✥ NİKOLAİ MİLORADOV : Milyon Dolarlık Proje | 4

371 52 137
                                    

-4-

❝Ilya❞

Club Hydra.

Localar.

Eğer burada, Hydra'nın localarında çalışıyorsanız içinde özel zamanlar geçiren çiftler için görünmezsinizdir. Siz yokmuşsunuz gibi davranırlar. Sevişirler. En cüretkâr ve ahlâksız biçimde birbirilerine dokunurlarken onları görebilmeniz olasıdır.

İçki konsoluna siparişleri bırakırken bugün görevli olduğum locada uzun boylu, kumral, insan irisi bir adam varken kucağında sarışın bir kadın oturuyordu. Bense o tarafa bakmamaya çalışarak sipariş ettikleri şeyleri getirmiştim. Umurlarında bile olmadığımı, ben yokmuşum gibi davrandıklarını adamın kadının bacaklarının arasını aralayıp eteklerini kaldırarak iç çamaşırını çıkardığından anlayabiliyordum. Oraya her ne kadar bakmamaya çalışsam da kadının memnun iniltilerine kulaklarımı kapayamıyordum.

Elbette aptal, cahil bir kız değildim. Daha önce sevişen çift görmemiş de değildim. Buraya çalışmak için gelmeden önce hizmet etiğim ailenin evinde, Bay Perfilyev'in evinde her hafta değişen kız arkadaşlarıyla geçirdiği özel anlara zaman zaman şahit olmuştum ancak böylesi değildi. Daha mahremiyetin gizli tutulduğu bir yerdi ve daha kısıtlı şeylere şahit oluyordum. Tabii oradan kaçıp gitmemin de kendime göre çok geçerli sebepleri vardı. Buradan daha tehlikeli olması gibi geçerli sebepler.

Locadaki işim bittiğinde aynı görünmezlikte ve sessizlikte çıktığımda Ivan el hareketiyle beni yanına çağırdı. Etrafa göz gezdirirken bir iki kızı da aynı şekilde yanına çağırdı. Bizi yan yana asker gibi dizdikten sonra gözlerini kısarak bizi incelemeye başladı. Beni bakışlarıyla elemiş gibiydi. Yanımdaki uzun boylu, siyah saçlı kızın önünden de emin olamamış bir biçimde geçtikten sonra biraz daha kısa boylu, kumral kızı işaret etti. "Bay Miloradov'un odası için hazırlanıyorsun."

O kızı tanıyordum. Adı Yulia'ydı ve iki gün önce aynı odada kalmaya başlamıştık. Yalnız kaldığım odanın saltanatını sürmek kısa sürmüştü. Sadece ismen tanıdığım ve aramızda pek konuşma geçmeyen kızın gözlerindeki parıltıdan seçildiğine memnun olduğu görmek mümkündü. Seçilmek. Seçilmemek. Ne garipti değil mi? Sanırım bu terimlere alışmam biraz zaman alacaktı.

Tam emri verip gitmek üzereyken emin olmak üzere kıza döndü. "Gizlilik anlaşmasının yanında rıza sözleşmesini imzalamış mıydın?"

"Evet, Bay Ivan."

"Rızan var mı?"

"Var."

"Tamam, yukarı çık, kırmızı kapılı odadan içeri gir, hazırlanmana yardımcı olacaklar. Anlatılan her şeyi iyi dinle."

Kız uçar gibi yanımızdan geçip merdivenlerden yukarı çıktı. Neler olduğunu anlayamamış bir biçimde yanımda kalan kıza döndüm. "Neler oluyor?" Ne sorduğumu anlamayan kız yüzüme öylece baktığında sorumu yineledim. "O kız ne için seçildi?"

Yüzünde günah barındıran parıltılı gözlerini bana diken kız "Patronla eğlence için." dedi ve ekledi. "Anlarsın ya." Kaşlarını çattı. "Sen gizlilik ve rıza sözleşmesi imzalamadın mı?"

"İmzaladım." Evet, imzalamıştım. Bu sebeple imzalandığını da biliyordum ancak buna neden bu kadar şaşırdığımı kendim de anlamamıştım. Sanırım o anın gerçekliğiyle ilk kez böyle karşı karşıyaydım. Ve nasılsa seçilmeyeceğimi bilmenin verdiği bir rahatlık vardı. Çok dikkat çekici biri olduğum söylenemezdi. Seçilmek için fazla... Sıradandım. Bir yanım bunun bir pazarda köle seçilmesini andırdığını ve kulağa aşağılayıcı geldiğini düşünürken öte yandan o kızın yerinde olmak istemem, aşağılanmayı kabul etmem günah bir şey miydi? İstiyordum. Kendimden de gizleyemezdim ya bunu.

NİKOLAİ MİLORADOV: Milyon Dolarlık ProjeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin