MoonLight | Hyunlix [Omegaverse] ✓

18. Bölüm: Şirket

⋆｡˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧･ﾟ

Felix odaya girdiğinde, onları bekleyen altı yüz fark etti.

İlk dördü tanıdıktı, diğer ikisini ise çıkartamamıştı. Hyunjin bir sandalye çekip Felix otururken sandalyeyi yavaşça altına sürdü.

Ardından yanına geçip oturdu.

Yanındaki gammaya tebessümle bakarken, bir bir odadaki insanları tanıtmaya başladı.

"Chan, delta..." Diye başladı onu işaret ederek. "Ben taht giyene kadar ülkenin yönetiminden beraber sorumluyduk." Ardından elini Minho'ya çevirdi. "Minho, baskın alfa. Baş komutan, sarayın en donanımlı askeri."

"Jisung ve Seungmin'i biliyorsun zaten." Diyerek es geçti diğer iki omegayı. Ardından bu sefer Felix'in aşina olmadığı, kara saçlı iri yarı oğlanı işaret etti. "Bu Changbin. Baskın alfa. Eskiden Minho'nun görevini o yürütüyordu. Şimdiyse çocukluktan askerler yetiştirdiğimiz bir kurumun yönetiminden sorumlu."

Ardından diğer oğlana geçti. Ufak tefek boyuna rağmen güçlü duran yapısı, onun ne olduğunu anlamakta insanı epey zorluyordu.

Hyunjin devam etti. "Bu Jeongin, Vita. Hem Changbin'in eşi, hem de okulun baş öğretmeni."

Felix bakışlarıyla Hyunjin'in bahsettiği herkesi tek tek selamladıktan sonra, sonunda Hyunjin ayağa kalktı. "Bugün burada toplanma amacımız, babamın kurduğu saray yönetim planında yapacağımız değişiklikler."

"Ana unsurlardan başlayalım sigma." Dedi Chan, Hyunjin'in yanında söz sahibi olan otoritesinin verdiği özgüvenle.

"Aynen." Dedi Hyunjin başıyla onaylayarak. "Yönetimde bir sıkıntımız yok. Yani Chan ve ben yönetimde kalacağız."

"Okulda da bir sıkıntı yok." Dedi Changbin denen baskın alfa. "Zamanla artan nüfus göz önünde bulundurulursa, alan ve öğretmen yetersizliğimiz olabilir, ancak henüz düşünmek için erken."

"O zaman geldiğinde sarayı bilgilendirirsin." Diye devam etti Hyunjin, hızla konuyu kapatıp Minho'ya döndü. "Ordular?"

"Eğitim kurumu kusursuz çalışıyor." Dedi Minho. "Dolayısıyla orduya katılan askerler çoktan her şey için hazır ve bilinçli durumdalar."

Minho ve Changbin göz göze geldiler.

İkisi de birbirlerinin eski yerlerinde oturuyorlardı şimdi, ama bu aralarında bir düşmanlığa sebep olmamıştı.

Aksine, tıkır tıkır çalışan bir makine gibilerdi.

"Öyleyse geriye tek bir mesele kalıyor." Dedi Hyunjin. "Şirket."

Felix bir süredir olan konuşmalardan bir bok anlamasa da, şirketin konusu açıldığında birden Hyunjin'e döndü. "Şirket mi?" Diye sordu, bunun krala saygısızlık olup olmadığını bilmeden.

"Hı-hm." Hyunjin sabırlı bir tebessümle eşine döndü. "Şirket, saray dışındaki sürü üyelerinin barındığı yer. Ayrıca dış dünyaya açılan bir kapı, dolayısıyla stratejik olarak oldukça önemli."

"Aynen." Diye devam etti Chan. "Ve kralın vefatı üzerine onun zamanından kalan eski nesil yöneticiler tamamen saraydan ayrılırken, yeni nesil yöneticilerin buradaki görevine odaklanması gerekiyor."

"Yine de şirkete bir yönetici lazım. Aynı anda iki iş yapabilecek birisi var mı?" Diye sordu Hyunjin, masadakileri bir bir süzerken.

Jisung gözlerini kaçırken, Felix ile Seungmin ise göz göze gelmişti.

Seungmin'in hislerini tam anlamıyla bilmiyordu, ama Felix'in söylemek istediklerini zaptedecek gücü kalmamıştı.

"Ben yönetirim!" Dedi sonunda dayanamayarak.