1.Bölüm: Tanışma

147 60 5
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar.💖

Bölüm Şarkısı:

- Yaşlı Amca - Kediler Ve Şarkılar
-Murat Dalgılıç - Leyla

.....

Her zaman ki gibi sabahın erken saatlerinde odama vuran güneş ışınları ile günüm aymıştı. Geniş yatağımdan kalkarak ruhumu yansıtan odamın büyük pencerenin perdelerini açtım.

Yaşadığım mahallenin sesi açtığım pencere ile içeriye dolarken mahalleden el arabasında her sabah olduğu gibi küçük manavıyla geçen Ahmet amcaya günaydın demeyi ihmal etmedim.

''Günaydın Ahmet amca, hayırlı işler.'' diye seslendim penceremin önünden geçen sevimli adama.

Gülümseyerek, ''Günaydın, Beria kızım.'' dedi ve her sabah söylediği o sözleri tekrar ederek göz hizamdan kayboldu. Manavcı, ayağınıza geldi, diyen sesi yüzüme konan gülümsemeye engel olmadı.

Artık hazırlanmam gerektiğini fark ettiğimde pencerenin önünden ayrılırken odamın tam karşısındaki evin perdesinin hızla kapatılması ürkmeme sebep olmuştu. Krem rengiyle boyalı evde Ayla teyze oturuyordu. Annem yaşlarında tatlı sevimli bir kadındı.

Geçenlerde mahallenin dedikoducusu Cahide teyzenin dediğine göre yurtdışında okuyan oğlu burada okumak için bir ay önce geri dönmüştü.

Yeterince havalanan odam ile penceremi kapatıp perdemi çektim. İstanbul trafiğine yakalanmadan okuluma geçmek istiyordum. Bu yüzdende elimi hızlı tutmalıydım. Dolabımda dün geceden giyeceklerimi ayarladığım için seçtiğim beyaz keten pantolonu ve bebek mavisi cropu giyindim.

Elimi yüzümü yıkamak için odamdan çıkıp koridorun sonunda ki banyoya vardığımda banyonun dolu olduğunu fark etmem ile sinirlerim tepeme çıkmıştı.

''Alperen, yeter artık biraz hızlı ol. İhtiyacını gidermek için okul saatimi mi bekliyorsun?'' diye gerekli isyanımı da ergenlik çağında ki ve her fırsatta beni sinir etmek için uğraşan kardeşime sövdükten sonra kapının önünde beklemeye başladım.

Yaklaşık on dakika sonra banyonun kapısı açıldığında yüzümde güller açtığına emindim. ''Sabah sabah ne bu ya horoz gibi kafamda ötüyorsun. Lavaboda da rahat yok?'' dedi ve yüzünde ki sinsi gülümsemeyle banyodan ayrılan kardeşimi umursamadan banyoya girdim ve kapıyı kapattım.

Evet, şimdi yüzünde ki o sinsi gülüşün sebebini anlıyordum. ''Alperen!!'' diye var gücümle bağırıp daha yeni güller açan yüzüm aldığım iğrenç koku sayesinde iğrenç bir hal almıştı.

Sabah sabah yine beni sinir etmeyi beceren kardeşime söverek sifonu çekip elimi yüzümü yıkamaya başladım. Sarı saçlarımı atkuyruğu yapıp kuyruk kısmını örmeye başladım. Anlıma dökülen perçemlerimi düzelttiğimde okul için hazırdım.

Banyodan ayrılıp hızlı adımlarla odama geçtim ve dün geceden çantamı hazırlamanın rahatlığıyla son bir bilgisayarım ve defterlerimin çantamda olduğunu kontrol ettiğimde omzuma alıp merdivenlerden inmeye başladım.

Merdivenlerden indiğimde burnuma annemin hazırladığı nefis kahvaltının kokusu gelse de çıkmam gerekiyordu.

Masanın başında elinde gazeteyle oturan babama arkadan sarılarak, ''Günaydınn'' dedim neşeli çıkan sesimle. Bu sırada koltukta oturan kardeşim, ''Gonoydonn'' diye sesimi taklit etmesiyle babamla benim gülmemize sebep olmuştu.

''O neye gülüyorsunuz bakayım?'' diye elinde tava ile mutfaktan çıkan annem masaya doğru yaklaştı ve elinde ki tavayı masanın ortasına bıraktı.

MANOLYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin