25. Bölüm: Kızıl Şarap

3.1K 410 301
                                    

⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚

Kimin haklı, kimin haksız olduğuna karar vermek çok zordu. Ama bilinmesi gereken şey şuydu ki, eğer ortada bir kavga varsa mutlaka iki taraf da suçluydu.

Felix, eliyle koymuş gibi şirketin en üst katındaki yönetici ofisinde Hyunjin'i bulmuştu.

Birer koluna girmiş omegaları iterek uzaklaştırdı. Sonradan yanlarına gelen delta ve alfaya da gitmelerini söyledi.

Diğer dördü gergin bakışlarla birbirlerini süzerek bir süre hareketsiz kalmışlardı. Ama Felix tekrardan onları ittiğinde omegalar daha sıkı sarıldı.

"Tek girme Felix." Dedi Seungmin onu sıkı sıkı tutarken. "Biz de gelelim."

"Özel konuşacağım, lütfen bırakın."

Bir süre kapının önünde itişseler de, sonunda Felix'in keçi inadına yenik düşüp birer adım geriye çekildiler.

Felix, tek başına odaya girdi.

Odaya girdiğinde Hyunjin büyük ofis masasının önünde yere oturmuş, elinde bir kadeh şarapla boydan boya cam olan duvardan karanlık şehrin sahte ışıklarını izliyordu.

Odanın kapısı açıldığında doğrulmadan geriye attığı kafasıyla kapıya baktı.

Felix ayaklarını sürüyerek ona yaklaşırken, diğer dördü de çaktırmadan karanlık odanın içine girip bir kenara çömdüler.

"Beni artık sevmiyor musun Hyunjin?" Diye sordu Felix titreyerek.

Hyunjin çoktan cama geri dönmüştü. Elindeki kadehi daireler çizerek sallayarak içindeki kızıl şarapla bir girdap yarattı.

"Neden konuşmuyorsun?" Diye ikinci defa konuştu Felix.

Hyunjin'in gözlerinin dolu olduğunu görebilecek kadar yakındaydı şimdi. Hızla yanına çömeldi, elini omzuna koydu. "Neden ağlıyorsun?"

"Yok bir şey."

"Acı çekiyorsun değil mi?" Diye sordu Felix başını öne eğerek. "Çiçeklerim acıyor, anlıyorum."

"Çiçeklerin ondan acımıyor."

"Neden acıyor ki?"

Hyunjin gözünü sıkıca yumdu, gözünden bir damla yaş akmasına izin verdi.

"Üzgünüm Felix." Diye fısıldadı. "Sana yaşattığım her şey için üzgünüm. Belki de bunların hepsi yanlıştı."

"Ne diyorsun sen? Neden böyle konuşuyorsun şimdi?"

"Haksız mıyım?" Hyunjin başını Felix'e doğru çevirdi. Sesinde çok belli bir acı vardı. "Sen de böyle düşünmüyor musun?"

"H-hayır ben..."

"Her acı çektiğinde kendini ölüme sürükleyip ikimize de işkence etmeni istemiyorum artık. Benim yüzümden acı çekiyorsan, benden uzak durmalısın."

"A-ama... Ben her şeyimi geride alıp senin için saraya geldim!"

"Hayır." Hyunjin'in yüzünü acı bir tebessüm sardı. "Her şeyini almadın. Aklın hala orada, o yüzden her fırsatta geri dönmeye çalışıyorsun."

"Ben..."

"Aklınla kalbin o kadar uzak ki, ne istediğini sen bile bilmiyorsun. Ölmeye çalışmana rağmen, ölmek istemiyorsun. Benden bahsetmeyeceğim bile."

Felix'in kaşları çatıldı. "Sen çok mu farklısın? Bir öylesin, bir böyle. Kafamı karıştırıp karıştırıp da bundan şikayet edemezsin."

"Gururum yüzünden sana kötü davrandığım doğru. Ama sonunda gururumu yenip sana gelmedim mi?"

MoonLight | Hyunlix [Omegaverse] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin