KÜÇÜK BİR ALINTI

8 2 0
                                    

"Gider misin ya istemiyorum ben seni!"

"Mabel derhal buraya gel!"

"Banane gelmicem"

"Mabel diyorum!"

"Zaten çok yavaşsın git bi tedavi ol!"

Söylediği şey komikmiş gibi Mabel'ın kahkahası daha da şenlendi ve biraz daha hızlandı.Onun için endişeleniyorum.Eğer benden uzaklaşırsa yolu bulamayabilir.
"Mabel dur lütfen beraber gidelim"

Hızlı koşuyordum ama benden önce çıktığı için ona yetişemiyordum.Hepsi Adel hanımın suçuydu.Hem fırça atmıştı hem de Mabel'ı yakalamama engel olmuştu."Agh!"

Duyduğum inlemeyle biraz daha hızlandım"Mabel!" Afacan çocuk tren raylarının üzerine düşmüştü."Ayağım takıldı ya yoksa asla bana yetişemezdin"

"Hadi kalk ve yanıma gel" nefes nefese kalmış Mabel'a laf yetiştirmeye çalışıyordum.Onunla aramda nerdeyse 25-30 metre vardı.

Mabel kalkmaya çalıştığında tekrar bağırdı."Ayağım burkuldu." Hüzünle söylediği şeye cevap verecekken duyduğum bir ses beni durdurdu."Tren!"
İlerden hızla gelen tren tam olarak Mabel 'ı hedef almış gibiydi.Düdüğünü olacakları haber vermek istermiş gibi çalıyordu "Mabel!"
Çığlık atarak kendimi kaybettim ve oraya nasıl ulaştım onu bile bilmiyorum.

Onu ordan kaldırıp geri çekilemezdim ayağım takılabilirdi.İleri giderkende sorun yaşayabilirdim.Daha kötüsü tren benden daha çabuk ulaşacaktı.Yapılcak tek bir şey vardı...

Tren raylarına atladığım gibi Mabel'ın üzerine kapandım ve onu benimle beraber yere bastırdım.

Tren düdükler eşliğinden üzerimizden geçerken Mabel ağlıyordu ve sıkı sıkı bana tutunuyordu.Trenin vagonlarını hatta aralarındaki boşlukları bile şeçebiliyordum.Gölgeler üzerimizden o kadar hızlı geçiyordu ki trenin Mabel'a çarpma ihtimali beni soluksuz bırakmıştı.Çok hızlı yere atlayıp kapanmıştım o yüzden pantolonum yırtılmış üstüne bacaklarım soyulmuştu.Bu sorun edeceğim son şey bile değildi.

Geçen gölgeler üzerimizden ayrıldığında nefesim kesilmiş gibi hissediyordum.Dizlerimin üzerine kalkıp Mabel'a baktım."İyi misin? Mabel iyi misin söyle?"

Boncuk gözleri dolu dolu olmuştu.Aynı abisininki gibiydi.Koyu kahverengi.

"Ben çok korktum İlke abla" karşılaştığımızdan beri ilk defa bana abla diyordu.

"Bende ablacım.Bende"

Oturduğu yerden kalkıp küçük kollarını boynuma doladı.Hüngür hüngür ağladı benimle beraber.Yüreğim ilk defa bu kadar ağzıma geliyordu.

Mabel'ı kucağıma alıp başka bir tren vakası yaşamadan rayların üstünden çekildim.Koala gibi bana sarılan Mabel'ın kafasına küçük bir öpücük kondurdum."Ne kadar da tatlı bir görsel.Duygulandım"

Arkamdan gelen sesle kaskatı kesildim.Onun burda ne işi vardı?"Garon?"

"İlke.Bir hoş geldin yok mu?"

Arkamda görmek istemeyeceğim bir tablo vardı ama dönmezsem bu tabloyu Mabel görecekti.Hızlıca ona döndüm.Yanında dört tane korumayla gelmişti."Ne işin var?"

"Roger'a selam verecektim.Sonra raylarda ağlayan bir çocuk gördüm.Sonrası zaten malum"

"O zaman git ve selamını ver"

"Ama yoluma çıktınız"

"Biz çıkmadık.Kendin gelmişsin"

"Evet belanız olmaya geldim"

"Evet belana gelmişsin"

Mabel'ı dikkatlice yere indirdim.Kollarını çözmemekte ısrar ediyordu."Ablacım bana bak"

Minik yüzünü ellerimin arasına aldım."Ağlama güzelim.İlke ablan bunu da halledicek ama bu sefer yalnız yapamam"

Ceylan misali bakan gözlerini kırpıştırdı."Ben ne yapabilirim ki?"

"Ben seni bırakıcam.Sende geldiğimiz yoldan geriye saraya koşacaksın.Tamam mı?"

"Ama sen?"

"Beni merak etme.Bunların icabına bakabilirim.Ne olursa olsun durma ve sakın arkanı dönme"

Kafasını salladığında adamlara baktı bir kere"Ne kadar da şeker.Aynı Roger"

"Kes sesini!" Garon'a öfkeyle bağırdım.Mabel hemen dediğim yöne koşmaya başladığında adamların dördü de üzerime koşmaya başladı."Yine kendin teke tek gelemedin dimi Leonidas'ın iti!"

Bana ilk yetişen adam yumruk yaptığı elini savurduğunda eğilerek kurtuldum ve bacağını yakalayıp çektim.Belinde duran silahı kaptığım gibi havalandım.Diğeri sopasını sallamak üzereyken silahla onu vurdum.Silah sesine çığlık atan Mabel durdu."Mabel durma sakın! Koş" ona seslenirken gelen diğer ikisini fark edememiştim.Bacaklarıma sopayla vurduklarında yere düştüm.Silahı elimden alıp havaya ateş ettiler.

Az önce düşürdüğüm de kalkıp başıma dikildi.Sanki ona yaptığımın intikamını alıyormuş gibi yüzüme yumruğunu indirdi.Arkadan Garon yaklaşıp bana doğru eğildi."Şimdi sen söyle bakalım.Kim kimin köpeği?"

Ağzımdaki kanı sertçe yere tükürdüm ama bu acısını geçirmedi.

Eğer çenem çıktıysa bu adamların yatacak yeri yok!

MadamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin