiğimde, genellikle hayal kırıklığı ve suçluluk duygularıyla mücadele etmek zorunda kalıyordum. Kendime olan güvenim sarsılıyor ve hedeflerime ulaşmak için gereken motivasyonu kaybediyordum. Bu duygularla başa çıkmak, gerçekten zorlayıcı olabiliyordu.
Başımı masadan kaldırdıktan sonra, sadece haşlamış olduğum makarnayı süzdüm ve tabağıma koydum. Gözlerimi makarnanın üzerine diktim. Gerçekten acıkmıştım. Makarnanın her halini seviyordum. Tabağımdaki bu sıcak ve lezzetli yemeği görmek, içimi bir huzur ve mutlulukla doldurdu.
Evet makarnayı gerçekten seviyordum.
Akşam yemeğini de yedikten sonra yatağıma geçtim. Uyumadan önce telefonumu elime aldım ve bir mesaj bildirimi ekranda belirdi.
toprakaksoy'dan bir mesaj.
———————————————————————-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~TESLİMAT~
Mystery / ThrillerBıçağı boynunun ortasına dayadım. *Yumuşak bir şekilde güldü ve yüzüne muzip bir gülümseme yayıldı.* "Bir bıçak mı... Benimle flört mü ediyorsun?" ♤