İyi okumalar canlar
🎶BRIANNA-LOST IN ISTANBUL🎶
Bir şey var aramızda
Senin bakışından belli
Benim yanan yüzümden.
Dalıveriyoruz arada bir
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki,
Gülüşerek başlıyoruz söze.(Nahit Ulvi Akgün~Birisi)
ROGER'DAN
Kollarımda baygın yatan kadınla beraber diğerlerinin yanına vardım.Jacob vurulan Agatha'nın başında durmuş zavallı kızın yüzünü avuçları içine alarak ağlıyordu.Jacob'ın Agatha'ya verdiği değerin ne denli büyük olduğunu biliyordum.Çocukluktan beri hiç ayrılmamıştı onlar.Ben pek onlarla takılmaz daha çok Ellery ile görüşürdüm.Evet,Ellery ile çocukluktan arkadaştık.Aslında burdaki herkes birbirini çocukluktan tanıyordu ama bunu tek hatırlamayan İlke'ydi.Aslında bende hatırlamıyordum bir zamanlar ama aldığım terapiler sayesinde kendime gelmeyi başarmıştım.Peki bizim hikayemiz ne miydi?
Özetle,Agatha ve Jacob Türkiye'ye üniversite gezileri için gitmişlerdi,orda ilke ve Şirin'le tanışmışlardı.Ben o zamanlar onların kim olduklarıyla ilgilenmiyordum ama sonra Ellery ile benzer sebeplerden Türkiye'ye geldiğimizde Agatha ve Jacob'ı oturdukları kafeden almak için dışardaki yağmurda bekliyorduk.Buğulu camların ötesinde yarım yamalak bir silüet görmüştüm.Her şey bulanıkken net olan tek şey açık kahve gözleriydi.Onun gözleri sütlü bir kahveyi anımsatırdı ama benimkiler acı bir kahvenin ağızda bıraktığı yakıcı tat kadar koyuydu.Öyleki çoğu zaman siyah derlerdi ama değildi.Kahvelerimiz kesiştiğinde o da benimle aynı şeyleri hissetmiş olmalıki gözlerini hiç çekmemişti.Bu ilk karşılaşmamızdı ve son olmayacağını hep hissetmiştim.O zaman tahminimce o 18 yaşındaydı.
Bir yıl boyunca Türkiye'ye belki bir belki iki defa daha gelmiştim.Bir gece yorgunluktan kafa dağıtmak için gittiğim mekanda kaderin işi olarak onunla karşılaştım.Arkadaşlarıyla gülüp eğleniyordu ve gördüğüm kadarıyla çoktan sarhoş olmuştu.Arkadaşlarıyla gülüşürken beni fark etmesi sorun değildi ama daha sonrasında yanıma gelip kucağımda dans edince bende kayışlar kopmuştu.O gece başının dertte olduğuyla ilgili bir şeyler söylemişti ama araştırmama rağmen altından bir şey çıkmamıştı.Bende tüm olanaklarımı kullanıp Türkiye'de ki tüm suç örgütlerini çökertmiştim.
Asıl sorunun ABD'de olduğunu bilmeden yapmıştım bunu.Sonraki zaman diliminde karşılaşmamıştık ve değişik olansa Agatha ve Jacob'ın da onunla görüşmüyor olmasıydı.Sormadım hiçbir zaman.Merak ettiğim kadını kendim öğrenmek istedim başkasından dinlemek hoşuma gitmezdi.O geceden 2 yıl sonra bir davette yeniden görmüştüm onu ve yeniden kapılmıştım rüzgarına.
Bu sefer onu elimden kaçırmak istemezdim bu yüzden gecenin sonlarına doğru sohbet etmek için yanına gittim.Beni hatırlamadı doğal olarak oysa ben onu hiç unutmamıştım.Sohbetimiz keyifli bir hâl aldığında numaralarımızı alıp ayrıldık birbirimizden.Normalde o gecenin sabahı İngiltere'ye uçağım vardı ama ertelettim.Bir hafta sonraya ertelediğim uçuş bana çok şey katmıştı.İlke ile aramızdaki uyum ve sanki birbirimizi yıllardır tanıyormuşuz hissi her şeyi kolaylaştırmıştı.O bir hafta onun için arkadaştık ama ben onu hiç arkadaş olarak görmemiştim.Ülkeme döndüğümde telefondan konuşmaya devam ettik ve sonuç olarak aramızdaki şeyin adı sevgililik oldu.O 21 yaşındaydı bense 24.Bir yıl boyunca Türkiye'ye sürekli olarak git gel yaptım çünkü İlke'nin de bana deli gibi bağlandığını hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Madam
RomanceKafamı çevirdiğimde bana baktığını fark ettim. "Bu da kim?" Sorumla kafası karışan Şirin yavaşça söylediğim yöne döndü."Bu adam İngiltere Kraliyeti'nden geldi.Kralmış.Bilirsin ya orası hâlâ monarşi ile yönetiliyor." Burası kurtlar sofrasına dönmüşke...