24. Bölüm: "Hyunjin Gitti."

3.2K 417 348
                                    

⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚

Felix sarayda, kendini son birkaç gündür kilitlediği odada, Hyunjin'in odasındaki yatakta sırtüstü uzanıyordu.

Gözleri kapalıydı, aynı bilinci gibi.

Doktor başında gerekli incelemeleri yapıp kan tahlili aldıktan sonra hastaneye geri dönerken, kalanlar telaşlı bir beklentideydi.

Telaşlı olmayan tek kişi Hyunjin'di. Diğerlerinin aksine, sinirliydi.

Chan ve Minho onu uzun zamandır tanıdığı için durumu anlamıştı.

Sonunda onu kollarından tuttular, omegaların yanından uzaklaştırarak odadan çıkarttılar.

"Bıraksanıza." Diye hırladı Hyunjin, sonunda odadan çıkıp büyük kapı kapatıldığında.

"Sakinleş." Dedi Chan sinirli bir tavırla. "Her şey zaten kötü, daha da kötü yapacaksın."

Hyunjin başı öne eğik bir süre düşündükten sonra kafasını kaldırdı.

Göz bebekleri cam bir boncuk gibi mosmor olmuştu.

Yüzünden okunan sinirden alnındaki damarı patlayacak gibi şişmişti.

"Sürekli kendisine zarar vermeye çalışıyor. Yalnızca o acı çekiyormuş gibi davranıyor, her fırsatta kaçmaya çalışıyor. Bıktım artık." Dedi büyük bir sitemle.

"Onun yaşadıklarını da anla." Dedi Minho, yeni baba olmanın verdiği duygusallıkla biraz hassas yaklaşarak. "Bir anda hayatı değişti, bambaşka bir yerde yaşamaya başladı; sırf senin için. Senden de başta yüz bulamadı. Tam bir şeyler yoluna girdi derken, bebeğini kaybetti. İçine kapanması, acı çekmesi ve acısı yüzünden yanlış şeyler yapması tamamen onun suçu değildi."

"Yanında durmaya çalışıyordum. Ona iyi davranmaya, yaralarını sarmaya, gerçekten onun eşi olmaya hazırdım. Ama tek acı çeken kendisiymiş gibi davrandı."

"Alttan alman gerekirdi." Dedi Chan da Minho'ya hak vererek.

"Ne kadar alttan alacağım daha? Yaptığı saçmalıkları alttan aldıkça daha fazlasını yapıyor. Dur demezsem nereye kadar gidecek?"

"Dur dediğinde daha mı iyi? Çok yüzeysel bakıyorsun olaylara." Dedi Minho. "Biraz daha duygusal bakman lazım."

"Sikeceğim duygusunu da! Buradaki herkes çok duygusal, çok hassas ama bir tek ben duygusuzum!" Sesi düştü, kısık bir sesle konuştu. "Ölen yalnızca Felix'in bebeği değildi. Hayatı bir anda değişen de yalnızca Felix değildi. Neden tüm dünya onun etrafında dönüyormuş gibi davranıyorsunuz ki?"

"Sen-"

"Bebeğimizin öldüğünü öğrendiğimden beri, kaç kere rüyalarımda onu gördüğümü bilmiyorsunuz." Hyunjin'in siniri dinmiş, yerini büyük bir acıya bırakmıştı. "Kaç kere rüyama girip bana benim yüzümden öldüğünü söylediğini... Hiçbiriniz bilmiyorsunuz. Ama ben yine de Felix'in yanında olmaya çalıştım. Benim yanımda kim olacaktı?"

Chan ve Minho, düşüncelerinde bir değişme hissediyorlardı.

Sigma, aslında çok duygusaldı. Bunu düşünmeleri gerekiyordu.

Hyunjin arkasını dönüp koridorda kaybolurken, Minho ve Chan birbirlerine baktılar.

Hyunjin'in nereye gittiğini, ne yapacağını ya da ne düşündüğünü ikisi de bilmiyordu şimdi; belki de yeterince iyi tanımıyorlardı onu.

Minho odaya geri dönerken, Chan da Hyunjin'in arkasından koştu.

Hyunjin tam şehir merkezine giden geçidin önünde kolundan Chan tarafından yakalandı.

MoonLight | Hyunlix [Omegaverse] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin