4.BÖLÜM

120 11 0
                                    

Felix'in üvey babası lise yıllarında aslında eşcinseldi. Fakat babasının bunu öğrenmesiyle oğlunu sınırlandırdı. Onu dövüyor, hakaretler yağdırıyordu. En son nokta olarak onu evlatlıktan reddetse de bu pekte işe yaramış değildi. Hâlâ erkeklere olan ilgisini bastıramıyor, gün geçtikçe artmasına neden oluyordu. Babası vefat ettikten sonra şirketi Felix'in üvey babası Joun devir almıştı. Çok fazla medyaya çıkmayı sevmiyordu. Bu yüzden bir erkekle gündeme gelip kendisini insanların yargılamasını istemiyordu. Bu yüzden de kendi duygularını bastırmaya çalışıp bir kadın ile evlenmek zorunda kalmıştı.

Tabii bu duyguları bastırmak onun için hiç kolay değildi. Evde melek gibi bir Felix'in olmasını onu çok zorluyordu.
Bu adamı herkes iyi, saygılı biri sanarken içindeki kötüyü kismesye göstermemeye dikkat ediyordu. Özellikle medyaya düşecek hiç bir davranışta bulunmak istemiyordu.

--------------------------------

( BİR KAÇ GÜN SONRA)

Felix hâlâ olduğu durumdan çok rahatsızdı. Eve gelince kendisini derisini yüzermişçesine yıkasada kendini pis ve ezik biri olarak hissediyordu. Bir kaç gündür ne okula gidiyor ne de bir lokma bir şeyler yiyiyordu. Bu ailesinin gözüne çok batmaya başlamıştı. Özellikle üvey babasının.

Yarın Felix'in doğum günüydü ve Felix' e büyük bir sürprizleri vardı. Bu sürprizi kimse unutamayacaktı.
Bu önemli sürpriz neredeyse bir aydır hazırda bekliyordu. Zaten karşı aileyi ikna etme konusu onlara baya pahalıya patlamıştı. Felix'in evde fazlalık olmasından çok şikayet ediyorlardı. Bu yüzden onu şirketlerinin ortaklarından birinin çocuğu ile evlendirmeye karar vermişlerdi. Tabii bu kişinin Felix'in zorbası olduğundan haberdar değillerdi. Zaten bilseler bile umursarlar mıydı? Galiba bu sorunun cevabı hayır olurdu. Hem şirketleri daha iyi bir konuma gelecek hem de evden bir fazlalık çıkacak diye düşünüyorlardı.

Bu sırada Felix dönemin sonunda gireceği sınava çalışıyordu. Evet doğru üniversite sınavına girecekti. Zaman ne kadar yaklaşırsa Felix' te aynı şekilde stresi daha da yükseliyordu. Acaba onun okuması için fırsat tanıyacaklar mıydı? 
Yoksa umursamayıp ne halin varsa gör mü diyeceklerdi? Felix'in aklında bu sorular  dönüp dursa bile ailesinin onun geleceği için hazırladığı planlar farklıydı.

Felix çözmeye çalıştığı sorunun cevabını şıklarda bir türlü bulamıyor ve gerilmeye başladığını hissediyordu. Farkında olmadan parmakları ile avucunun içine tırnaklarını geçirmeye başlamıştı. Bunu fark etmesi çokta zor olmamıştı.
Tırnakları uzun olduğu için derisini delmeye yetmiş ve kanamaya başlamıştı tırnaklarını geçirdiği yer. Felix kanı görünce kendini kontrol edemediğini gözünün önüne gelen zorbalanma dakikaları onu daha çok kışkırtmaya başlamıştı. Kafasının içindeki sesleri susturmak amacıyla kafasına sert bir şekilde vurmaya başlamıştı. Kendini hiç iyi hissetmiyordu. Sakinleştirmeye çalışıyordu kendini. Bu yüzden yere oturdu. Sırtını da yatağına dayadı ve kafasındaki sesleri duymamak adına şarkı geçirmeye çalışıyordu aklından.

Yaklaşık beş altı dakika sonra kendine iyice gelmiş ve eline pansuman yapması gerektiğinin farkına varmıştı. Ayaklanıp odasına bağlı olan kendisine ait olan banyosuna adımlamaya başladı. Kapıyı açtığında, kapının karşısında olan aynadan kendisini görmüştü. Saçları dağılmıştı ve bazı yerlerinde kanlar vardı. Saçlarına bulaşan sıvı haldeki kanlar yüzünde de görülebiliyordu. Bu haliyle savaştan çıkmış birinden farkı pekte yoktu. Saçlarını ve yüzünü temizlemesi gerektiğini düşündü. Bu nedenle duşa girmeye karar vermişti. Üstündeki kıyafetleri yırtarcasına çıkarmış ve bir daha bu kıyafetleri görmek istemiyordu çünkü bu kıyafetler içinde ilk krizini geçirmişti. Bunun farkındaydı. Sinir krizi geçirmişti. İçinde olan her kini dışarıya vurmak istiyordu ama bunu yapamadığı için vücudu artık tepki göstermeye başlamıştı. Teyzeye kıyafetleri poşetleyip atmasını istemeliydi  daha doğrusu bunu bir yere yazıp yapmalıydı. Bunu aklına not ettikten sonra suyu açıp altına girmişti. Suyun altında öylece beklemeye başlamıştı. Ilık suyun vücudundan akması ona iyi gelmişti.
\\\\\\\\\\\\\
Duştan çıkmış üstünü değiştirmişti. Teyzeye de mesaj atmış, gelip kıyafetleri almıştı. Küçük beden kendini yatağına atıp geçirdiği krizi düşünmeye başlamıştı. Önceden ailesinin ona davranışını, yapılan zorbalıkla, zorbalarının dediği her şeyi ve öğretmenlerinin söylediği her şeyi süzgecinden geçirdi.

Uzun düşünmelerinin sonunda krizin neden kaynaklandığını hakkında birtakım fikirleri vardı. Daha fazla düşünmek istemedi. Kalkıp okul çantasını hazırladı. Ardından tekrar yatağına gelerek sürekli sarılarak uyuduğu kedi şeklinde olan peluş oyuncağını kolları arasına aldı. Komodinin yanındaki düğmeden ışıkları kapatmıştı. Biraz hayal kurduktan sonra kendini uykuya bırakmıştı.

__-__-___-__-__

Sabah gözlerini çalan alarmıyla açmıştı küçük beden. Biraz gerindikten sonra günlük işlerini halletti. Çantası aldı ve aşağı kata indi. Ama kimse yoktu.
Bu durumu çok takmadı. Teyzenin yanına giyip hazırladıklarını  aldı.
Sonra arabaya bindi ve yine aynı şeyler tekrarlandı.

Okula geldiğinde bahçede zorbalarının her zamanki oturduğu çardağa baktı. Oradaydılar. Hattaa yanlarında sevgilileri de vardı. İçlerinden Han isimli çocuk Felix' e el sallamıştı. Felix'in tüyleri diken diken olmuş ve hemen oradan gitmek için adımlarını hızlandırdı. Kapıdan girince kolidorda Felix'i gören herkes bir anda fısıldaşmaya başladılar. Ne olduğunu kavrayamadan Felix'in koluna biri girmişti. Bu kişi tabii ki Hwang Hyunjin olmuştu. Hiç zaman kaybetmedi ve konuşmaya başladı kimsenin duymayacağım bir ses tonu ile.

Hyunjin : Benden kaçamazsın küçük ezik. Hatta bir daha hiç kaçamayacaksın. Bu sana en iyi doğum günü hediyesi olacak.

Felix Hyunjin'in dediklerinden pek bir şey anlamamıştı. Sadece aklında kalan kısımdan bugünün doğum günü olduğunu hatırladı.

Çokta önemsemedi. Zaten kimse kutlamayacaktı. Bugün sıkıcı derslerle birlikte hiçbir şey olmamıştı. Hyunjin, Felix' e zorbalık yapmamış öylesine geçmişti gün.

Felix okuldan çıkmak için çantasını toplamaya başlamıştı. Çantasını topladıktan sonra sırtına takmış ve yarı boş olan kolidorda ilerlemeye başlamıştı. Merdivenleri tek tek dikkatli bir şekilde inmeye başladı. Kapıdan çıktıktan sonra eve gitmek için arabaya bindi. Herşeyden habersiz bir şekilde eve gitmişti. Eğer bilseydi bir çaresini bulup kaçardı ama iş işten çoktan geçmişti

________________________________________________________________________________

ZORBA İLE HAYAT | HYUNLIXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin