KEYİFLİ OKUMALAR DİLİYORUM 🧸
🎶ÇAĞAN ŞENGÜL-ÇOK YAZIK🎶Bir yara kaç kere kanardı? İnsan kabuk bağladığını bile bile o yarayı tekrar açmak için neden can atardı? Bu soruların cevapları insanların özünde saklıydı.Lise yıllarımda platonik aşık olduğum çocuğun başka bir kızla beraber yaşadığı harikulade ilişkiyi izlemiştim.Sorun şu ki çocuk sevgili yapmadan önce bana yürüyordu.Arkadaşlarım hep onun ve benim birlikte olacağımıza inanırlardı.Belki de ondan aşık olmuştum.Sonra o kız çıktı ve ben umudumla yalnız kaldım.Çocuk gözümün önünden hiç gitmedi.Sevgilisine bakışı,ona gülümseyişi,onu sarıp sarmalıyışı...
Kader kendini tekerrür ediyordu.Ben yine kanayacağını bile bile bir şerefsize kaptırmıştım gönlümü.
Aslında olay bende bitiyordu.Bu zamana kadar onun bakışlarına,sözlerine,davranışlarına aldanmamıştım ama son anda onu istemeye başlamıştım.
Aptal!
Aptalın tekiydim!
Kollarımdan tutup yaralı olmama aldırmadan sürüklüyordu beni askerler.Ne direnmeye gücüm kalmıştı ne de itiraz etmeye.Eğmiştim boynumu üst katta Roger'ın eli Agatha'nın elini bulduğunda eğmiştim ve henüz kaldırıcak gücü bulamamıştım kendimde.
Buraya geldiğim ilk zamanda beni kapattıkları o zindana götürdüler.Küf kokusu hâlâ aynı şekilde dururken farklı olarak bir sandalye vardı ortada.Beni oraya oturtup arkadan ellerimi kelepçelediler.Ayaklarımı bağladılar.Sonra da beni kendimle bırakıp gittiler.
Yaram çok acıyordu.Vücudumdan ilk defa kurşun çıkartmıyordum.Bu kadar acımasının sebebi yanına kalbimin eklenmesiydi.
Bilincim bir süre sonra dayanamayıp kapandı.Ne kadar süre öyle kalmıştım hiçbir fikrim yoktu fakat kapının gıcırdayan sesi ardından yüzüme çarpan buz gibi suyla irkilerek kendime geldim."Allah belanızı versin!"
Ellery yüzünü buluşturup "Senin Tanrının benim üzerimde etkisi olur mu sence?" dedi.
İnşallah çarpılırsın amına koyduğumun salağa
"Çarpılınca görücem seni ben"
Yerimde kıpırdanmaya başlasam da nafileydi.Kelepçeler bileklerimi acıtmaktan başka bir boka yaramıyordu.Ellery yere eğilip tabldotu alınca bana yemek getirdiğini daha yeni fark ediyordum.
Bana birazdan üzerine atlayacak bir varlıkmışım gibi şüpheyle bakarak yavaşça yaklaştı."Ne diye öyle bakıyorsun?"
"Kelepçelerin olmasa beni boğacakmışsın gibi durduğun içindir"
"Bugün şanslı günündesin.Başka zamana artık." Çarpık bir gülüş sunduktan sonra tabldotu tekrar yere bıraktı ve kaşığı çorbaya daldırarak yavaşça bana yaklaştırdı."Aç bakalım ağzını bak uçak geliyo"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madam
RomanceKafamı çevirdiğimde bana baktığını fark ettim. "Bu da kim?" Sorumla kafası karışan Şirin yavaşça söylediğim yöne döndü."Bu adam İngiltere Kraliyeti'nden geldi.Kralmış.Bilirsin ya orası hâlâ monarşi ile yönetiliyor." Burası kurtlar sofrasına dönmüşke...